Aradan tam 10 yıl geçmiş olmasına rağmen, Babalar Günü her geldiğinde içimde aynı hüzün ve özlemi hissediyorum. Böyle anlamlı bir günde gazetenizin yaptığı bu özel çalışmayı da son derece zarif ve kıymetli bulduğumu özellikle ifade etmem lazım.
Babamı birkaç cümleyle anlatmak aslında imkansız. Ama onun hayatından ve bize bıraktığı değerlerden kısaca bahsetmek isterim. Babam Mahir BAYKAM, 11 Temmuz 1956’da Adana’da dünyaya geldi. Üniversitede işletme eğitimi aldıktan sonra, 1980 yılında bugün sektöründe açık ara lider konumda bulunan KAM A.Ş.’yi kurdu. Elbette bu başarı bir anda gelmedi. İlk yıllarını büyük bir emek, sabır ve azimle geçirdi. 1991’de benim doğumumun ardından ileri görüşlülüğü ile stratejik açıdan uygun bularak şirketin merkezini Adana’dan Ankara’ya taşıma kararı aldı ve 1992’den itibaren Ankara hayatımız başladı.
Babam, sadece iyi bir yönetici değil, aynı zamanda hayat boyu öğrenmeye meraklı, vizyon sahibi bir insandı. Dünyadaki farklı yönetim modellerini araştırır, bunları titizlikle değerlendirir ve şirketimize en uygun şekilde uyarlardı. ISO standartlarının yanı sıra Toplam Kalite Yönetimi ve Yalın İmalat gibi sistemleri de entegre etti. Bu vizyoner yaklaşım sayesinde şirketimiz önce Ankara’nın, ardından tüm Türkiye’nin en büyük prekast betonarme yapı üreticisi haline geldi. Ar-Ge faaliyetleriyle geliştirilen, depreme ve yangına dayanıklı ürünlerimiz dünya çapında ilgi gördü. Babamın liderliğinde geliştirilen C STRONG teknolojisi ise sektörde şirketimizi bambaşka bir konuma taşıdı.
Yeri gelmişken belirtmek okuyucular açısından yararlı olabilir. KAM, her yıl 200’den fazla fabrika inşaatını tamamlıyor olmasından dolayı “fabrika fabrikası” şeklinde anılsa da, depolardan spor salonlarına, okullardan otellere kadar birçok geniş açıklıklı yapıda da tercih edilmekte. Babam hayattayken KAM markasıyla yapılmış önemli projelerden biri de Ankara’daki Yüksek Hızlı Tren Garı’dır. Buradaki prekast ürünlerde dikkate alınan statik hesaplar, sonradan İtalyan ve Alman prekast firmalarının önde gelen mühendisleri tarafından da örnek alınmış ve Türkiye Prefabrik Birliği, babamın vefatından sonra ona ödül vermek isteyerek ağabeyimi ve beni törene davet ettiler.
Ailemizde hayatımız boyunca bu sözleri defalarca duyduk. Çalışanlarımız da özellikle toplantılarda sıkça işittiler. Şimdi de toplantı salonumuzun duvarlarında birçoğu yazıyor, gelen herkes okuyup etkilendiğini söylemeden geçemiyor. Elbette bunlar yalnızca iş dünyasıyla sınırlı değil, hayatın her alanında yol gösterici nitelikte öğütler. Ağabeyimle birlikte bugün hâlâ önemli kararlarımızda içimizden onun sesini duyar, bu öğütleri ilke edinmiş şekilde hareket etmeye özen gösteririz.
Babamı tanıyan herkes; arkadaşları, çalışma arkadaşları ve hatta kısa süreli tanışıklığı olanlar bile, onun hayata ve insanlara kattığı değerleri her fırsatta dile getirir. Bugün KAM A.Ş.’nin sektördeki güçlü konumunun temelinde de onun bu vizyoner yönetim anlayışı bulunuyor. Biz de onun bize bıraktığı bu değerli miras için her zaman minnettarız.
