ŞEBNEM TURHAN
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu yılın son toplantısında piyasa beklentisine paralel politika faizini yüzde 40’tan 2.5 puan artışla yüzde 42,5’e çıkardı ve parasal sıkılaştırma adımlarını en kısa zamanda tamamlamayı öngördüğünü duyurdu. Bu ocak ayı toplantısında da faiz artışının süreceği sinyali olarak algılanırken gerektiği müddetçe de parasal sıkılığın sürdürüleceğini vurguladı. Bankacılık sektörü kaynakları ocak ayında yapılması muhtemel artışın ise en fazla 2.5 puan olabileceğini daha düşük oranlarda bir artırımın da şaşırtmayacağını dile getirdi. Uzun süre para politikasının sıkı kalacağı vurgusu da en erken faiz indiriminin gelecek yıl son çeyrekte olabileceği yorumlarına yol açtı.
PPK kararlarında en dikkat çeken ise parasal sıkılaştırma sürecini destekleme amacıyla kullandığı sterilizasyon araçlarının çeşitliliğini artırarak miktarsal sıkılaştırmaya devam edeceğine işaret etmesi oldu. PPK kararının ardından gelen duyuru ile de Merkez Bankası TL depo ihalelerinin düzenlenmeye başlanacağı ve böylelikle piyasadaki fazla likiditenin çekileceğini vurguladı. Bu durumun piyasadaki fazla likiditeyi çekmenin yanı sıra mevduat faizlerini artmasını sağlayacağı yorumları yapıldı.
Merkez Bankası yeni yönetimi hazirandan bu yana 7 ayda yüzde 8,5 olan politika faizini dünkü 2.5 puanlık artırımla birlikte yüzde 42,5’e çıkardı. Böylece 34 puanlık faiz artışına imza attı ve faiz artışlarının sonuna yaklaştığını ancak en az bir faiz artışı daha yapılacağının da mesajını verdi. Merkez Bankası, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirerek parasal sıkılaştırma hızını yavaşlattığını ve parasal sıkılaştırma adımlarını en kısa zamanda tamamlamayı öngördüğünü açıkladı. Ayrıca fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceğine de işaret etti.
TL depo alım ihaleleri başlayacak
Politika faizindeki artışın yanı sıra dünkü PPK sonrası yayımlanan makroihtiyati önlemler ve TL depo alım ihalelerine yönelik duyuru çok daha dikkat çekti. PPK metninde de bu yönde sinyal veren Merkez Bankası kredi faizlerinin hedefl enen finansal sıkılık düzeyiyle uyumlu olduğu, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin de, parasal sıkılaşma eşliğinde aktarım mekanizmasını güçlendirmeye ve bankacılık sisteminin fonlama kompozisyonunu iyileştirmeye devam edeceğini öngördü. Ve PPK metninde, faiz kararlarının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleme amacıyla, kullandığı sterilizasyon araçlarının çeşitliliğini artırarak miktarsal sıkılaştırmaya devam edileceği belirtildi. Karar sonrası gelen duyuruda ise, parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi ve kullanılan sterilizasyon araçlarının çeşitliliğini artırmak amacıyla TL depo alım ihaleleri düzenleneceği açıklandı. Uzmanlar yeniden başlayan TL depo alım ihaleleriyle piyasadaki likidite fazlasını çekmek bu işlemi de daha uzun vadeli olarak yapacağını belirtti.
Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre TL depo alım ihaleleriyle önemli ölçüde likidite çekeceğini vurgularken TL likiditenin çekilmesiyle yüzde 50,5’e gelen üç aya kadar vadeli TL mevduat faizlerinin daha da yükselmesini sağlayacağını vurguladı. Kaynaklar, bu durumun da KKM’den çıkışı kolaylaştıracağını ve yine yeni ekonomi yönetiminin arzu ettiği bir durum yaratacağını dile getirdi.
Tahvil piyasasında serbestleşmeye bir adım daha
Merkez Bankası yine PPK kararı sonrası yayımladığı makroihtiyati önlemlerde ise yabancı para yükümlülükler için yüzde 5 olarak uygulanan menkul kıymet tesis oranının yüzde 4’e indirileceğini açıkladı. Piyasa uzmanlarının verdiği bilgiye göre yabancı para yükümlülükler için menkul kıymet tesis oranındaki indirimin tahvil piyasasındaki regülasyonların etkisini azaltacağını vurgulayarak böylece tahvil fiyatlamalarının piyasa çarkları içinde oluşmasını sağlayacağını belirtti. Nitekim son haftalarda yabancı yatırımcıların da TL varlıklar içinde en fazla tercih ettiği tahvil piyasası oluyordu. Bu hamle bu alanda serbest piyasa koşullarına bir adım daha yaklaşılmasına yol açacak.
Aynı duyuruda 29/12/2023’te sonlanacak olan kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisine ilişkin geçici uygulama 6 ay süre ile uzatma da geldi. Uzmanlar kredi büyümesinin kontrol altında tutulması için uzatma kararı verildiğini ifade etti.
