FATOŞ KARAHASAN
Üniversite tercihi yapacak gençlere her şeyden önce bir “stratejik plan” yapmalarını ve kararlarını çok katmanlı sorular doğrultusunda oluşturmalarını öneriyoruz. Adaylar, planlarını hazırlarken ilk adım olarak öncelikle kendilerine yönelik sorular sormalılar, daha sonra ise seçecekleri il, okul ve bölüm başlıklarına odaklanmalılar. Mesleklerin geleceği konusundaki raporları ve analizleri dikkate alarak karar vermeliler.
1- KİŞİSEL İLGİ ALANLARI VE YETENEKLERİ ANALİZ ETMEK
Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de gençler üniversitede okudukları bölümlerle doğrudan ilintili mesleklerde çalışmıyorlar. Adaylar, önce hangi alanda ve hangi meslekte çalışmak istediklerine karar vermeliler.

Seçmeyi düşündükleri alanlarda yeteneğim ve merakım var m? Bu merak ömür boyu sürebilir mi? diye kendilerine sormalılar. Ebeveynlerin ve çevrenin baskısına karşı direnç geliştirerek, “Ne olacak bu bölümü okuyunca?” gibi sorulara karşı hazırlıklı olmalı ve gelişimlerini besleyecek alanlara yönelmeliler.
2. PUANA DEĞİL TERCİHE ODAKLANMAK
Öğrenciler puanları yeterli olmadığında çoğu kez sırf bir okula yerleşmiş olmak için istemedikleri veya düşünmedikleri bölümleri yazabiliyorlar. Açıkta kalmamak için yapılan bu tercihler genellikle mutluluk da başarı da getirmiyor. Bazı durumlarda bir sonraki yılı bekleyip, bu arada farklı eğitim ve sertifika programlarına katılmak da verimli bir çözüm yaratabiliyor.
3. ÜNİVERSİTENİN SUNDUĞU İMKANLARI ARAŞTIRMAK
Bir gencin lisedeki başarısı tek başına bir ölçüt oluşturmaz. Üniversite ortamı bambaşka bir öğrenme biçimi gerektirir. Bu yüzden, okulun ikinci ana dal (çift ana dal) veya yan dal yapma imkanı sunması çok önemlidir. Gençlerin çok yönlü olması, iş dünyasındaki şanslarını artıracaktır. Üniversiteler eğitiminin yanı sıra bir ilişkiler ağı “network” sunan yapılar olduğu için, seçilen okulun sağladığı staj imkanları, sektörel işbirlikleri, sahip olduğu öğrenci kulüpleri, girişimcilik merkezleri ve tekno-kentler öğrencilere daha geniş bir dünyanın kapılarını açabilir. Üniversite adayları seçecekleri okulun akademik kadrolarını incelemeliler. Hocaların yayınlarını, okulun sunduğu yüksek lisans ve doktora imkanlarını, laboratuvarlar, sosyal alanlar gibi fiziki ve teknik altyapıyı araştırmalar. Günümüzde, başta İngilizce olmak üzere yabancı dil öğrenmek bir zorunluluk halinde. Hazırlık eğitimi olan okulların önemli bir fırsat sunduğu da göz önüne almalılar.
4. ÜNİVERSİTENİN BULUNDUĞU KENTİN YAPISINI VE FİZİKİ KOŞULLARI DİKKATE ALMAK
Büyük kentlerdeki yurt, ulaşım, yemek benzeri yaşam koşulları yetersiz kalabiliyor. Üniversitelerin burs imkanları KYK yurdu kontenjanları kısıtlı olduğu için, öğrenciler büyük zorluklarla karşılaşabiliyorlar. Üniversite adayları, ailelerinden uzaktaki bir kente gitmeyi seçeceklerse, fiziki koşulları ve maddi imkanları göz önünde bulundurmalılar. Riskleri ve sorunları bilerek tercih yapmalılar.
5. TEKNOLOJİYLE İLİNTİLİ ALANLARA YÖNELMEK
Teknoloji meslekleri dönüştürüyor. Rutin ve tekrar eden işler bilgisayarlar tarafından yapılabildiği için, pek çok iş tanımı yok oluyor. Robotlar ve yapay zeka, üretim, lojistik, finans, hatta hukuk gibi alanlarda hızla insan gücünün yerini alıyor.
