JIANG XUEBIN - ÇİN HALK CUMHURİYETİ ANKARA BÜYÜKELÇİSİ
Çin’in, Küresel Güney'in bir üyesi olarak her zaman gelişmekte olan ülkelerin yanında durma kararlılığı ve ilkesi değişmemiştir.
Kısa bir süre önce, Çin hükümeti halihazırdaki ve gelecekteki Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) müzakerelerinde özel ve farklılaşan muamele ayrıcalıklarını aramayacağını duyurup DTÖ reformunu desteklemeye yönelik duruşunu ortaya koyarak güçlü bir mesaj vermiştir.
2001 yılında DTÖ’ye katıldığında, Çin’in genel ekonomik gelişme düzeyi ile gelişmiş ülkeler arasında büyük bir fark vardı. Kişi başına düşen GSYİH'si yalnızca 890 ABD dolarıydı ve “düşük gelirli ülkeler” sınıfındaydı. Bu nedenle, Çin daha düşük düzeyde açılım taahhütleri ve yükümlülükleri, uygulamalara daha uzun geçiş süreleri ve ticaret kapasitesinin geliştirilmesi için teknik destekler gibi DTÖ’nün gelişmekte olan üyelere tanıdığı özel ve farklılaşan muamele hakkından yararlanmıştır.
Çin’in ortalama tarifeleri gelişmiş ülkelerin ortalamasına yaklaştı
Çin, gelişmekte olan ülke statüsüyle üzerine düşen yükümlülükleri aktif şekilde yerine getirmektedir. DTÖ’ye üyelik müzakerelerinde diğer gelişmekte olan üyelerden daha yüksek yükümlülükler üstlenmiştir. 24 yıl boyunca, Çin üyelik taahhütlerini kapsamlı bir şekilde yerine getirmektedir. Çin’in ortalama tarife oranı %15,3’ten %7,3’e düşmüş, bu oran birçok gelişmekte olan ekonominin çok altında kalırken gelişmiş ülkelerin ortalamasına yaklaşmıştır. Hizmet sektöründe dışa açılan 120’den fazla alt bölümle diğer gelişmekte olan üyelerin çok üzerindedir. DTÖ’nün Ticaret Politikası Gözden Geçirme Raporu (TPGG) da Çin’in dışa açılım konusundaki taahhütlerinin diğer gelişmekte olan ülkelerin ilerisinde olduğunu birçok defa vurgulamıştır.
Çin DTÖ’ye katılarak hem kendini geliştirmiş hem de dünyaya fayda getirmiştir. Çin, artık dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve en büyük mal ticareti ülkesi haline gelmiştir. Geçtiğimiz yıl, Çin 134 trilyon yuanı aşan GSYH’si ile küresel ekonomide yaklaşık %18’lik bir paya denk gelmektedir. Aynı zamanda, 150’den fazla ülke ve bölgenin başlıca ticaret ortağı olarak Çin, geniş ve istikrarlı bir küresel ekonomik ticari ağ kurmuş ve dünya ekonomisine en çok katkı yapan ülke olmuştur. Çin'in küresel ekonomik büyümeye katkısı art arda birçok senedir yaklaşık yüzde 30 seviyesinde olup dünya birinciliğini korumaktadır.
Halihazırda, kurallara dayalı çok taraflı ticaret sistemi ciddi zorluklarla karşı karşıya, hegemonya, tek taraflılık ve korumacılık giderek artmakta, az sayıda ülkeler gümrük vergisi tedbirlerini istismar etmekte ve küresel ekonomi artan belirsizlik ve istikrarsızlıkla karşı karşıya kalmıştır. Bu bağlamda, Çin’in halihazırdaki ve gelecekteki DTÖ müzakerelerinde özel ve farklılaşan muamele ayrıcalıklarını aramayacağını açıklaması, Küresel Kalkınma İnisiyatifi ve Küresel Yönetişim İnisiyatifi’ni hayata geçirmek için attığı somut bir adımdır ve Çin’in çok taraflı ticaret sistemini koruma kararlılığını ve sorumlu ve gelişmekte olan büyük bir devlet sıfatını göstermektedir. Ancak şunun altını çizmeliyiz ki, Çin’in DTÖ'de bu yönde bir arayışta olmaması, gelişmekte olan ülke statüsü ve kimliğinin değiştiği anlamına gelmemektedir. Çin’in, Küresel Güney'in bir üyesi olarak her zaman gelişmekte olan ülkelerin yanında durma kararlılığı ve ilkesi değişmemiştir.
Çin, kurallara dayalı çok taraflı ticaret sistemini desteklemeye hazır
Çin ve Türkiye yükselen büyük ülkeler ve küresel Güney’in önemli üyeleri olarak, çok taraflı ticaret sistemini koruma ve küresel yönetişim reformunu teşvik etme gibi birçok konuda mutabıktır. Küresel ekonomik yönetişim sisteminin daha adil ve makul bir yöne doğru gelişmesine ve açık bir dünya ekonomisi oluşturulmasına yeni katkılar sağlamak üzere Çin, Türkiye dâhil olmak üzere tüm ülkelerle iletişim ve koordinasyonu güçlendirip kurallara dayalı çok taraflı ticaret sistemini desteklemeye ve Küresel Kalkınma İnisiyatifi ve Küresel Yönetişim İnisiyatifi’ni birlikte hayata geçirmeye hazırdır.