İMAM GÜNEŞ/DIŞ TİCARET MASASI
Nasıl Bir Ekonomi TV YouTube kanalında yayınlanan Dış Ticaret Masası’nın yeni bölüm konuğu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Tarım Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu oldu. Mutlu, aynı zamanda sektörünü TİM Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı olarak da temsil ediyor. Melisa Tokgöz Mutlu ile 36 milyar doları aşan tarım ürünleri sektörünün ihracatını ve geleceğini konuştuk.
Türkiye’nin yıllık yaklaşık 55 milyon ton meyve ve sebze ürettiğini ancak envanter eksikliği nedeniyle üretimin tam olarak ölçülemediğini belirten Mutlu, “Tarım Bakanlığımız 2025 yılı sonu için net üretim rakamlarını belirlemek üzere bir envanter çalışması başlattı. Bu kritik bir adım. Çünkü tarımda doğru planlama yapabilmek için mevcut üretim kapasitemizi tam olarak bilmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Hollandalılar, Türkiye’de jeotermal tarım yatırımı peşinde
Türkiye’nin tarım sektörü, küresel piyasalarda rekabet avantajını artırmak için marka algısını güçlendirmeye odaklanırken, yabancı yatırımcıların da ilgisini çekmeye devam ediyor. Avrupa ülkelerinin Türkiye’de tarım yatırımı yapmak için fırsat kolladığını belirten Mutlu, “Hollandalı yatırımcılar başta olmak üzere, Avrupa’daki pek çok grup Türkiye’de nerede tarım yapabileceklerini araştırıyor. ‘Nereden arazi alırsak jeotermal tarıma yatırım yapabiliriz’ gibi düşüncelerle araştırmalar yapıyorlar. Yani jeotermalin çıktığı yerlere yakın noktalarda büyük seralar kurma hevesleri içindeler. Ben Türkiye’de tarımın yerli ve milli olması gerektiğine inanıyorum. Yabancı yatırımcılarla iş birliği elbette mümkün ama çoğunluk hissenin Türk firmalarında olması lazım.” dedi.
Tarımda ülke markası atağı
Türkiye’nin tarımsal ürünlerde ülke markasını yaratması gerektiğine dikkat çeken Mutlu, “Dünyada tarımsal ürünlerde marka genellikle ülke üzerinden oluşturuluyor. Örneğin, zeytinyağı denilince akla İspanya ve İtalya geliyor. Çin ve Hindistan gibi ülkeler Avrupalı markalara büyük ilgi duyuyor. Bize de şunu diyorlar; ‘Biz onlardan alıyoruz ama ürünü çevirdiğimizde arkasında ‘Made in Türkiye’ yazıyor. Siz bize direkt satın.’ Yani bizim biraz daha Türk malı algısını ortaya koymamız lazım” diye konuştu.
Önümüzdeki dönemde tarımın, küresel ticaret savaşlarının merkezinde olacağını öngördüklerini belirten Mutlu, “Türkiye bir tarım ülkesi. Ancak bilinçsiz üretim ve tüketim bizi zor durumda bırakabilir. Bu yüzden daha sürdürülebilir, planlı ve milli bir tarım politikası geliştirmemiz şart. Hangi bölgede hangi ürünün yetiştirileceğine dair net bir strateji oluşturulmalı. Doğru coğrafyada doğru ürün ekilmezse, verim kaybı ve kaynak israfı kaçınılmaz olur.” dedi.
“İhracat enflasyon yaratmaz, fiyat dengesini korur”
İhracatın iç piyasadaki fi yatları artırdığı yönündeki algının yanlış olduğunu vurgulayan TİM Tarım Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, “İhracattan dolayı enflasyon oluşmaz. Biz ihracat yaptığımız sürece içeride de fi yat dengesi korunuyor. Tarıma dayalı sanayide ihracatçının amacı ucuza alıp pahalıya satmak değildir, bu zaten mümkün de değil. Çünkü tarıma dayalı sanayide en önemli noktamız hammaddemizdir ve bunu çiftçimizden alıyoruz. Onların üretime devam etmesi için önce onları mutlu etmemiz gerekiyor. Tarım sektöründe sürdürülebilir üretim ancak çiftçinin desteklenmesiyle mümkün olur.” ifadelerini kullandı.
“Ev ekonomisi dersi ilkokul müfredatına alınmalı”
Gıda israfı ve kaynak yönetimi konusunda bilinç oluşturmanın önemine dikkat çeken TİM Tarım Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, ev ekonomisi dersinin yeniden müfredata eklenmesi gerektiğini belirtti. Tarladan sofraya kadar oluşan kaybın yüzde 35-40 arasında olduğunu tahmin ettiklerini söyleyen Mutlu, şöyle devam etti: “Bunun yanı sıra ciddi bir gıda israfı var. Atık ve israfın artması maliyetleri de yükseltiyor. Bilinçli bir nesil yetiştirmemiz gerekiyor. Sürdürülebilir bir gelecek için eğitim kritik rol oynuyor. Çok eskiden ortaokullarda verilen ev ekonomisi dersinin ilkokul seviyesinde başlaması gerekiyor. Bu konuyu TİM Tarım Kurulu olarak gündemimize aldık.”