Öte yandan, veri analisti, yapay zeka uzmanı, siber güvenlik uzmanı, sürdürülebilirlik danışmanı, genetik mühendisi benzeri yeni iş tanımları oluşuyor.
Adaylar tercihlerini yaparken, bölümlerinin teknolojiye olan yakınlığını sorgulamalılar. Eğer, bölümün müfredatı klasik bir yapıdaysa, ek dal yapabileceği ikinci bir programı da seçmeliler.
6. AÇIK ÖĞRETİM VE UZAKTAN ÖĞRETİM SEÇENEKLERİNİ DEĞERLENDİRMEK
Anadolu Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere pek çok köklü okulda açık öğretim bölümleri mevcut. Maddi koşullar, konaklama ve ulaşım sorunları yüzünden, fiziki bir eğitim imkanı bulamayan öğrenciler için açık öğretim bölümleri geniş seçenekler sunuyor. Ayrıca, okurken çalışmak isteyen gençler de açık öğretim sistemi sayesinde dengeli bir yaşam biçimi oluşturabilirler.
7. MESLEK YÜKSEK OKULLARINI TERCİH LİSTESİNE ALMAK
Her ne kadar teknoloji pek çok alanda işleri üstlenecek bir konuma geldiyse de, insan emeği ve ustalık gerektiren mesleklere hala büyük talep var. Ülkemizde genellikle beyaz yakalı olma hayaliyle 4 yıllık okullar tercih ediliyor. Oysa, 2 yıllık meslek okulu mezunları üniversitelilere göre çok daha hızlı iş bulabiliyorlar. Üstelik çok daha iyi koşullarla. Başta ebeveynler olmak üzere, toplumumuzun meslek yüksek okullarına bakış açısının değişmesi gerekiyor.
Girişimcilik ve yan/çift dal öne çıktı
Hemen her üniversitenin ilgi gösterdiği alanların başında girişimcilik geliyor. Yanı sıra tüm hizmet ve üretim alanlarının gündemindeki yapay zeka, lisans eğitimlerinin de belirleyici unsurlarından artık. Yan dal veya çift dal eğitimine ağırlık veren üniversitelerin sayısı hızla artarken, mezunlarının iş yaşamına daha çabuk adapte olduklarına ilişkin genel kanı, işletme ve ekonomi bölümlerine olan ilgiyi yüksek tutuyor. Gebze Ticaret Odası Başkanı Abdurrahman Aslantaş'ın "İki yıllık teknik bölüm mezunları işsiz kalmıyor" sözleri gençler tarafından dikkatle takip edilmeli.
"İşletme ve ekonomi mezunları iş dünyasına çabuk adapte olabiliyorlar"
KARİYER.NET İŞE ALIM VE İŞGÜCÜ ÇÖZÜMLERİNDEN SORUMLU GMY NİGAH AKSAN:
Kariyer.net olarak 1.9 milyon adayın işlerinin oluşmasına doğrudan ve dolaylı yoldan aracılık ediyoruz. Elimizde büyük bir veri tabanı var. Bu veri tabanından bahsettik biraz geriye gideceğim. Daha 2020, 2021 yılları, yapay zekanın aramıza girdiği yıllara baktığımızda en çarpıcı ver şu: 2020 yılı itibariyle işverenlerin yapay zeka alanındaki yetenek talebi yüzde 81 oranında artmış. Öte yandan, yetenek arzı yüzde 11’lerde kalmış. Arada 8 kat fark var. Bunun yansımasını üniversitelerin bölümlerinde ve üniversite bölümlerinin tercihlerinde de görüyoruz. Yapay zeka temelli pozisyonlara yönelik alanların tercihinde daha fazla artış var. Bununla beraber , yabancı dillerden Almanca bölümler, yükselişte. Geçen sene Matematik Bölümü 1.sıradayken bu sene işverenlerin tercihi açısından baktığımızda Matematik Mühendisliği daha geriye düşüyor. İşletme gibi enformatif gibi, işletme mühendisliği gibi bölümler daha yukarı sıralara çıktı.--- İşverenlerin tercih ettiği bölümler verimliliğe dönük olduğu için, işletme ve ekonomi bölüm mezunları iş dünyasına çabuk adapte olabiliyorlar. Bir şirkete girdikten sonra da uzmanlaşabiliyorlar. Gençlerin ise daha sosyal olan, staj veya öğrenci kulüplerinde çalışma imkanının daha fazla olduğu ortamları tercih ettiklerini görüyoruz. Hem ekonomik ortamla beraber hem üniversitede elde edeceği tecrübelerle beraber hem de öte yandan hızlı adapte olabileceği verimlilik esaslı işleri daha çok ulaşabileceği bölümler tercih ediliyor diyebiliriz.
