ABDULLAH SÖNMEZ/ESKİŞEHİR
Türkiye’nin seramik sektöründeki en köklü araştırma ve teknoloji merkezlerinden biri olan Seramik Araştırma Merkezi (SAM), yapay zekâ destekli reçete tasarımıyla sektörde önemli bir dönüşüme öncülük ediyor. Veri bilimi ve optimizasyon temelli yeni sistem, üretim süreçlerindeki deneme-yanılma döngüsünü kısaltarak hem maliyetleri azaltmayı hem de ürün kalitesini kararlı hâle getirmeyi hedefliyor.
1998 yılında TÜBİTAK ÜSAMP kapsamında bir üniversite-sanayi iş birliği merkezi olarak kurulan SAM, 2007’de şirketleşerek faaliyetlerini SAM A.Ş. çatısı altında sürdürmeye başladı. Bugün Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi bünyesinde Türkiye’deki seramik üreticilerinin yaklaşık yüzde 90’ı ile çalışan kurum, 500’ün üzerinde projeyi başarıyla tamamladı. Bu geniş ekosistem; veri erişimi, deney altyapısı ve teknoloji transferi kanallarını bir araya getirerek, geliştirilen yapay zekâ modelinin sahada uygulanmasını kolaylaştırıyor.
“Deneme-yanılma sürecini veriyle yönetiyoruz”
Yapay zekâ destekli yeni modelin sektöre sağlayacağı katkıyı anlatan SAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Servet Turan “Seramik üretiminde ürün performansı; hammadde bileşimi, parçacık boyutu dağılımı, öğütme, şekillendirme, pişirim parametreleri ve sır-bünye etkileşiminin birlikte yönetilmesine bağlıdır. Mevcut sistemlerde bu süreçler çoğunlukla deneme-yanılma yöntemiyle yürütülüyor. Bizim geliştirdiğimiz veri bilimi tabanlı çerçeve ise, bu karmaşık ilişkileri öğrenip modelleyen, tahmin gücü yüksek bir altyapı sunuyor. Yapay zekâ ile hedeflenen özellik pencerelerine uygun bünye kompozisyonlarını daha üretim öncesinde öngörebiliyor, doğrulama deneylerinin sayısını en aza indiriyoruz. Böylece hem zaman hem kaynak tasarrufu sağlanırken, üretim kalitesi de kararlılık kazanıyor. Bu yaklaşım, sadece bir laboratuvar projesi değil; sektörün tamamına açık, paylaşım temelli bir teknoloji dönüşümüdür.” dedi. Turan, projenin Türkiye seramik sanayisinin küresel rekabette elini güçlendireceğini vurguladı.
“Ar-Ge döngüsünü hızlandırıyoruz”
Küresel ölçekte enerji ve hammadde maliyetlerindeki artışın hızlı ürün geliştirme ihtiyacını daha da önemli hâle getirdiğine vurgu yapan Turan, bu noktada veri bilimi temelli karar mekanizmalarının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün seramik sektörü, müşteri taleplerinin çeşitlendiği, enerji ve hammadde fiyatlarının hızla değiştiği bir dönemi yaşıyor. Artık reçete arayışını deneme-yanılma ile sürdürmek sürdürülebilir değil. Çünkü her numune denemesi ciddi maliyet ve zaman kaybı demek. Biz bu yeni sistemle süreci dijitalleştiriyor, yüzlerce deney yapmadan hangi formülün hangi sonucu vereceğini öngörebiliyoruz. Bu, üretim kararlarının hem daha hızlı hem de bilimsel verilere dayanarak alınmasını sağlıyor. Sonuçta Ar-Ge döngüsü hızlanıyor, üretim süreçleri optimize ediliyor.”
“Rekabet gücünü bilimle artıracağız”
SAM’ın geliştirdiği yapay zekâ tabanlı tasarım altyapısının, seramik sektöründe uzun süredir kullanılan Seger tipi kimyasal denetim sistemlerinin ötesine geçtiğini belirten Servet Turan, “Geleneksel yöntemlerin yalnızca oksit oranlarına dayanırken, yeni model çok değişkenli veri kümelerinden – kimyasal bileşim, proses parametreleri, pişirim eğrileri ve çıktı özellikleri gibi öğrenen bir algoritma kullanıyor. Bu sayede üretim hattında değişken koşullara hızlı uyum sağlanabiliyor.” dedi.
Bu dönüşümün sektöre sağlayacağı faydaları açıklayan Turan, “Yeni yaklaşımımız sayesinde reçete aday havuzunu daraltarak deney sayısını ciddi oranda azaltabiliyoruz. Hammadde varyasyonlarının etkisini sayısal olarak izlemek, proses parametreleriyle eşgüdümlü yönetim yapmak mümkün hâle geliyor. Numune, analiz ve cihaz kullanım süreleri optimize ediliyor; laboratuvar kapasitesi artık yalnızca kritik doğrulamalara ayrılıyor. Böylece kaynak verimliliği artarken, tutarlı kalite ve hızlı varyant tasarımıyla ihracat pazarlarında fiyat dışı rekabet gücümüz de güçleniyor. Bu sistem, yalnızca seramik karo üretiminde değil; teknik seramik ve otomatik görsel denetim gibi alt alanlara da kolaylıkla uyarlanabilecek nitelikte.” diye konuştu.
“Sektörün ortak faydasına hizmet eden bir hamle”
Söz konusu çalışmayı yalnızca kendi kurumsal Ar-Ge’leri olarak değil, tüm sektör için bir ortak yarar projesi olarak gördüklerini belirten Servet Turan, “Biz bu sistemi, bir kurumun değil, tüm seramik ekosisteminin kullanabileceği bir altyapı olarak tasarladık. Teknoloji transferi, eğitimler ve açık veri paylaşımıyla projenin sonuçlarını sektöre yayacağız. Bu sayede Türkiye seramik sanayisi, deneme-yanılma yükünü azaltarak kaliteyi standartlaştırabilecek. Sonuçta bu çalışma, hem işletmelerin maliyet verimliliğini hem de ülkemizin rekabet gücünü artıracak. Yani yapay zekâ destekli reçete tasarımı, yalnızca bir üretim modeli değil, sektörün Ar-Ge kültürünü dönüştürecek bir atılım olacak” ifadelerini kullandı.
Ulusal ölçekte yaygınlaşacak
Sahip oldukları kurumsal kapasite ve sektörle kurdukları güçlü bağlar sayesinde bu yapay zekâ modelini ulusal ölçekte uygulamayı hedeflediklerinin altını çizen Servet Turan, 25 yılı aşkın tecrübeleriyle üniversite–sanayi işbirliği geleneğini sürdürerek, yapay zekâ destekli sistemin Türkiye genelindeki seramik üreticilerine aktarılmasını planladıklarını söyledi. Turan, “Bu kapsamda geliştirdiğimiz metodoloji, hızlanmış Ar-Ge süreçleri, artan süreç kararlılığı, ölçülebilir maliyet ve enerji verimliliğiyle sektörün katma değer üretim kapasitesini artıracak. Gelecekte bu yaklaşımı teknik seramik, otomatik kalite kontrol ve malzeme mühendisliği uygulamaları gibi farklı alanlara da genişletmeyi planlıyoruz.” açıklamasında bulundu.