Yenilenebilir enerji, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enerji dönüşümünün merkezinde yer alıyor. Bu dönüşümün en parlak yıldızlarından biri ise kuşkusuz güneş enerjisi. Yüksek potansiyeli ve hızla gelişen teknolojik altyapısı ile Türkiye, güneş enerjisinde küresel ölçekte dikkat çeken ülkeler arasında yer alıyor. Ancak mevcut kurulu güçle potansiyel arasındaki fark, daha atılacak çok adım olduğunu da gösteriyor.
Elektrik taahhüt sektöründe 20 yılı aşkın deneyimiyle çok sayıda projeye imza atan ORGE Enerji’nin 2023 yılında kurduğu ORGE Solar, güneş enerjisi alanında uçtan uca çözümler sunarak yatırımcılara güçlü bir iş ortağı olmayı amaçlıyor.
“GES yatırımı konusunda yatırımcılara arazinin geliştirilmesinden projelendirilmesi dahil uçtan uca tüm hizmeti verebileceğimiz şekilde bir model kurguluyoruz. Ayrıca, finansman tarafını da hizmet zincirimize ekleme hedefimiz var. Böylece yatırımcımıza maksimum katma değeri sunma olanağımız olacak” diyen ORGE Enerji’nin Yenilenebilir Enerji Bölüm Başkanı Mehmet Tahir Özsoy ile Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelini, sektördeki son teknolojik gelişmeleri, finansman dinamiklerini ve ORGE Solar’ın 2025 sonrası hedeflerini konuştuk:
Mevcut güneş enerji santrali kurulu gücü potansiyelin çok gerisinde
“Ülkemizde son yıllarda yapılan enerji yatırımları çoğunlukla yenilenebilir alanda gerçekleşiyor. Yani, artan üretim talebi yenilenebilir kaynaklardan ve özellikle de güneşten karşılanıyor. Dolayısıyla, arz ve talep dengesi açısından baktığımızda dengeli sayılabilecek bir büyüme görülüyor. Ancak, potansiyel açısından baktığımızda, mevcut güneş enerji santrali kurulu gücünün potansiyelin çok gerisinde olduğunu söylemek mümkün. Altyapı yatırımlarının artması, depolama tesislerinin kurulmaya başlanması ve belli bir hacme ulaşmaları, özellikle de elektrikli araç talebinin artmaya devam etmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, mevcut kurulu gücün daha da hızlı büyümesi beklenmekte. Bunun yanında, özellikle ülkemizde yapay zekâ sektöründe yaşanabilecek gelişmeler, veri merkezi ihtiyaçlarının artması ve yatırım maliyetlerinin düşmesi gibi etkenler de bu alandaki büyüme ivmesini destekleyecek.”
Yerli üretimde ciddi yatırımlar yapıldı
“Avrupa Yeşil Mutabakatına imza atan ülkemiz, 2053 yılında net sıfır karbon emisyonu hedefi koydu. Bu bağlamda da Enerji Bakanlığı’mızın öncülüğünde 2035 hedeflerinin öngörüldüğü bir rapor hazırlandı. Ülkemizde, elektrik tüketiminin 2035 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 3,5 ve daha sonra 2053 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 5,2 artacağı tahmin ediliyor. Ayrıca, nihai enerji tüketimi içinde elektriğin payının 2053 yılında 2020’deki yüzde 21,8’lik düzeyden yüzde 55,6’ya çıkması hedefleniyor. Güneş enerjisine dayalı toplam kurulu gücün de 2035 yılında, bugün 17 bin MW civarında olan seviyesinden 53 bin MW seviyesine çıkması bekleniyor. Bu açıdan, özellikle güneş enerjisi alanında halen çok ciddi bir yatırım ihtiyacı bulunmakta. Bunun için de öncelikle altyapı ve düşük maliyetli finansman alanında yapılacak çalışmalar, hem bu hedeflere ulaşmayı kolaylaştıracak, hem de enerji maliyetlerinin yaşam giderlerimiz ve milli ekonomimiz içindeki payını azaltacak. Birkaç yıl önce ortaya çıkan dalga ile yerli üretim konusunda ciddi yatırımlar yapıldı. Bu noktada, ülkemizin üretim ve teknoloji geliştirme konusunda küresel bir rolünün olması için verimliliği artırma, maliyetleri düşürme, ölçek yaratma ve ARGE konularında gelişme yaratması gerekiyor.”
Finansman, dönüşüm sürecinin en önemli ayaklarından biri
“Finansman, yenilenebilir enerji dönüşüm sürecinin en önemli ayaklarından biri. Bu sadece ülkemiz değil, tüm dünya için böyle. Özellikle batıda, bu konuda geliştirilmiş çok sayıda finansman aracının ve fonun olduğunu gözlemliyoruz. Özellikle evsel santraller için ‘mortgage’ benzeri uzun vadeli finansman seçeneği, yine PPA (Power Purchase Agreement) olarak isimlendirilen Enerji Satınalma Sözleşmeleri, kısaca ESCO olarak adlandırılan Enerji Hizmet Şirketleri, belirli teşvikler sunulan düşük maliyetli yeşil fonlar bunlara verilebilecek örnekler arasında sayılabilir. Bunların dışında da yeni modeller yaratmak mümkün. Karbon ticaret piyasasını da bu kapsamda değerlendirmek mümkün.”
Yeni teknolojiler verimliliği hızla artırıyor “
Güneş panellerinde son yıllarda ortaya çıkan Topcon teknolojisi yüzde 10 civarında bir verimlilik artışı ortaya çıkardı. Bunun yanında özellikle perovskit teknolojisi alanında yapılan çalışmalar, verimliliğin daha da artırılması konusunda son derece umut verici. Ayrıca, ince film ve kompozit panellerin gelişmesi, güneş enerjisinden faydalanılabilecek alanları genişletiyor. Yine, dış cephe uygulamalarına yönelik ürünler gelişme aşamasında.”