Bursa’nın en önemli toplumsal argümanlarından biri şüphesiz Bursaspor futbol kulübü. Bursa, gerçek manada futbol tutkunu bir kent. Öyle ki geçtiğimiz yıl mücadele ettiği ve şampiyon olduğu 3. Ligde Türkiye genelinde tüm liglerde en çok taraftarla maç oynayan ikinci takım oldu. Şu anda da henüz ligler başlamadan 32 bine yakın kombine satışı gerçekleştirdi. Ancak geriden gelen borçlar ve yeni döneme ilişkin gerek transfer çalışmaları gerekse sair harcamalar için ciddi anlamda kaynağa ihtiyaç var. Bursaspor Başkanı Enes Çelik, geçtiğimiz hafta bir açıklama yaparak iş dünyasından yeterli desteği göremediğini dile getirmiş ve sitemde bulunmuştu. Haksız da sayılmaz. Başkan’ın bu çıkışı BTSO öncülüğünde bir destek kampanyasına dönüştü. Kampanyanın tanıtım toplantısında Vali, BTSO Başkanı, OSB başkanları ve iş dünyasından Bursaspor’a destek olan sponsor firma yöneticileri yer aldı. Yapılan açıklamada forma satışı, metro duraklarının sponsorlukla satışı, KFA’nın fuar alanında store açılması ve bağışlarla ilk etapta 60 milyon liralık bir desteğin oluşacağı bildirildi. 60 milyon lira dediğimizde büyük gibi duran bu para spor ekonomisi tarafından bakıldığında çok da büyük durmuyor. Döviz cinsinden 1,5 milyon dolara tekabül ediyor. 35 milyar dolarlık ticaret hacmi ile övündüğümüz Bursa iş dünyasının ilk etaptaki bu desteğinin yeterli olup olmadığını sizlerin yorumuna bırakıyorum.
Toplantıda bence en can alıcı konu Bursaspor vakfı ile ilgili yapılan açıklamalardı. İşlevsel hale getirilecek olan vakıf aracılığıyla kulübe sürekli gelir getirecek projelerin yapılması ve bunların şarta bağlanarak yönetimler tarafından elden çıkarılmaması adına önlem alınacağının duyurulması kıymetliydi. Ayrıca vakfın, kulübün geleceği olan futbolcu fabrikası altyapı tesisleri Vakıfköy’ü her türlü şartta ayakta tutacağını garanti edecek olması gelecek adına ümit verdi.
Bursaspor, Enes Çelik Başkanlığı’nda güzel işler yapıyor. Çeşitli söylemlerle bu gidişatı sekteye uğratmak haksızlık olur. Spor kulüplerinde dünyaya baktığımız zaman başarının anahtarının şeffaflık ve iyi yönetim tarzının hayata geçirilmesi olduğunu görüyoruz. Nice büyük paralar harcayan kulüpler başarının fersah fersah gerisinde kalmıştır. O nedenle iyi yönetilen Bursaspor’a destek olmak ve omuz vermek her Bursalının görevi olmalıdır. Son söz Bursa’da kurulu bulunan koca koca uluslararası şirketler de lütfen artık bu takıma destek olsunlar. Onları sosyal sorumluluk projelerinde görememek rahatsız ediyor!