Kredi kartı faiz oranları değişmeyecek
Merkez Bankası PPK sonrası yayımlanan açıklamada geçen ay olduğu gibi politika faizindeki artışın kredi kartı faizlerine yansıtılmayacağı belirtildi. Açıklamada, “Kredi kartı azami faiz oranlarının mevcut seviyelerinin üzerine çıkmamasına yönelik olarak referans orana üst sınır getirilmiştir. Referans oranın mevcut seviyesi 3,11 üst sınır olarak belirlenmiş, bu seviyenin altındaki oranlar için mevcut hesaplama yönteminde bir değişiklik yapılmamıştır. Bu kapsamda kredi kartı azami faiz ve üye işyeri azami komisyon oranları için en son ilan edilen oranlarda bir artış olmayacaktır” denildi. Öte yandan BDDK haftalık verilerine göre, KKM 2 trilyon 701 milyar TL’den 2 trilyon 682,4 milyar TL’ye geriledi. Böylece haftalık düşüş 18.7 milyar TL oldu. Bir önceki hafta 13.4 milyar lira düşüş yaşanmıştı. Son iki haftada KKM hacmindeki gerileme hız keserek sürüyor. Merkez Bankası haftalık para ve banka istatistiklerine göre ise yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış toplam yabancı para mevduatı 327 milyon dolar azaldı. Parite etkisinden arındırıldığında gerçek kişilerin döviz mevduatları 309 milyon dolar azalırken, tüzel kişilerin döviz mevduatları 18 milyon dolar düşüş gösterdi.
Merkez Bankası rezervleri 142.5 milyar dolarla yine rekor kırdı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, 15 Aralık haftasında bir önceki haftaya göre 1 milyar 154 milyon dolar artışla 142 milyar 528 milyon dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. TCMB haftalık para ve banka istatistiklerine göre 15 Aralık itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 890 milyon dolar artışla 95 milyar 399 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervleri, 8 Aralık’ta 94 milyar 509 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu. Söz konusu dönemde altın rezervleri de 265 milyon dolar artarak 46 milyar 864 milyon dolardan 47 milyar 129 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankasının toplam rezervleri, 15 Aralık haftasında bir önceki haftaya göre 1 milyar 154 milyon dolar yükselişle 141 milyar 374 milyon dolardan 142 milyar 528 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Toplam rezervlerde mayıs sonundan 15 Aralık ile biten haftaya kadar geçen sürede artış, 44 milyar 70 milyon dolar olurken, söz konusu artış yüzde 44,8’e karşılık geldi. TCMB’nin net uluslararası rezervleri 15 Aralık itibarıyla itibariyle, bir önceki haftaya göre 974 milyon dolar düşüş ile 37 milyar 179 milyon dolar oldu.
Yabancı yatırımcıdan 7 haftada 3.25 milyar dolarlık giriş
Yabancı yatırımcıların TL varlıklara yönelik ilgisi devam ediyor. Merkez Bankası menkul kıymet istatistiklerine göre geçen hafta yabancı yatırımcılar net 396 milyon dolarlık hisse senedi, 180.9 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) ve 2.8 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senedi (ŞBS) aldı. Yabancılar, son 7 haftada hem DİBS hem de hisse senedinde alım tarafında yer alırken, bu dönemde yaklaşık 1 milyar 762 milyon dolarlık net hisse senedi alımı gerçekleştirdi. Yıl başından bu yana hisse senetlerindeki toplam alım ise yaklaşık 1 milyar 175 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Yurt dışında yerleşiklerin son 7 haftadaki DİBS alımları 1 milyar 484 milyon dolara ulaşırken, yıl başından bu yana net DİBS alımları 1 milyar 957 milyon dolar oldu. Yurt dışında yerleşik kişilerin, 8 Aralık itibarıyla 30 milyar 736,2 milyon dolar olan hisse senedi stoku, 15 Aralık’ta 31 milyar 246,3 milyon dolara çıktı. Aynı dönemde yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku, 2 milyar 425,5 milyon dolardan 2 milyar 608,7 milyon dolara çıkarak Şubat 2022’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. ŞBS stokları da 15 Aralık haftasında 58,3 milyon dolardan 60,8 milyon dolara çıktı.
UZMANLAR MERKEZ BANKASI PPK KARARINI NASIL YORUMLADI
TL MEVDUAT FAİZLERİ İSTENİLDİĞİ KADAR ARTMIYORDU
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat:
Merkez Bankası’nın geçen ayki toplantısından bu yana dünkü açıklanan veriler dahil üç haftada devlet iç borçlanma senetleri ve hisse senetlerine yabancı yatırımcıdan 3 milyar dolar giriş gördük. Bu girişler geçen ayki toplantıda verilen mesajlarla ilgiliydi. Son günlerde ise TCMB Başkanı Gaye Erkan’ın yaptığı açıklamalardan acaba PPK toplantısı pas geçilir mi sorusu tartışılmaya başlamıştı. Merkez Bankası ise 250 baz puan artış yaparak yabancı başta olmak üzere piyasaları hayal kırıklığına uğratmadı ve bekleneni verdi. Yanı sıra atılan ekstra adımlar var. TL depo ihaleleri başlayacak. Piyasadaki TL likidite fazlası gündemdeydi son günlerde. Hatırlarsanız iki ay önceki zorunlu karşılık hamleleri de TL likidite fazlası nedeniyle atılmıştı. Ancak iki ay sonra yine aynı noktaya döndük. Piyasada aşırılık var. O nedenle de TL mevduat faizleri istenildiği kadar artmıyor yatay kalıyordu. Bu sefer zorunlu karşılık değil TL depo ihalesiyle likidite çekecek piyasadan Merkez Bankası. Bunun yanı sıra kredi büyümesine yönelik menkul kıymet zorunluluğu 6 ay uzatıldı. Merkez Bankası miktarsal sıkılaştırmaya iki aydır vurgu yapıyor. Bir faiz artırımı daha olabilir belki ama miktarsal sıkılaştırmaya önem verildiği için kredi büyümesinin de kontrolden çıkması istenilmiyor. O nedenle de 6 ay daha uzatıldı.
