Ekim ayı enflasyonu 20 yıllık ortalamanın altında, örneğin yüzde 1,8 düzeyinde gerçekleşse ve diğer aylar ortalamalara uygun gitse bile enflasyon, yılı yüzde 31,46 seviyesinde kapatır.
Eğer yılın geri kalan aylarında enflasyon, son 20 yılın ortalama aylık artışlarıyla uyumlu gerçekleşirse, eylül sonunda yüzde 33,29 olan yıllık TÜFE enflasyonu aralık sonunda yüzde 31,87'ye gerileyebilir. Yani yılı, Merkez Bankası'nın tahmin bandının üst limiti olan yüzde 29'un üzerinde kapatmış oluruz.
Oysa 8 Temmuz'daki "Enflasyonda yıl sonu senaryoları gözden geçiriliyor" başlıklı köşe yazısında, "Eğer yılın geri kalan aylarında enflasyon, son 20 yılın ortalama aylık artışlarıyla uyumlu gerçekleşirse, haziran sonunda yüzde 35,38 olan yıllık enflasyon, Aralık 2025 itibarıyla 26,40’a gerileyebilir. Bu durumda yıllık enflasyon her ne kadar yüzde 24'lük resmi tahminin üzerinde kalsa da Merkez Bankası’nın belirlediği yüzde 19-29 tahmin aralığı içinde kalınmış olur" demiştim.
Ancak temmuz, ağustos ve eylül aylarında gerçekleşen fiyat artışları beklentilerin ve uzun dönem ortalamaların üzerinde geldiği için yüzde 26,40 senaryosu artık mümkün görünmüyor.
Hatta ekim ayı enflasyonu 20 yıllık ortalamanın altında, örneğin yüzde 1,8 düzeyinde gerçekleşse ve diğer aylar ortalamalara uygun gitse bile enflasyon, yılı yüzde 31,46 seviyesinde kapatır. Bu da revize edilmiş son tahminin dahi üzerinde bir oran anlamına geliyor.
Faizde kademeli indirim için alan çok daraldı
Temmuz başındaki yazımda, enflasyonun düşüşü önündeki riskleri sıralayarak "Eğer bu riskler gerçekleşmezse, yılsonunda enflasyon Merkez Bankası’nın yüzde 24'lük 2025 tahmininden çok uzaklaşamadan yüzde 19-29 olan tahmin aralığı içinde kalabilir. Dolayısıyla resmi rakamlara göre Merkez Bankası'nın şu anda yüzde 46 olan politika faizini kademeli aşağı çekecek alanı bulunuyor" demiştim.
Bu alan halen var ama çok daraldı. O zaman da vurguladığım gibi, Merkez Bankası'nın bu süreçte verilere dayalı bir şekilde kademeli ve ölçülü davranması fiyat istikrarının sağlanması açısından kritik önem taşıyor.
“Ölçü” ise kalan 2 toplantıda yapılacak faiz indiriminin boyutuyla belirlenecek. Piyasaların ölçülü olmaktan anladığı bugün ve 18 Aralık'ta yapılacak toplantıların ikisinde birden toplam en fazla 250-300 puanlık indirime gidilmesidir. Bu da yılsonunda yüzde 37,5-38 civarında bir politika faizi anlamına geliyor. Oysa kısa bir süre öncesine kadar hem yerli hem yabancı kuruluşlar ve analistler, bu oranı yüzde 35-36 seviyelerinde telaffuz ediyordu.
Kısacası, temmuz ayında yapılan tahminler fazla iyimser kaldı, şimdi tahminlerde revizyon yapma zamanı...