"Ben gençlere mutlaka 'yan dal olarak bir şeyler öğrenin' diyorum"
LC WAİKİKİ İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRÜ BAHATTİN AYDIN:
Bugün yüzde 100 doğru dediğimiz şeyler bile bizleri yanıltabiliyor. Öğrencilerimiz kendilerini tanımalı, kendi öğrenme becerilerini, nasıl öğrendiklerini anlamalı. Öğrenme çevikliği önemli. Gelecekte bir şeyi bırakıp hemen başka bir şey geçmek durumunda kalabilirler. Üniversite seçmek artık son değil başlangıç. Sosyal bilimler okudum ama teknoloji alanında da bir şeyler yapabilirim diyebilirler. Çocuklarımıza benim tavsiyem; öğrenciler kendilerini bilip tanımalı, veliler de çocuklarını tanımalı. Benim çocuğum ne yapmak istiyor demeli veliler. Geleceğin meslekleri ve dönüşen alanları dikkate almak önemli. Artık süreler de kısalıyor. Trendleri okumak çok önemli. Yapay zeka işimizi kaldırır mı? Yapay zeka zaten her alanda büyük etkiye sahip, ama önemli olan bu etkiyi okumak çok önemli. X kuşağı disiplin ve istikrarı temsil ediyor, Y kuşağı girişimciliği temsil ediyor, Z kuşağı da dijital doğallığı temsil ediyor. Çünkü Y kuşağı dijitale doğdu. Bir organizasyonda bunların hepsine ihtiyaç var. İlkokulda öğretmen çok önemli, ortaokulda rehberlik, lisede arkadaşlar çok önemli. Üniversitede ise ekosistem çok önemli. Ekosistemi olan üniversiteler çok önemli. Genç istekliyse, zaten üniversitede başka bölüm derslerinden de bir şeyler öğrenebiliyor. Kampüse dahil oluyor ve sosyal aktivitelerde bulunuyor. Ben gençlere psikolojideysen veri analizi, işletmedeysen tasarımı öğren mutlaka yan dal olarak bir şeyler öğrenin diyorum.
"Girişimcilik tüm programlara yan dal olarak entegre oluyor"
ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ DEKAN YARDIMCISI DOÇ. DR. CEYDA MADEN EYİUSTA :
Bizde en çok tercih edilen bölümler yönetim bilişim sistemleri, yapay zeka ve veri analitiği mühendislikleri. Hukuk ve psikoloji de geçerliliğini ve güvenirliklerini yitirmeyecek bölümler.
Özyeğin Üniversitesi’nde yapay zeka ve veri analitiği programı var. Ancak, yapay zeka öğrencinin bir program olarak girip tek başına öğrenip çıkacağı bir şey değil. Üniversitelerin her programında yapay zekanın bir yeri olmalı. Biz de kendi öğrencilerimizden aldığımız geri bildirimler doğrultusunda, yapay zeka her derse nasıl eklenebilir ve yetkinlikler nasıl geliştirilebilir konusu üzerinde çalışıyoruz.
Okulumuzda, girişimcilik bölümü var. Ama, bu sene biz bölüme öğrenci almama kararı aldık. Çünkü girişimcilik tek bir programda sınırlı kalmamalı. Biz girişimcilik programını öğrenci alan program olarak durduruyoruz ama bütün üniversiteye yan dal olarak açıyoruz. Çünkü mühendis de girişimci dersleri almalı, iç mimar da, kısacası herkes almalı. Biz bölümü artık herkese açıyoruz. Girişimcilik tüm programlara dahil oluyor.