KREDİBİLİTEDEKİ ARTIŞI BELİRGİNLEŞTİRECEK
Virtus Glocal Yönetici Ortağı Dr. İnanç Sözer:
TCMB politika faizini beklentilere paralel olarak yüzde 40’tan yüzde 42,50’ye yükseltirken, artan faiz oranlarından bankaların pek likidite kullanmamasına yol açan bol TL likiditesini de peyderpey çekme kararına yönelik bazı aksiyonlar aldı. Kredi faizlerini de artırabilecek olsa da, özellikle TL cinsi mevduat faizlerinin yüzde 40’ın üzerinde oluşmasını sağlayacak karar aynı zamanda iç talepteki yavaşlamayı ve dolayısıyla enfl asyonla mücadele konusunda ülke risk priminin iyileşmesini de sağlayan kredibilitedeki artışı belirginleştirecektir. Önümüzdeki dönemde asgari ücretteki artış ve vergilerdeki ayarlamalar başta olmak üzere enfl asyona dair gelişmeler ile TCMB ıcak toplantısında faiz artırımı yapmayabilir. Yüksek bir vergi ve/veya asgari ücret artışı durumunda ise ocakta da 250 baz puanlık artış daha yapabilir.
FAİZ İNDİRİMLERİ 2024 SON ÇEYREĞİNDE BAŞLAYABİLİR
İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen:
Merkez Bankası’nın şahin açıklaması sonrası 2024 politika faizi zirvesi tahminimizi yüzde 42,5’ten yüzde 45,0’e yükseltiyoruz. Merkez Bankası’nın politika faizini enfl asyon raporundaki üst limitin üzerine çıkarmasını yüksek asgari ücret artışı gibi şoklara karşı bir önlem olarak görüyoruz. Asıl önemli olan soru Merkez Bankası’nın faizleri nereye kadar artıracağı değil, ne zaman indireceği. Enfl asyonda düşüşün 2024 son çeyreğinde belirginleşeceği tahminimiz nedeniyle Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin yılın son çeyreğinde başlayacağını ve 500 baz puanla sınırlı olacağını düşünüyoruz. Merkez Bankasının attığı adımlar Türk lirası, kısa ve orta vadeli Türk lirası tahviller ve orta-uzun vadeli eurotahviller için pozitif olan görüşümüzü destekliyor. Türk lirası varlıklara geçilmesi için çağrımızı daha tekrarlıyoruz.
TÜM ADIMLAR TL’Yİ CAZİP KILMAYA YÖNELİK
Orca Marco Finansal Danışmanlık Kurucusu ve Stratejist Evren Kırıkoğlu:
PPK metninde oyun değiştirici hiç bir detay yok, tam aksine her konuda öngörülere ve hedefl ere uygun ilerlendiğine dair özgüvenli ve net bir mesaj var. Hem faiz artırımda piyasa beklentisinin altında kalınmaması, hem gelecek yönlendirmenin son derece net hale gelmesi, hem de sürecin rezerv birikimi gibi verilerle de destekleniyor olması itibariyle, bu politika setinin devamı varsayımımızı ve dolayısıyla yılsonu tahminlerimizi hiç bir revizyon düşünmeden koruyoruz. Süreç önümüzdeki ay son bir +250 baz puanlık artışla yüzde 45 seviyesinde sonlanacaktır. Bu esnada, yurtiçi yerleşiklerin yüksek TL faizlere daha fazla dayanamayarak döviz yerine TL mevduata daha fazla ilgi göstermeye başlaması muhtemeldir. Neticede TCMB’nin swap hariç net rezerv pozisyonundaki eksi bakiyenin hafifl emesi (S&P ve Moody’s kredi derecelendirme kuruluşları için önemli) ve sistemdeki atıl TL likiditenin de artması beklenir. Bankalar TL likidite tarafında çok rahat olsalar da kredi kısıtları devam ettiği için bu TL’yi plase edebilecekleri bir yer olmadığından, TCMB’ye bu TL likiditeyi depo ihaleleri ile sattıklarını izleyeceğiz. Neticede tüm adımlar, TL’yi hem miktarsal hem de fırsat maliyeti açısından cazip kılmaya yönelik.