LEVENT AKBAY
Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oral Erdoğan ihracatta fonksiyonları giderek artacak olan Türk limanlarının 5 yılda 10 kat büyüyeceği öngörüsünde bulundu. Türkiye’nin 1 trilyon dolarlık dış ticarete gittiğini, bu süreçte limanların çok önem kazanacağını söyleyen Oral Erdoğan limancılık reformunda en önemli gündem maddesinin yeşil ve dijital dönüşüm olduğunu vurguladı.
Oral Erdoğan Türk Loydu’nun limancılık sektörünün dönüşümünde ‘yetkili’ bir kuruluş olarak, küresel rakipleri gibi önemli bir rol almaya hazırlandığını anlatarak “Limancılıkta klaslama kuruluşlarının önemi daha da artacak” şeklinde konuştu.
Çin’den Avrupa’ya Orta Koridor ile İskandinavya’dan Güney Afrika’ya inen ulaşım koridorunun küresel ticaretin vitrininde olduğunu, bu koridorların tam ortasında yer alan Türkiye’nin küresel ticaretteki payının artacağı bir konjonktürün yaşandığını söyleyen Oral Erdoğan bu sürece limanların modernizasyonu ile hazırlanmak gerektiğini ifade etti.
Pire Limanı’nın Çin şirketi Cosco tarafından satın alınmasını örnek göstererek Pire Limanı’nın Avrupa’da lojistik bir merkez olmaya aday olduğunu anlatan Oral Erdoğan, önümüzdeki süreçte Türk limanları için de benzer satın almalarını yaşanabileceğine dikkat çekti.
Türk Loydu’nun limanlarda yeşil dönüşüm konusunda yetkilendirilmek üzere Ulaştırma Bakanlığı’na başvurduğunu belirten Oral Erdoğan, “Yeşil Liman dönüşümünde klas kuruluşlarının rolü artıyor. Dönüşüm sürecinde klas kuruluşları yalnızca güvenliği ve uygunluğu değil aynı zamanda liman altyapısının yeşil dönüşümünde teknik doğrulama, ölçüm ve sertifikasyon fonksiyonları ile kritik bir role sahip olacak” şeklinde konuştu.
Rekabetçi liman ekonomisi
Limanların oluşturduğu deniz taşımacılığı zincirinin sadece lojistik merkezler değil aynı zamanda sürdürülebilirlik odaklı dönüşümün merkezleri haline de geldiklerine dikkat çeken Oral Erdoğan: bu süreçte; sahil elektriği, elektrikli ve biyodizel römorkörler, yenilenebilir enerji kullanımı ile liman teşvik programlarının öne çıkan reform alanları olduğunu ifade etti.
Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oral Erdoğan’ın Türk liman sektörünün gelişimine ve Türk Loydu’nun çalışmalarına ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
Küresel ulaşım koridorları
“Şimdi iki ulaşım koridoru konuşuluyor. Orta Koridor, doğudan batıya Çin’den gelip Hazar’ı aşarak, Zengezur ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşıyor. Bir de İskandinavya’dan dimdik aşağı doğru inen, Afrika’nın ucuna kadar Capetown’a kadar giden ve bir koridor var.
Biz de kesişen koridorların kavşak noktasında bir merkez gibiyiz. Türk Hava Yolları açısından büyük bir iş hacmi var. Aynı şey kara ve demir yolları açısından 5-10 sene içerisinde mümkün.
Bu nedenle limanların kapasitesi 5-6 sene içerisinde 10 kattan fazla artacak. 2023 için 10 yılda 500 milyar dolar ihracat hedefi mümkün olamasa da, şimdi 2033 için 1 trilyon dolar dış ticaret mümkün olur diye düşünüyorum. Bu nedenle limanlarımızın hazırlanması gerekiyor. Bu süreçte büyük satın almalar da olabilir kanaatindeyim.
Dünyada yeşil dönüşüm hızlanıyor
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) 2018 tarihli Sera Gazı Stratejisi’nde 2030’a kadar gemi bazında karbondioksit salımının yüzde 40 azaltılması, 2050’ye kadar da yüzde 50 düşürülmesi hedefleniyor. Avrupa Birliği’ne geldiğimizde, Yeşil Mutabakat ulaştırma sektöründe 2050’ye kadar karbondioksit salımını yüzde 90 azaltmayı, fit for 55 paketiyle de 2030’a kadar yüzde 55 azaltımı öngörüyor.
AB deniz taşımacılığını emisyon ticaret sistemi ETS kapsamına aldı ve 5000 gross ton üzerindeki gemiler 2023 itibariyle ETS’e dahil edildi. ETS gelirlerinin yüzde 20’si inovasyon fonu aracılığıyla yeşil altyapı yatırımlarına ayrılacak diye hedef konuldu.
Liman bölgelerinde ölçüm yapıldığında emisyonların yüzde 70’inin gemilerden kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Yani küresel baktığımızda denizler genel emisyonun yüzde 2,5-3’ünü geçmiyor. Ama düz limanlara baktığınızda ciddi bir oran karşımıza çıkıyor. Özellikle römorkörlerin etkisi var. Ve zaten römorkörlerde elektrikliye doğru hızlı geçiş söz konusu. Emisyonların yüzde 20 kadarı liman karayolu lojistik ağlarından kaynaklanıyor. Yüzde 10 kadarı da liman tesislerinden kaynaklanıyor. Yani böyle baktığınızda limancılığın kendi kıyı tesisi nedeniyle emisyonu aslında çok da fazla değil gibi. Bu sürecin yönetilmesinde Türk Loydu’nun gemi konusundaki deneyiminin bir avantaj yaratacağını düşünüyoruz. Limanlar konusu da tam yetkili olarak olduğumuz bir alan olacak. Türk Loydu limancılık konusunda olmazsa olmaz kurum olacak.”
“Liman otoritesi boşluğunun giderilmesi gerekiyor”
Türkiye’de liman bölgesi kavramının genellikle yalnızca iskele veya terminal düzeyinde tanımlandığını söyleyen Oral Erdoğan, “Liman otoritesi kavramı ise kurumsal anlamda henüz çok da kurumsallaşmış değil. Oysa yaptığımız tüm araştırmalarda sonuç; ‘Tüm limanların bölgesel olarak entegre ve kurumsal yönetilmesi gerekiyor’ diye çıkıyordu. Fakat aradan yıllar geçmesine rağmen bu mümkün olamıyor. Böyle olunca; Türkiye’de kendi başına çalışan, dağınık, dolayısıyla hinterlandı birbirinden kopuk, demiryolu bağlantısı karmaşık, sistematik olarak genel anlamda verimsiz, bir iki tane büyük proje öne çıkarılmış bir yapı görüntüsü veriyoruz. Buradaki öncelikle sorun liman otoritesi boşluğudur ve bunun giderilmesi gerekir” dedi.