OVP müessesesinin temel hedefi, makroekonomik büyüklüklerde 3 yıllık orta vadede öngörülebilirliği ve istikrarı sağlamak idi. Fakat bugüne kadar 20 adet OVP’de de bir yıl sonrasının bile hedefleri tutturulamadı.
7 Eylül 2025 tarihli mükerrer Resmi Gazete’de 2026-2028 dönemi Orta Vadeli Programı (OVP) yayımlandı. Bugüne kadar 20 adet OVP’nin yayımlandığını görüyoruz, hepsi de bu iktidar dönemine ait… Dolayısıyla OVP’lerin hepsi bu iktidarın adeta eseri (!) konumunda.
Geçmişe baktığımızda, bundan iki yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından kamuoyuna açıklanan 2024-2026 OVP ile farklı ve geniş sunum formatının benimsendiğini görüyoruz. Farklılığı, OVP’ye eklenen ek 3’de “yapısal dönüşümler” olarak izliyoruz.
Ancak bu yılki 2026-2028 OVP dokümanının daha genel ve öncekilere benzer iddiasız ifadeler içerdiğine şahit oluyoruz.
Aslında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, bu programın şoklara karşı test edildiğini söylemesini anlamak çok mümkün değil. 10 yıllık tahvile yüzde 30’un üzerinde şekillenmesi ve borçlanma faizinin de yüzde 40’ın üzerine çıkması asıl şok!... Frensiz ve pahalı borçlanmanın kendisi bizatihi şok mahiyetinde…
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile getirilen OVP müessesesinin temel hedefi, makroekonomik büyüklüklerde 3 yıllık orta vadede öngörülebilirliği ve istikrarı sağlamak idi. Fakat bugüne kadar 20 adet OVP’de de bir yıl sonrasının bile hedefleri tutturulamadı. Yani sürekli olarak rakamlarda sapmalar oldu. Açıkçası hem makro büyüklükler ve hem de kurumların ödenek teklif tavanları değiştirildi. Aynı şekilde Programın ekinde yer alan “öncelikli reform alanlarına yönelik düzenlemeler” de iyi niyeti içeren tekrara dönüştü.
Şimdi dilerseniz bazı önemli rakamları bir gözden geçirelim.
- Büyüme: Büyüme, geçen yılki 2025-2027 OVP döneminde 2025 yılı için yüzde 4 olarak öngörülmüştü. Şimdi bu yılki OVP ile büyüme revize edilmiş ve yüzde 3,3’e düşürülmüş. Aynı şekilde 2026 ve 2027 yıllarında da büyüme küçültülmüş. 2025 yılının ikinci çeyreğindeki yüzde 4.8 büyüme ve üçüncü çeyreğin de buna yakın seyri, yıl sonu hedefinin çok da isabetli olmadığına işaret ediyor.
- Enflasyon: Malum olduğu halde Hazine ve Maliye Bakanı’nın asıl işi ve Merkez Bankası’nın fokuslandığı konu enflasyonu önlemek. Bakanın ve Merkez Bankası’nın göreve geldiği Haziran 2023 tarihinden bu tarafa 2 yılı aşkın süre geçti, ama enflasyonu düşürmede çok başarılı olunamadı. Nitekim geçen yılki 2025-2026 OVP ile 2025 yılı için yüzde 17,5 olarak öngörülen enflasyon oranı bu yıl ki OVP ile yüzde 28,5’a yükseltildi. Yani enflasyon 11 puan ya da yüzde olarak 63 artmış. Aynı şekilde geçen yılki tahminde 2026 yılı enflasyonu yüzde 9,7 öngörülürken bu yıl yukarı yönlü revize edilerek yüzde 16 olarak hesaplanmış. Eylül ayında bile 2025 yılsonu hedefinin tutturulması zor görünüyor. Enflasyonla mücadelenin bir programa, çıpaya bağlanması gerektiği açık olduğu halde böyle bir ölçütün olmadığı biliniyor.
- Faiz giderleri: Hükümetin faiz karnesi çok bozuk ve giderek de bozulmaya devam ediyor. Durdurulamayan borçlanma ve buna bağlı yüksek faizler bütçedeki yükümüzü aşırı artırıyor. Rakamlar da bunu teyit ediyor. 2024 faiz giderleri 1,3 trilyon lira iken 2025 yılında faiz ödeneği yüzde 50 artış ile 1 trilyon 950 milyar liraya çıkarılmış. Bu tutar da yetmemiş, 100 milyar lira yukarı doğru revizyon ile 2 trilyon 53 milyar liraya yükseltilmiş. 2026 yılı faiz yükü de yüzde 40,6 artış ile 2 trilyon 742 milyar lira olarak öngörülmüş. Ancak 2027 yılı faiz tahmini oldukça düşük tutulmuş ki şimdiden zamanı geldiğinde bu tahminin değişeceğini söyleyebiliriz. Öte yandan faiz giderlerinin bütçe giderleri içerisindeki payı da artmaya devam ediyor, 2025 faiz giderlerinin payı yüzde 13,2 iken 2026 yılında yüzde 14,5 olarak tahmin ediliyor.
- Vergi gelirleri: Vergi gelirlerinde 2025 yılı için beklenen performansın elde edilemediği ortada. Geçen yılki OVP ile 2025 yılı için öngörülen vergi geliri hedefi 11 trilyon 139 milyar lira olduğu halde, bu yılki OVP’de aşağı yönlü revize edilerek 10 trilyon 733 milyar liraya çekilmiş. Yani yaklaşık 400 milyar lira hedefin gerisinde kalınmış. Bu arada yeni 2026-2028 OVP ile 2026 vergi hedefi de yüzde 28,4 oranında artırılmış. Demek ki 2026 yılı için yeni vergi zamları öngörülmüş. Zaten çok zamansız bir şekilde yurt dışı çıkış harçları, ruhsat harçları, matbu damga vergisi gibi kalemlerde zamlar başladı bile…
Sözün özü: OVP gibi enstrümanlar kurumsal ve sürdürülebilir bir kamu maliyesi için yol haritası olduğu halde, şoklardan korunma aracı gibi algılanırsa sonuçlar da şok etkisi yaratır.