MÜBERRA TAŞÇI GÜREŞ
Yapıchem, beton, çimento ve inşaat sektörlerine yönelik sunduğu özel çözümler, geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi yaklaşımlarıyla sektörün önde gelen şirketleri arasında yer alıyor. Türkiye’de şartlara en uygun fiyat/kalite performansı ile hem müşteriye özel, yüksek performanslı ürünlere hem de sektörün ihtiyaçlarına hızlı cevap veriyor. Bu vizyon doğrultusunda, Tuzla, Gaziantep ve İzmir olmak üzere 3 ayrı lokasyonda üretim tesisi kuran Yapıchem’in üretim tesislerinin yıllık üretim kapasitesi 300 bin metrik tonu aşıyor.
“Tesislerimizde, AR-GE çalışmalarını ön planda tutuyor ve Türkiye’nin öz kaynaklarını kullanan projeler üzerinde çalışıyoruz” diyen Yapıchem KimyaYönetim Kurulu Başkanı Fatih Arıcan, “AR-GE gücümüzün yanı sıra, en önemli avantajımız, konusunda uzman olan geniş teknik kadromuz ve deneyimli satış sonrası hizmet ekibimizdir. 2024 yılında ekibimizde yüzde 50’lik bir büyüme gerçekleştirdik. 2025 yılı için de istihdamda yüzde 15-20 oranında bir artış hedefliyoruz” dedi.
“27 ülkeye ihracat yapmanın gururunu yaşıyoruz”
İhracat faaliyetleri, beton ve çimento katkıları başta olmak üzere geniş bir yapı kimyasalları ürün yelpazesini kapsıyor. Türkiye’nin bu sektördeki tecrübe ve bilgi birikimi, ürün çeşitlilikleri, maliyet avantajı, stratejik konumunun global pazarda rekabet edebilirliğini artırdığını ifade eden Arıcan, “Her geçen yıl, ihracatımızın ciromuzdaki payı artış göstermekte. Bu artış, global pazarlardaki etkimizi ve marka değerimizi sürekli güçlendirdiğimizin bir göstergesidir. İhracat faaliyetlerimiz, aynı zamanda Türkiye ekonomisine döviz girdisi sağlama hedefimizi destekler niteliktedir. Yapıchem olarak, 27 ülkeye ihracat yapmanın gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.
2025 yılında üretim kapasitelerini artırarak daha fazla müşteriye hizmet sunmayı amaçladıklarını belirten Arıcan, sözlerine şunları ekledi: “Ürün çeşitliliğimizi genişleterek pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, Ar-Ge çalışmalarımıza daha da yoğunlaşacak ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına daha özgün ve etkili çözümler geliştireceğiz. Ayrıca, ihracatın ciro içindeki payını artırmak için uluslararası pazarlarda daha etkin bir şekilde varlık göstermeye odaklanacağız. Bu hedefler doğrultusunda, sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak stratejileri benimseyerek, Yapıchem’in başarılı bir geleceğe doğru ilerlemesini sağlayacağız.”
Karbon salınımını azaltacak projeler devam ediyor
Arıcan, Yol haritalarını, ulusal stratejik hedefler ve Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat Sanayi Planı’nın belirlediği önceliklere uygun olarak şekillendirdiklerine vurgu yaptı. Arıcan, yeni yatırımları ve inovasyon odaklı çalışmalarıyla istihdamı da artırarak Türkiye’ye ve sektöre katkı sağlamaya, sektörün ihtiyaçlarına uygun ürünler geliştirmeye devam edeceklerinin de altını çizdi. Arıcan, “Planladığımız yeni fabrika yatırımlarımız da yeni yılda en önemli projelerimizden biri olarak öne çıkacak. Yeni fabrikamız, üretim kapasitemizi ve ürün çeşitliliğimizi artırırken, aynı zamanda genişleyen istihdam olanakları ile yerel ekonomiye önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca, çimento ve beton sektöründe karbon salınımını azaltacak katkı kimyasalları geliştirme projelerimiz yoğun şekilde devam ediyor.”
“2025 için daha da umutlandık”
İnşaat sektörü konut ihtiyacının artması ve özellikle altyapı projelerinin yeniden ivme kazanmasıyla birlikte sektör toparlanma sinyalleri verdi. Arıcan, 2024 yılına ilişkin değerlendirmesinde ise sektörün toparlanmasının sürdürülebilir bir büyümeye dönüşeceğini öngördüklerini söyledi. Arıcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye özelinde, inşaat sektöründeki bu hareketlilik, yapı kimyasalları ve katkı sektörüne de olumlu yansımaktadır. Bu yıla başlarken sektörün önünde üstesinden gelinmesi gereken en önemli zorluk karbon emisyonu ile mücadeleydi. Bu zorluğun aşılmasıyla ilgili herkesin ciddi mesafe kaydettiği, kendisine çözümler geliştirdiği bir yıl oldu. Daha temiz bir dünya için son derece memnuniyet verici bir durumu yaşadık. 2025 için daha da umutlandık.”
Sürdürülebilir ürünlere talebin artmasıyla sektör büyüyebilir
İnşaat sektörü ekonomik dalgalanmalardan en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Ekonomik krizlerin ve finansal zorlukların sektörü derinden etkilediğini dile getiren Arıcan, sözlerine son olarak şunları ekledi: “Küresel ölçekte beton ve çimento katkı sektörü, hızlı kentleşme süreci yaşayan ve büyük ölçekli altyapı projelerine yatırım yapan Çin ve Hindistan’da büyüme gösteriyor. Türkiye katkı pazarı ise, ulusal altyapı projeleri, hareketli gayrimenkul piyasası, kentsel dönüşüm süreci, stratejik jeopolitik konumu ve küresel çimento sektöründe önemli oyunculardan biri olması nedeniyle dünya katkı pazarında ayrıcalıklı bir konuma sahip. Türkiye’de katkı pazarı; ihracatın da pozitif etkisi ile her yıl güçlü bir şekilde büyümeye devam etmektedir. 2025 yılında, çevre dostu ve sürdürülebilir ürünlere olan talebin artmasıyla sektörün büyüme trendini sürdüreceğini öngörüyoruz."