212 NexT, Türkiye’nin derin teknoloji potansiyelini sanayi-girişim iş birlikleriyle küresel arenaya taşıyor. İleri malzeme teknolojilerine odaklanan fon, yalnızca sermaye değil, stratejik ortaklık da sunarak yerel girişimleri ölçeklendiriyor ve sürdürülebilir inovasyon ekosistemini güçlendiriyor. 2025’te 30 milyon dolarlık fon hedefiyle küresel yatırımlarını hızlandırmaya hazırlanıyor.
Türkiye’nin ilk dikey odaklı derin teknoloji fonu 212 NexT, ileri malzeme teknolojileri alanında uzmanlaşarak hem yerel girişimlerin ölçeklenmesine destek oluyor hem de sanayi ile inovasyon arasında köprü kuruyor. 212 Capital Partners bünyesinde faaliyet gösteren fon, özellikle Ar-Ge yoğun, uzun vadeli ticarileşme süreçleri gerektiren ve stratejik sektörler için kritik öneme sahip teknolojilere yatırım yapıyor. 212 NexT Yönetici Ortağı Çağlar Urcan ile 212 NexT’in Türkiye’deki derin teknoloji ekosistemindeki rolünü, yatırım kriterlerini ve küreselleşme stratejilerini konuştuk.
“İleri malzeme teknolojilerini hem Türkiye hem de dünya için üretim, savunma, enerji ve kimya gibi kritik sektörlerde dönüşümü sağlayacak stratejik bir kaldıraç olarak görüyoruz. Bu nedenle sürdürülebilirlik odağını sadece ürünlerde değil, iş modellerinde ve ticarileşme stratejilerinde de arıyoruz. Uzun vadeli değer yaratma yaklaşımını temel kriterlerimizden biri olarak benimsiyoruz” diyen Urcan, “Sanayi ile girişimcilik dünyasını bir araya getirerek, teknolojinin ticarileşmesine katkı sağlıyoruz” diye ekliyor. Urcan, fonun “yalnızca sermaye değil, stratejik ortaklık” sunan modelini anlatırken, derin teknoloji yatırımlarının bugünü ve geleceğine dair şu yorumları yapıyor:
Sanayi ile girişimcilik dünyası arasında köprü kuruyoruz
“Türkiye’nin ilk dikey odaklı derin teknoloji fonu 212 NexT olarak, ileri malzeme teknolojileri alanında stratejik bir boşluğu doldurmayı hedefl edik. Bu alan; Ar-Ge yoğun olmasına ve birçok sanayi kolu için kritik önemde olmasına rağmen, uzun vadeli ticarileşme süreçleri nedeniyle günümüz yatırım ekosisteminde yeterince yer bulamıyor. Fonun kuruluş sürecinde bizi en çok motive eden unsur; bu alanda gelişim gösteren girişimlerin ölçeklenme yolculuğunda yalnızca sermayeye değil, teknik bilgiye, pazar bilgisine ve doğru iş birliklerine de ihtiyaç duymalarıydı. 212’nin global yatırım tecrübesi ve yatırımcılarımız olan sanayi kuruluşlarının sektörel uzmanlıklarıyla girişimlere yalnızca finansal destek sağlamıyor, aynı zamanda ürün-pazar uyumu ve ticarileşme süreçlerinde stratejik katkılar sunuyoruz. Bu yaklaşımımızla hem geleceğin teknolojilerini geliştiren girişimlerin büyümesini hızlandırıyor hem de yatırımcılarımızın yenilikçi teknolojilerle etkileşimini güçlendirerek sanayi ile girişimcilik dünyası arasında köprü kuruyoruz.”
