Yalancı çobana dönen tarife değişikliklerinin etkisinin giderek azaldığını belirtelim. Yatırımcılar tarife artışının tetiklediği satışları genelde alış fırsatı olarak kullanma eğiliminde.
ABD Başkanı Trump’ın genel gümrük vergisi oranını %15-20 bandına, Kanada vergilerini %35’e artırma tehdidi sonrası hisse senetleri ve tahvilde satıcılı bir seyir ile geçen haftayı kapattık. S&P 500 son iki haftada beş yeni zirve yaptıktan sonra banka, havacılık, petrokimya hisseleri öncülüğünde geriledi. Verim eğrisi uzun vadeli tahvillerdeki satış ile dikleşti. Dolar ana ticaret ortaklarına karşı güçlendi.
Başkan Trump’ın hafta sonu gelen “anlaşma sağlanamazsa Avrupa Birliği ve Meksika’ya uygulanan vergiler %30’a artırılacak” tehdidi piyasalardaki satıcılı seyrin devam edebileceğini söylüyor. Ancak yalancı çobana dönen tarife değişikliklerinin etkisinin giderek azaldığını belirtelim. Yatırımcılar tarife artışının tetiklediği satışları genelde alış fırsatı olarak kullanma eğiliminde.
Önümüzdeki haftalarda piyasaların yönünü belirleyecek temel gelişme ikinci çeyrek karları. Uzmanlar bankalarla başlayacak ikinci çeyrek karlarının ticaret savaşlarının yarattığı belirsizlikler nedeniyle ilk çeyreğe göre zayıflamasını bekliyor. Biz ABD şirketlerinin geleneği bozmayarak sınırlı da olsa beklentileri yeneceğine inanıyoruz. Ancak asıl belirleyici olan şirketlerin paylaşacağı tahminler.
Piyasaların yönünü kısa vadede belirleyecek diğer gelişme salı günü açıklanacak tüketici enflasyonu, Mayıs ayında %0,1 aylık artış ile aşağı yönlü sürpriz yapan enflasyonun Haziran ayında %0,3’e yükselmesi bekleniyor. PMI alt detayları Çin tehdidi ile ABD-hariç-dünyada dezenflasyon, ABD’de ise yükselen enflasyona işaret ediyor. Uzmanlar ABD şirketlerinin ticaret savaşlarına yüksek stok ile girdiklerini bu yüzden enflasyonun Mayıs ayında düşük geldiğini, önümüzdeki aylardan itibaren yükseleceğini savunuyor.
Bu görüşün haklı çıkıp çıkmayacağını Salı günü göreceğiz. Beklendiği gibi yükselen enflasyon ve ekonominin gücünü koruduğunu gösteren ekonomik veriler, Fed’in bekle ve gör politikasını doğrularken, kısa vadeli tahvil getirilerinde yükselişe ve doların güçlenmesine yol açar. Hisse senedi piyasasında yönü orta vadeli faiz beklentilerinden çok ikinci çeyrek kârları ve önümüzdeki döneme yönelik şirketlerin paylaştığı tahminler belirleyecek.
Tüm gemileri yüzdüren bir akıntı söz konusu değil
Borsa İstanbul dezenflasyonun devam etmesi ve Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsünün başlayacağı beklentisi ile geçtiğimiz hafta dünyadan bağımsız bir şekilde yükseldi. Banka ve GYO hisseleri geçtiğimiz haftalarda vurguladığımız gibi yükselişte baş rolü oynamaya devam ediyor. Havacılık, otomotiv, petrokimya, rafineri gibi sektörlerin de katılımı ile endeks 10,400 direncinin hemen altında. Ama tüm gemileri yüzdüren bir akıntı söz konusu değil. Demir-çelik, gıda perakendesi, telekom negatif ayrışıyor.
Bu hafta piyasaların gözü ABD enflasyonunda ve Türkiye Merkez Bankası’nın faiz açıklamasında olacak. Salı günü beklentilerden düşük gelecek bir enflasyon Fed faiz indirim beklentilerini güçlendirerek Borsa İstanbul’da yükselişi destekler. Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı piyasalar tarafından kısmen satın alındı. Ama sürecin uzun soluklu devam edeceğine yönelik bir açıklama piyasaları destekler. Kalıcı bir yükseliş için Türkiye’nin 5 yıllık CDS’inin yeniden 250 civarına ve 10 yıllık tahvil getirisinin %28-%29 bandına inmesi gerekir. Dalgalı bir seyir ile de olsa Türkiye’de ekonominin ve piyasaların yeniden normalleşeceğine inanıyoruz.