Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Reel sektöre kulak verdik. KOBİ tanımını değiştirdik" dedi. Önemliydi. Şimdi KOBİ tanımıyla ilgili düzenleme yapılması gereken bir başka önemli konu daha var.
KOBİ tanımında ciro büyüklüğü değiştirildi. Ancak düzenlemede 250 olan çalışan sayısı şartında değişikliğe gidilmedi. Biliyorsunuz, 350-400 kişi istihdam eden ancak cirosu 1 milyar lirayı bulmayan pek çok işletme var. Öte yandan, 10 kişiyle 1 milyar lira ciro yapan, işletmeler de var. İki işletmenin durumunu şöyle bir karşılaştırın. Birisi yüzlerce kişinin maaşını, SGK primlerini ödüyor. Tazminatları yüksek. Sağlık, güvenlik ile ilgili zorunlulukları da üstüne koyun. Yükü ağır mı ağır. Ama cirosu 1 milyar liranın altındaysa bile çalışan sayısı 250'nin bir fazlasıysa KOBİ sayılmıyor. Ne KOBİ'lere sağlanan finansman avantajından yararlanabiliyor, ne de örneğin bazı sektörlerde uygulanan çalışan başına 2500 lira destekten. Buna karşılık 10 kişilik teknolojiyle haşır neşir işletmemiz ise muhtasar bile vermiyor. Üstelik KOBİ'lere sağlanan tüm avantajlardan yararlanıyor. Hakkıdır. Hatta bu verimlilikle çalışan firmalarımıza belki farklı destekler de düşünülebilir. Gelgelelim, memlekete istihdam sağlayan işletmemizi de bu kadar dışlamak akla ve vicdana sığmıyor.
Diyeceksiniz ki, "iyi de sınırı da bir yerde çekmek gerekmez mi? Ben de ne düşündüğünü merak ettim, bu soruyu Kayseri Sanayi Odası Meclis Başkanı Abidin Özkaya'ya sordum. Özkaya, seramik sanayicisi. Lideri olduğu Turkuaz Seramik dünya 16'ncısı. Yani KOBİ değil zaten büyük şirket. Dedi ki, "KOBİ'lerde cironun 1 milyar liraya çıkarılması isabetli oldu. Avrupa Birliği'nde de 50 milyon Euro olan KOBİ ciro sınırını 150 milyon Euro'ya çıkarıyorlar. AB'de KOBİ'ler için çalışan sayısı kriteri yok. Türkiye'de de KOBİ'ler için sadece ciro kriteri uygulanması doğru olur. Hem haksızlık giderilir, hem de emek yoğun sektörlerimizin ciddi kan kaybı yaşadığı bir dönemde, istihdam sağlayan şirketlerimiz desteklenir." Doğru söze ne denir!