Rekabet avantajı sağlayan teknolojilere odaklanıyoruz
“212 NexT olarak, ileri malzeme teknolojileri alanında erken aşama girişimlere yatırım yapıyoruz. Yatırım kararlarımızda; güçlü kurucu ekipler tarafından geliştirilmiş, yenilikçi ve rekabet avantajı sağlayan teknolojilere, yüksek finansal getiri potansiyeline ve çevresel etki yaratma kapasitesine odaklanıyoruz. Değerlendirme süreçlerimizde; teknolojinin özgünlüğü, hedef pazarın büyüklüğü ve ölçeklenebilirliği ile döngüsel ekonomi yaklaşımına uygun sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi öncelikli kriterlerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca, teknik yeterlilik ve sektörel uzmanlığa sahip kurucu ekiplerin uzun vadeli büyüme ve ölçeklenebilirlik stratejileri ile yatırımdan çıkış potansiyeli önemli faktörler olarak ön plana çıkıyor. Pazarda doğrulanan müşteri talebi ve sanayi iş birlikleri de yatırım kararlarımızı şekillendiren unsurlar arasında yer alıyor.”
Yerel potansiyel, küresel rekabet
“Türkiye’nin derin teknoloji ekosisteminin yüksek bir gelişme potansiyeline sahip olduğunu düşünüyoruz. En önemli fırsatlardan biri olarak, yurt dışında yatırım yaptığımız girişimlerin Türkiye’deki sanayi şirketleriyle kurdukları iş birliklerinden elde ettikleri somut faydayı gözlemliyoruz. Bu da bize, doğru finansal destekle güçlenen yerli girişimlerin, sanayi iş birliklerini bir kaldıraç olarak kullanarak küresel pazarlarda anlamlı bir konum elde edebileceğini gösteriyor. Öte yandan zorluklara baktığımızda; yurt dışı girişimlerin birçok devlet ve özel kurumdan finansal destek aldığı programlar sayesinde özellikle erken aşamada yerel girişimlerimize kıyasla daha çok ön plana çıktığını görüyoruz. Bu tür destekler, teknoloji doğrulama ve ekip kurma gibi erken aşamadaki girişimlerin ilerlemesinde belirleyici rol oynuyor.
Teknolojilerin sanayiye entegrasyonunu sağlıyoruz
“Yatırımcılarımıza sadece finansal kazanç değil, stratejik teknolojik ortaklıklar da sunuyoruz. Sanayi kökenli yatırımcılarımızın ağ ve bilgi birikimini portföy girişimlerimizle buluşturarak, teknolojilerin sanayiye entegrasyonunu sağlıyoruz. Endüstri-girişim köprüsü kurarak en iyi teknolojilere yatırım yapıyor ve büyüme süreçlerinde destek oluyoruz. Büyük şirketlerin inovasyona erişimini kolaylaştırırken, yatırımcılarımıza sektörel öncülük fırsatı sunuyoruz. Sanayi ağımız sayesinde girişimlerimizin teknolojilerinden maksimum fayda sağlanmasını mümkün kılıyoruz. Global yatırımcı bağlantılarımızı kullanarak yatırım yaptığımız girişimleri daha fazla sermayeye ulaşabilmeleri için farklı yatırımcılarla tanıştırıyoruz.”
Bu yılsonuna kadar hedef fonumuzu 30 milyon dolara çıkarmak
“2025’te Avrupa ve Kuzey Amerika merkezli tohum ve Seri A aşamasındaki 4-5 girişime, toplamda 4-6 milyon dolar arasında yatırım yapmayı hedefl iyoruz. Bu yıl sonuna kadar yeni sanayi yatırımcılarının katkısıyla fonumuzu 30 milyon dolara çıkarmayı planlıyoruz. Öncü yatırımcımız Akkök Holding’in yanı sıra farklı endüstrilerden de yatırımcılarımız bulunuyor. Önümüzdeki dönemde farklı sektörlerden yatırımcıları portföyümüze dahil etmek için görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Ayrıca, girişimcilik ekosistemindeki mentor ve uzman ağlarımızı büyüterek portföy şirketlerimize değer katmayı amaçlıyoruz.”