2 yıl boyunca TÜFE enflasyon oranı yarısı kadar bile düşmemiş. Yani enflasyonla ciddi mücadele yapılamamış.
Söyleyin bakalım, yukarıdaki başlıkta yer alan söz kime ait? Bir başka anlatımla bu sözü en çok kimden duydunuz? Bir ipucu verelim, bu sözün sahibi çok önemli ve yetkili birisi!...
Ekonomiyi takip edenler bu sözü kimin sürekli olarak tekrarladığını hatırladı. Neyse…
İsmi hatırlayamayanlar yazının sonunu beklesin lütfen.
Aslında sözler önemlidir, eğer arkasında durulursa. Yoksa sözün bir değeri kalmaz. Dolayısıyla ya sözün arkasında kalacaksın ya da söylem yerine eyleme ağırlık vereceksin.
Enflasyonla mücadele ya da dezenflasyon politikası başlayalı 2 yıl geçti, hatta 28 ay geride kaldı. Oysa ekonomik istikrar veya krizden çıkış programlarının bir süresi veya termini olur, bu süre içerisinde bir çıpa belirlenir ve yapılabilen işlere çentik atılarak ilerleme sağlanır. Bu süre de genelde 2-3 yıl aralığındadır. Koca 2 yıl geride kaldı ortada dişe dokunur bir gelişme yok!...
Aslında enflasyon düşmüyor, düşüyor gibi yapıyor. Gerçekten enflasyon ile ilgili beklentiler iyileşme yerine giderek bozuluyor. İnanç kalmıyor, zaten sadece para politikası araçlarını kullanarak enflasyonu düşürmek de etkili olmuyor.
Ekim 2025 enflasyonu
Geçtiğimiz pazartesi günü Ekim ayının enflasyon rakamları yayımlandı. Piyasaların tepkisi çok sığ ve ilginçti. Çünkü Ekim ayı enflasyon oranı beklenenden daha düşük gelmişti. Geçen Eylül ayında ise beklenenden daha yüksek gelmiş olmasıyla piyasalar adeta karalar bağlamıştı. Daha önceki bir yazımda da söylediğim gibi adeta tahterevalli gibi bir iniş ve çıkış yaşanıyordu.
Şimdi kuruluşların ekim ayı enflasyonuna bir bakalım.
Bu rakamlar; her üç kuruluşun sonuçlarında çok ciddi ayrışma olduğunu ve dolayısıyla halkın güveninin kalmadığını gösteriyor.
TÜİK’in en yüksek artış sergileyen alt rakamlarına baktığımızda durum şöyle görünüyor:
- Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık yüzde 34,87 (bir önceki ay yüzde 36.06 imiş)
- Ulaştırma yıllık yüzde 27,33 (bir önceki ay yüzde 25.30 imiş)
- Konut yıllık yüzde 50,96 (bir önceki ay yüzde 51.36 imiş)
- Eğitim yıllık yüzde 65,69 (bir önceki ay yüzde 66.10 imiş)
Nasıl bir enflasyonla mücadele ki fiyat artışları izlenen toplam 143 kalemin sadece 18’inde fiyatlar azalmış, buna karşın 118’inde fiyatlar artmış.
Yıllık enflasyon oranı;
- 2023 yılı Ekim ayında yüzde 61,36
- 2024 yılı Ekim ayında yüzde 48.58
- 2025 yılı Ekim ayında yüzde 32,87
Demek ki; 2 yıl boyunca TÜFE enflasyon oranı yarısı kadar bile düşmemiş. Yani enflasyonla ciddi mücadele yapılamamış.
Son bir hatırlatma daha yapalım…
2025 yıl sonu enflasyon tahminleri de çok değişken. Örneğin;
- Merkez Bankasının çıpa olarak gösterdiği ve taahhüt olarak ifade ettiği ara hedefi yüzde 24,
- Hazine ve Maliye Bakanlığının 2026-2028 OVP’de tahmin ettiği rakam yüzde 28,5,
- Piyasa katılımcılarının yıl sonu beklentisi yüzde 31,77,
- TÜİK’in Ekim 2025 ayı sonu yıllık enflasyonu bile yüzde 32,87 (yıl sonu minimum yüzde 32),
- IMF’nin çok daha kötümser tahmini yüzde 34,9,
- Ve başka kişi ve kuruluşların değişken tahminleri…
Açıkçası rakamlar çok oynak ve yüksek, dolayısıyla hiç inandırıcı değil…
Beklenen enflasyon düşecek mi?...
Bu sorunun cevabını, Merkez Bankası’nın 7 Ağustos tarihinde yayımladığı 2025 yılına ilişkin üçüncü enflasyon raporunda farklı paragraflara dağıtılmış olarak görebiliriz.
- 2025 yıl sonu enflasyon oranı ara hedef olarak yüzde 24 şeklinde belirlenmişti, ki artık bu rakamı tutturmak çok gerilerde kaldı ve hedef üçte birden fazla saptı,
- Üstelik bu ara hedefin bir çıpa işlevi göreceği ve taahhüt olduğu ifade edilmişti,
- Aynı şekilde tahmini zor ve durdurulamayan gıda enflasyon oranı 2025 sonunda yüzde 26.5 olarak öngörülmüştü, ama bu hedef de Ekim ayında yüzde 35 ile artık tarih oldu,
- Emtia fiyatlarının yukarı ve aşağı yönlü risk taşıdığı belirtilmişti,
- Fiyatlama davranışları katı bir risk unsuru olarak görülüyordu,
Biz de;
- Artık yurt dışı petrol fiyatlarının yükseliş yönünde ciddi risk taşıdığını,
- 2025 bütçesinin çok büyük borçlanmayla ve ciddi açıkla kapatılacağını,
- 2026 yılı bütçesinde ise özellikle gelir hedefini tutturmanın çok zor olacağını,
- Hükümetin 2026 yılını da dişini sıkarak geçireceğini,
- 500 bin konut kampanyasının 2027 yılı ortasına kadar enflasyonu tetikleyeceğini,
- Daha sonrasında kira artışlarını kısmen frenleyeceğini,
- Artık iç siyasetin önemli bir belirleyici olacağını eklemek istiyoruz.
Hazine ve Maliye Bakanı’nın “En kötüsü geride kaldı” söyleminin de eyleme dönüşmesini temenni ediyoruz.