Elbette babam yalnızca iş insanı değildi. Bizim için her zaman sevgi dolu, ilgili, anlayışlı, güçlü ve koruyucu bir baba, annem için ise yanında olmaktan her zaman mutluluk duyduğu bir eşti.
Babalar Günü vesilesiyle aile büyüklerimizden de kısaca söz etmek isterim. Annem Handan BAYKAM’ın hukukçu olmasına ilham veren dedem, 1910 doğumlu, Yargıtay Üyesi idi. Her zaman zarif ve anlayışlı bir insandı. Babamın babası ise 1912 doğumlu, Avukat ve Noterdi. Son derece disiplinli, aynı zamanda torunlarına karşı da sevgi doluydu. Her ikisi de 92 yaşını geçen uzun ve güzel ömürler sürdüler. Ailemizde böyle bir uzun ömür beklentisi oluşmuştu. Fakat babamın henüz 59 yaşında (4 Eylül 2015 tarihinde) vefat etmesi bu beklentiyi ne yazık ki erkenden sona erdirdi.
Kısa ömrüne rağmen işine duyduğu saygıyı ve ailesine ayırdığı zamanı her zaman büyük bir dengeyle yürüttü. 50’den fazla ülkeye beraber yaptığımız seyahatler, sayısız yaz ve kış tatili, Ankara’daki evimizdeki akşam yemeklerimiz, bahçemizde pazar kahvaltılarımız ve samimi aile ortamımız benim için daima çok kıymetli ve sımsıcak anılar olarak kalacak.
Babamla yaptığımız sabah yürüyüşleri, evimizde yüzmelerimiz ve yoga derslerimiz, dünyanın çeşitli pistlerinde yaptığımız kayak tatillerimiz her zaman en güzel anılarım oldu.
Eminim ki KAM’ın şirket içi aile kavramını gerçek anlamda yaşayan bir yapıya sahip olmasında babamın çocuklarına her şeyin en iyisini sunmak isteyen bir baba gibi çalışanlarına verdiği değerin katkısı büyüktür. Türkiye’de gerçekleşen ilk üç boyutlu film gösteriminde sinemayı tüm çalışanlarımız ve eşleri için erken saatlerde kapatmasından, şirket içerisinde anket yapıp çoğunluğun isteğine göre herkesi eşleri ve çocuklarıyla deniz kenarında pikniğe götürmesinden, yılbaşlarında çalışanların televizyonda görüp etkilendikleri ünlü bir illüzyonisti şirkete gösteri yapmaya getirmek gibi her yıl ilginç bir aktiviteye yer vermesinden, yılda en az iki kez tüm çalışanları eş ve çocuklarıyla birlikte tiyatroya götürmesinden, en önemlisi de yılda üç kez çalışanların işle ilgili fikirlerini şirket içerisinde herkesin katılımıyla sunuma dönüştürüp coşkuyla ödüllendirmesinden ve daha birçok samimi yaklaşımdan şirketin nasıl güçlü bir aileye dönüştüğünü tahmin etmek zor değil.
Sözleri sonsuza kadar bizlere eşlik edecek
Babamın iş anlayışının temelinde her zaman disiplin, sorumluluk ve mükemmeliyetçilik vardı. Aynı zamanda çalışanlarını motive eden, yol gösteren ve cesaretlendiren yönleri de çok güçlüydü. Onun sıkça dile getirdiği bazı sözleri bugün hâlâ bize rehberlik ediyor:
- “Önce kendin beğen.”
- “Zamanında yapılmayan iş, hiç yapılmamış sayılır.”
- “Ne yaparsan yaz, ne yazarsan yap.”
- “Herkes bilmesi gerektiği kadarını en iyi şekilde bilmelidir.”
- “Bir işin bir sorumlusu olur.”
- “Önemli olan sonuçtur.”
- “Daima yapacak bir şey vardır.”
- “İki tercih arasında kaldığında, daima hareketli olanı seç.”
REYHAN ÇAĞLA BAYKAM - KAM A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili