Türkiye, 2024 yılında Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilik ekosisteminde belirgin bir ivme kazanmıştır. Startup ekosisteminde 577 yatırım turunda 1,41 milyar dolar fon sağlanmış, teknopark sayısı ise 91’e ulaşmış.
TÜBİTAK BiGG fonu gibi ulusal destekler, tohum yatırımlarını Avrupa’da ikinci sıraya taşırken, toplam Ar-Ge harcamaları ve patent sayılarında artış gözlemleniyor.
Ancak bu büyümenin gölgesinde, yerel yönetimlerin (belediyeler, il özel idareleri vb.) bu ekosistemle ilişkisi hala yetersiz kalmakta.
Yerel yönetimler, yerel ihtiyaçlara özgü inovasyonun tabanını güçlendirebilecekken, finansal ve kurumsal sınırlılıklar nedeniyle az katkı sağlayan aktörler arasında yer almaktadır.
Açık kaynaklardan yararlandığım yazımda, 2024 verileri ışığında yetersizliğin nedenlerini (bürokratik engeller, kaynak kısıtları, işbirliği eksikliği) ayrıntılı inceleyecek, örnekler verecek ve çözüm önerileri ve çıkarımımı sunacağım.
Hedef, yerel yönetimlerin rolünü güçlendirerek Türkiye’nin 2026-2028 kalkınma planlarındaki yeşil ve dijital dönüşüm hedeflerine katkı sağlamaktır.
Mevcut Durum: Yerel Yönetimlerin Rolü ve Sınırlılıkları
2024’te Türkiye girişimcilik ekosistemi, 1,41 milyar dolarlık yatırımla rekor kırmış; biyoteknoloji, yapay zeka ve sağlık teknolojileri ön planda olmuştur.
Teknoparklarda 10.888 firma faaliyet gösterirken, 485’i yabancı sermayeli olup, patent sayısı 1.117’ye ulaşmıştır.
AR-GE ve inovasyon raporları, TÜBİTAK’ın öncelikli konuları (yeşil büyüme, dijital dönüşüm) doğrultusunda 482 kritik teknoloji hedeflediğini vurgulamaktadır.
Yerel yönetimler, teoride bu ekosistemin yerel ölçekte entegrasyonunda kilit rol oynayabilir: Girişimcilik eğitimleri, kuluçka merkezleri ve altyapı yatırımlarıyla.
Ancak 2024 İstanbul Bölge Planı gibi belgeler, yerel yönetimlerin çeşitli nedenlerle katılımının sınırlı kaldığını ve ulusal fonlara bağımlılığın arttığını göstermektedir.
Metropollerde (örneğin İstanbul) kısmi ilerlemeler olsa da, kırsal bölgelerde inovasyon girişimleri altyapı eksikliğiyle mücadele etmekte; kadın girişimcilerin oranı %32,2’ye yükselse de yerel destekler yeterli olmamış..
SER Ar-Ge ve İnovasyon Raporu 2024, yerel paydaşların OECD kıyaslamalarında geride kaldığını belirtmektedir.
Yetersizliğin Ana Nedenleri
2024 verileri, yetersizliğin çok katmanlı olduğunu doğrulamaktadır.
Aşağıda ana nedenleri detaylandıracağız.
- Finansal ve Kaynak Kısıtları
Yerel yönetim bütçeleri, ulusal AR-GE harcamalarının (2024 ilk yarısı %3,8 büyüme katkısı) yanında sınırlı kalmış; inovasyona ayrılan pay %3’ü aşmamıştır.
Teknopark altyapı yatırımları (ulaşım, enerji) belediyelere düşse de, 91 teknoparkın sadece %10’unda yerel fon desteği sağlanmıştır.
Girişimcilik raporları, kısa vadeli fonların (örneğin TÜBİTAK BiGG’nin 329 turu) sürdürülebilir olmadığını; yerel düzeyde AR-GE projelerinin finanse edilemediğini vurgulamaktadır.
Sonuç: Girişimciler ulusal desteklere bağımlı, yerel inovasyon kırsalda tıkanık.
- İşbirliği ve Güven Eksikliği
Ekosistemde paydaş işbirliği zayıf; yerel yönetimler, üniversiteler ve teknoparklar arasında köprü olabilecekken, güven sorunları nedeniyle entegrasyon düşük.