"2 yıllık teknik bölüm mezunları işsiz kalmıyor"
GEBZE TİCARET ODASI BAŞKANI ABDURRAHMAN ASLANTAŞ:
27 bin üyesi olan bir bölgedeyim. Odamıza yapılan başvuruların yüzde 90’ı beyaz yakalı., yüzde 3’ü ancak mavi yakalı. Ben planlama hatası olduğunu düşünüyorum. Sosyo-kültürel olarak bakıldığında üniversite mezunu olanların beyaz yakalı olarak çalışma isteği var. Sahada çalışmak isteyen pek yok. Buna akılcı ve kalıcı çözümler bulunması lazım.
Yetenekleri ve kabiliyetleri doğrultusunda gençlerimizi yönlendirmemiz gerekiyor. Burada kamunun da çok büyük sıkıntısı var. Sektör ayırt etmeksizin herkesin eleman sorunu var. Verimsizlik var.
Kariyer Fuarları da yeniden gözden geçirilmeli. Şirketler, mavi yakalı arıyorlar, ama standlardaki sıralarda hep beyaz yakalı olmak isteyenler oluyor. Gençlerimize hayal kırıklığı yaşatmamalıyız. Örneğin, elektrikçi, kaynakçı, tezgahçı yani gri yakalı dediğimiz, 2 yıllık teknik bölüm mezunları kesinlikle işsiz kalmıyor.
Fabrikalarımızın beyaz yakalılara tanıdığı konforu mavi yakalılara da tanıması gerektiklerini sanayicilerimize söylüyoruz. Kaynaklarımızı doğru tespit edip yönlendirmeliyiz. Üniversite herkes okumalı bunda hiçbir sıkıntı yok ama mezunların ille de üniversite okudum bana makam verilmeli ve beyaz yakalı olmalıyım yaklaşımlarının da değişmesi gerekiyor.
"Şirketler öncelikle veri analizi yetkinliği arıyor"
MANPOWER GROUP İNSAN VE KÜLTÜR & PAZARLAMA YARDIMCISI DİREKTÖRÜ BAHAR ÖZDEMİR:
Manpower Group’un 42 ülkede yaptığı ve 40 binden fazla işverenin katıldığı 2025 Küresel Yetenek Açığı Araştırmasına göre, işverenlerin yüzde74’ü aradığı yeteneği bulamıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 76. 2014’te bu oranın yüzde 36 olduğunu düşünürseniz 2 kat bir artış var. Şirketlerin dönüşüm, değişim, otomasyon, dijitalleşme, yapay zeka gibi hızlı değişen dünyasına, yetenekler aynı adaptasyon ve hızla erişemiyorlar. Mevcut yetkinlikler şirketlerin taleplerine cevap veremiyor. Şirketler, bir konuda uzmanlaşmış ama birden çok konuda yeni yetkinlikler edinmiş kişiler arıyor.
İşe alınacak kişilerde öncelikle veri analizi yetkinliği aranıyor. İkincisi yaratıcı düşünme. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, bir kişinin farklı bakış açısına ve konulara farklı yaklaşımına ihtiyaç var. Üçüncüsü ise esneklik ve çeviklik. Şirketler ben değişim yaşıyorum, çalışanlar da buna hızlıca adapte olsun istiyor. Dördüncüsü sosyal etkileşim ve iletişim. Bu zaten eskiden de var şimdi de var ve gelecekte de var olacak. Şirketler bu yetenekleri bulmak için ne yapıyor? Öncelikle bugünü doğru okumaya çalışıyorlar ve kendi kurum kültürlerini geliştirmeye çalışıyorlar.
