Kayıt dışılıkla mücadelede hedef tahtasına eczacılar gibi zaten 'kümesteki' meslek gruplarını koyarsak, çabamız boşa gider. Her tür 'rant' başta olmak üzere kayıt dışılıkta üzerine gidilmesi gereken yerler belli. Sapla samanı karıştırmayalım.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçenlerde bir televizyon programında "Kayıt dışılıkla mücadelede dozu artıracağız" dedi. Bazı meslek gruplarının 2024 yılına ilişkin aylık brüt gelir beyanlarını da açıkladı. Buna göre, aktör, aktris ve dublörler ortalamada 157 bin ila 265 bin lira aylık gelir beyan ediyor. Müzisyenler, ses sanatçıları yaklaşık 137 bin lira. Bakan Şimşek'in hedefinde 66 bin lira aylık gelir beyan eden eczacılar da vardı.
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Arman Üney'in açıklamalarını dün gazetemizde de okudunuz. Tepkiliydi. Eleştiri okunun ucunu yaşanan enflasyonist ortama çevirmişti: "Sayın Bakan'ın işaret ettiği gelir beyanı, bir kayıt dışılık değil, tam tersine eczanelerimizin yaşadığı ekonomik daralmanın resmi belgesidir" diyordu. Haber sonrası benim konuştuğum eczacılar kızgındı. Kendilerine büyük haksızlık yapıldığını, eczacıların kayıt dışı ekonomiyle birlikte anılmasının mesnetsiz olduğunu sert bir dille ifade ettiler. Herkes gibi benim de yolum zaman zaman eczanelere düşüyor. Bazen ilaç, bazen de kişisel bakım ürünleri ve vitamin alıyorum. İlaç satışları zaten otomatik olarak kayıt altında yapılıyor. Kozmetik ve vitaminde de herhangi bir eczanede kayıt dışılığa rastlamadım. Hiç "ibana gönderirsen, fiyat yüzde 10 düşer abi" teklifiyle karşılaşmadım. Satış fişi hep verildi.
Maliye kayıt dışılığın üzerine gitmekte yüzde 100 haklı. Denetimdeki eksikliğin giderilmesi kesinlikle doğru. Gelgelelim, "cambaza bak" misali eczacıları, müzisyenleri, "zaten kümeste olan" meslek gruplarını hedefe koyar, asıl denetlenmesi gerekenlere ise siyaseten riskli diye gözlerimizi kapatırsak, bu toplumda adalet duygusunu güçlendirmez. Aksine zayıflatır!