Wolf’a göre yıl başındaki ticaret savaşı korkularına rağmen 2025 sanıldığı kadar sert olmadı.
Martin Wolf, ekonomi dünyasında uzun yıllardır dikkatle takip ettiğim isimlerden biridir. Sadece bir ekonomi yazarı değil; küresel kapitalizmin nabzını tutan, kriz dönemlerinde karar alıcıların bile dönüp baktığı bir referans noktasıdır. Financial Times’ın baş ekonomi yorumcusu olarak yıllardır olanı anlatmaktan çok, olmakta olanı görmeye çalışıyor.
2008 küresel finans krizini en iyi analiz eden isimlerden biriydi. Pandemiyle gelen ekonomik yıkımı ise tereddüt etmeden 1930’lardaki Büyük Buhran’la kıyasladı, anlamlı sonuçlara ulaştı. Wolf’u farklı kılan ekonomiyi soyut modellerin içine hapsetmemesi. Aynı zamanda rakamların arkasındaki siyaseti, güç ilişkilerini ve deyim yerindeyse, ödenecek toplumsal bedeli yazıyor. Gerektiğinde serbest piyasayı da devleti de sert biçimde eleştiriyor.
Wolf, bu hafta CNBC-e Londra Temsilcisi Berfu Güven’e konuştu. Aslında bu ikilinin ilk buluşması değildi; Berfu’nun onunla düzenli aralıklarla yaptığı röportajlardan biriydi. Ama bu kez konuşma özellikle dikkat çekiciydi. Çünkü küresel ekonomi ve Türkiye için ileriye dönük net bir çerçeve sunuyordu. Bu çerçeve aslında benim beklediğimden daha olumluydu.
CNBC-e'de dikkatle izlediğim bu güçlü röportajdan öne çıkanları özetlemeye çalıştım:
“2025 beklenenden iyi geçti”
Wolf’a göre yıl başındaki ticaret savaşı korkularına rağmen 2025 sanıldığı kadar sert olmadı. Büyük oyuncular arasında anlaşmalar yapıldı, küresel ticaret ortamı tamamen dağılmadı. Ekonomiler farklı hızlarda büyüse de genel olarak kendi trendlerine yakın seyrediyor. Enflasyon büyük ölçüde kontrol altında. Dünya ekonomisi, korkulan şoklara kıyasla makul bir durumda.
“Balonlar var ama hepsi tehlikeli değil”
Yapay zekâ, tahvil piyasaları ve kripto varlıklarda balon benzeri işaretler var. Ancak Wolf’a göre asıl sorun bunların ne kadar tehlikeli olduğu. Kripto varlıklar çok oynak ama yüksek borçla beslenen bir yapı yok. Bu nedenle küresel etkileri sınırlı. Yapay zekâ yatırımları ise Google, Meta ve Amazon gibi güçlü, kârlı şirketler tarafından finanse ediliyor. Aşırı borçlanma olmadığı için Wolf bu alanı şimdilik sistemik bir tehdit olarak görmüyor. Bu önemli bir tespit
Wolf’un en çok dikkat çektiği alan, banka dışı finansal aracılık. Özellikle özel kredi piyasalarında artan kaldıraç risk yaratıyor. Burada biriken sorunlar bazı borç piyasalarını sarsabilir ve dolaylı olarak bankalara yansıyabilir. Ama yine de bugünkü tabloyu 2000’lerin başındaki konut balonuna benzetmiyor.
Uzun vadeli faizlerin sert yükselmesi halinde tahvil fiyatlarının düşebileceğini, teminat değerlerinin eriyebileceğini söylüyor. Bu da bazı yatırımcıları zor durumda bırakabilir. Ancak büyük bankalarla güçlü bağlar kurulmadığı sürece bunun sistemik bir krize dönüşmeyebileceğini düşünüyor.
“2008 benzeri bir kriz beklemiyorum”
Wolf’a göre 2008’e benzer bir küresel kriz ancak çok büyük bir şokla mümkün. Bunun için ciddi bir enflasyon korkusu, tahvil faizlerinde sert bir sıçrama ve büyük fiyat çöküşleri gerekir. Böyle bir senaryo mümkün ama bugünkü koşullarda kaçınılmaz değil. Aksine, Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesi ihtimali petrol fiyatlarını düşürebilir ve bu küresel ekonomi için destekleyici olur. Mevcut sorunlar daha çok uzun vadeli ve yapısal.
“Avrupa istikrarlı”
Avrupa yavaş büyüyor ama büyümeye devam ediyor. Enflasyon hedefte, ECB görece rahat, faizler makul seviyelerde. Asıl sorunlar risk almama, düşük verimlilik ve inovasyon eksikliği. Almanya’nın artan kamu harcamaları talebi destekleyebilir. Yani büyük bir jeopolitik kriz yaşanmadıkça Avrupa’nın durumu istikrarlı.
“Türkiye yüksek potansiyele sahip”
Türkiye’yi 1980’lerden beri tanıyan Wolf, ülkenin konumunu güçlü buluyor; insanlarının girişimci ve yetenekli olduğuna vurgu yapıyor. Sorunların çoğunu yanlış makroekonomik ve para politikası tercihlerine bağlıyor. Büyük bir dış şok ya da ciddi bir politika hatası yaşanmadığı sürece Türkiye konusunda da iyimser.
2010’ların sonlarında ciddi para politikası hataları yapıldığını düşünüyor. Ancak mevcut siyasi ve ekonomik çizgi korunur ve aynı ekip yönetimde kalırsa, Türkiye’nin her zaman sahip olduğuna inandığı büyük potansiyeli hayata geçirebileceğini söylüyor.
“Küresel ortam Türkiye için destekleyici”
Wolf’a göre Türkiye ekonomisi esnek ve bunu geçmişte defalarca gösterdi. Bölgesel çatışmaların sona ermesi ve daha sakin bir jeopolitik ortam, Türkiye için olumlu bir zemin yaratabilir. Elbette her zaman beklenmedik felaketler olabilir. Ama bugünden bakıldığında, önümüzdeki bir yıl ve biraz daha uzun bir dönem için görünüm Wolf'a göre olumlu.
Önümüzdeki günlerde Wolf gibi başka ekonomistlerin görüşlerini de paylaşmayı sürdüreceğim. Çünkü “olanı” değil, "olmakta olanı" ve "olacak olanı" anlatan bu tür isimler, küresel ekonominin nereye gittiğini anlamak isteyenler için sadece yorumcu değil, aynı zamanda erken uyarı sistemi rolü oynayabilirler.