"Kurumları ve sektörün önde gelen liderlerini sosyal medyadan takip etsinler"
PAYTEN İNSAN KAYNAKLARI DİREKTÖRÜ BEYZA YAZICI:
Çevremdeki öğrencilere hep şunu söylüyorum: Yapay zeka, teknoloji, otomasyon ne kadar gelişirse gelişsin her zaman senin buna katabilecek bir şeyin olmalı. Ben burada farklı olarak ne yapabilirim ya da otomasyonun yapamadığı eksik kaldığı yer ne olur diye düşünmek gerekiyor. Benim öğrencilere önerim, çevrelerine baksınlar. Kurumları, sektörün önde gelen liderlerini sosyal medya ve Linkedin üzerinden takip etsinler. Çok iyi araştırma konularımız var. Üniversiteler, danışmanlar var. Özel sektörde ders alabilecekleri mentorlar, koçlar var. Biz, kadın çalışanlara ve öğrencilere birçok teşvik sunuyoruz. Şirketimizi buna açıyoruz. Öğrencilere ulaşmak için zaten gönüllüyüz.
Öğrencilere diyorum ki, gerçekten işi yaptığınız her şeye ruhunuzu koyabileceğiniz ya da yaratıcılığınızı ekleyebileceğiniz bir şeye imza atıyorsanız yazın. Yoksa sıradan bir şey olacaksa o göze gelemeyecek bir şey olacak ve sadece yapmış olacaksınız. Ruhunuzu katarak yaparsanız çok farklı bir şey elde edeceksiniz.
Türkiye’nin nitelikli işçiye ihtiyacı var”
İMES OSB BÖLGE MÜDÜRÜ ONUR KESİCİ:
Türkiye sanayisi 2.0. Endüstri 2.0. Bu ne demek? Elektrik var kısmi bilgisayar var ama insana hala ihtiyaç var. Dolayısıyla 2.0 aslında bizim ana üretim üssü değil yan üretim üssü olmamız. Burası merkez bir ülke değil çevre bir ülke. Burası devasa bir montaj hattı olduğuna göre bu montaj hattında nitelikli işçiye ihtiyaç var. Eski mavi yakalı değil, biraz daha eğitim almış ama işçiliği bilen, bilgisayar bilen nitelikli işçiye ihtiyacımız var. Bunlarda beyaz yakalı olur gri yaka olur önemli değil. Biz İMES Kariyer Portalı diye bir portal kurduk. Sonra sanayiciden talep aldık. Odaları ve belediyeleri paydaş ettik. İMES Mükemmeliyet Merkezi diye bir projemiz var. Nitelikli ara eleman yetiştiriyoruz. Mühendisler ve üniversite mezunları da var. İstihdam yaratıyoruz. Üniversiteden mezun olan öğrencileri alıp hocalarımızla beraber eğitiyoruz. Uygulama pratiğini öğretiyoruz. İş yerlerinde herkes yoğun ve çalışanların birbirini eğitecek zamanı yok. O yüzden saha bizden eğitim istiyor. Örneğin, Makine temel bir sektör o yüzden makine sektörünü çok önemsiyoruz.
"Öğrencilere tavsiyem sevdiğiniz sizi yormayacak bir bölüm seçin"
HAPPY PLACE TO WORK YÖNETİCİ ORTAK TÜRKER BAŞ:
Ben insan faktörüne çok önem veriyorum. İyi insan olma önemli. Öğrenciler üniversiteyi gözlerinde fazla büyütmesinler. 2021 yılında ABD’de üniversiteye girenlerin sadece yüzde 27’si kendi bölümleriyle ilgili iş yapıyor. Aradan 4 yıl geçti değişti bu rakam. Üniversitede öğretilenlerin iş hayatında büyük bir karşılığı yok. İnsanlar bir şeyler öğreniyor sonra kendi yollarını buluyorlar.
Benim öğrencilere tavsiyem sevdiğiniz sizi yormayacak bir bölüm seçin üniversite sırasında özel araştırmalarınızı yapacağınız bir bölümde okuyun. O yıllar sizin için kayıp olmasın. Türkiye’deki insanların sadece yüzde 19’u işinde mutlu. Dünyada insanların yüzde 50’si iş değiştirmeyi düşünürken Türkiye’de yüzde 25. Çünkü alternatif yok ve insanlar sıkışmış durumda. Elime üniversite diplomasını aldım, o bana tüm kapıları açar düşüncesinden hem öğrenciler hem de veliler uzaklaşmalı. Çünkü iş dünyası onu aramıyor, o dönem bitti.