2024’te teknopark firmaları 10.888’e ulaşsa da, belediye-teknopark ortak AR-GE projeleri %5’i geçmemiştir.
Raporlar, bu ayrışmanın “az bilgili” ekosistem yarattığını; yabancı yatırımcıların azalmasında rol oynadığını belirtir.
İstanbul Bölge Planı, yerel yönetimlerin katılım forumlarının yetersizliğini eleştirmektedir.
- Bürokratik ve Düzenleyici Engeller
Karmaşık regülasyonlar, 2024’te de girişimcilerin %40’ını etkilemiş; yerel yönetimler bu engelleri uyarlayamamıştır.
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yönetmeliği’nde değişiklikler (kuluçka tanımı netleştirilmesi) yapılmış olsa da, yerel kapasite eksikliği nedeniyle uygulama gecikmiştir.
Sosyal inovasyon için yasal çerçeve zayıf; belediyeler, yeşil kalkınma hedeflerinde (2053 net sıfır emisyon) rol alamamaktadır.
Bu, inovasyonun İstanbul-Ankara konsantrasyonunu artırmış; bölgesel eşitsizliği derinleştirmiştir.
- Bölgesel Eşitsizlikler ve Altyapı Eksikliği
2024’te AR-GE personeli hedefleri kırsalda %20 düşük kalmış; internet ve enerji altyapısı yetersizliği girişimciliği kısıtlamıştır.
Yerel yönetimler, kırsal kuluçka merkezleri kurma potansiyeline sahipken, sosyoekonomik farklar öncelikleri etkilemiş; teknopark katkısı (8,2 milyar dolar ihracat) yerel dağılımda dengesizdir.
İstanbul’un girişimcilik endeksinde yükselişi (%32 kadın kurucu), diğer bölgeleri geride bırakmıştır.
- Kapasite ve Farkındalık Eksikliği
Yerel yönetimlerde inovasyon odaklı personel eğitimi %15 artmış olsa da, yetersiz kalmıştır. Girişimciler yetenek kıtlığıyla boğuşurken, belediyeler pazar kabulü programları geliştirememiştir. Sosyal inovasyon, startup’larla karıştırılmakta; yerel destekler yanlış yönlendirilmektedir.
Örnek Vakalar:
Yetersizliğin Etkileri
- İstanbul Teknopark Örneği: 2024’te 700+ firma barındırsa da, belediye destekli kuluçka projeleri ulusal fonlara bağımlı; kırsal girişimciler dışlanmış, yabancı anlaşmalar sınırlı kalmıştır.
- Kırsal Bölgeler: Doğu Anadolu’da AR-GE projeleri altyapı eksikliğiyle entegre olamamış; tarımsal inovasyon destekleri (yeşil büyüme) teknolojik dönüşüme yetersiz kalmıştır.
Çözüm Önerileri
2024 verileri ışığında:
- Finansal Entegrasyon: Ulusal fonların (TÜBİTAK BiGG) yerel aktarımı ve inovasyon bütçelerinin %5 artırılması.
- İşbirliği Platformları: Belediye-teknopark-üniversite forumları; İstanbul Bölge Planı gibi modellerin yaygınlaştırılması.
- Kapasite Geliştirme: Yerel yöneticilere yeşil-dijital eğitimler ve regülasyon sandbox’ları.
- Bölgesel Odak: Kırsala öncelikli altyapı (internet, enerji) ve mobil kuluçka merkezleri.
- Uzun Vadeli Destekler: Sürdürülebilir güvenlik ağları; kadın girişimcilere %34 kota.
Sonuç
2024’te girişimcilik ekosistemi 1,41 milyar dolar yatırımla canlansa da, yerel yönetimlerin AR-GE, inovasyon ve teknoparklarla ilişkisi finansal kısıtlar, işbirliği eksikliği ve bölgesel eşitsizlikler nedeniyle yetersiz kalmıştır.
Bu boşluk, Türkiye’nin 2026-2028 planlarındaki yeşil ve dijital hedeflerini riske atmaktadır.
Entegre yerel politikalarla, ekosistem daha kapsayıcı hale gelebilir; ekonomik ve sosyal kalkınmayı hızlandıracaktır.