KPMG’nin dünyada ve Türkiye’de sigorta sektörünün geçmiş yıllarını değerlendirdiği ve gelecekle ilgili öngörülerde bulunduğu 2025 yılı “Sigorta Sektörel Bakış” raporuna göre Türkiye sigortacılık sektörü, 2024 yılında brüt prim üretiminde bir önceki yıla kıyasla beklentilerin üzerinde bir performans sergileyerek yüzde 73 oranında bir artış kaydetti. Bu artışla birlikte sektörün toplam hacmi 838,5 milyar TL’ye ulaştı. Söz konusu hacmin 2025 yılı itibarıyla 1,2 trilyon TL’yi aşması öngörülüyor. Genel bir artış eğilimi gösteren sigorta sektöründe, hayat sigortası primleri yüzde 76, hayat dışı sigorta primleri ise yüzde 72 oranında büyüme gösterdi.
Sektörün kârı yüzde 59 arttı
Sektörün 2024’te toplam kârı bir önceki yıla göre yüzde 59,46 artarak 31,762 milyar TL’ye ulaştı. Hayat dışı sigorta branşında kârlar yüzde 11,78’lik artışla 5,18 milyar TL’den 5,79 milyar TL’ye yükseldi. Hayat sigortası branşı ise yüzde 76,22’lik önemli bir artışla 11,74 milyar TL’den 25,972 milyar TL’ye yükseldi. 2024 yılında elde edilen toplam kârın sektörel dağılımı incelendiğinde ise yüzde 81,77’lik kısmın hayat sigortası branşından yüzde 18,22’lik kısmın ise hayat dışı sigorta branşlarında elde edildiği görüldü. Bu veriler, hayat sigortası branşının sektör kârlılığı üzerindeki baskın etkisini ve sektör büyümesindeki itici rolünü açıkça ortaya koyuyor. Hayat dışı branşlardaki daha ılımlı büyüme oranı ise dikkat çeken diğer bir bulgu oldu.
Hayat dışı sigorta branşı öne çıktı
2024 yılı verilerine göre, Türkiye’de üretilen 838,5 milyar TL’lik toplam prim hacminin 738,59 milyar TL’lik kısmı hayat dışı sigorta branşlarından sağlandı. Bu alanda 2024 yılında kaydedilen reel artış oranı yüzde 19,15 olarak dikkat çekti. Branşlar özelinde bir değerlendirme yapıldığında, 2024 yılında Kara Araçları Sorumluluk branşı 219,3 milyar TL prim üretimi gerçekleştirerek 2023 yılındaki yüzde 27,53 olan pazar payını yüzde 29,69’a yükseltti. Pazar payını belirgin şekilde artıran diğer branşlar Hastalık- Sağlık ile Yangın ve Doğal Afetler oldu. Reel büyüme performansı en yüksek olan branşlar yüzde 15,91 ile Finansal Korumalar, yüzde 13,18 ile Kefalet, yüzde 7,40 ile Kara Araçları ve yüzde 2,22 ile Genel Sorumluluk sigortaları olarak sıralandı.
BES’te katılımcı sayısı 10 milyona dayandı
Diğer yandan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), 2017 yılında uygulamaya konulan otomatik katılım mekanizmasının da katkısıyla 2024 yılında büyümesini sürdürdü. Sistemdeki toplam katılımcı sayısı 2024 sonu itibarıyla 9,53 milyon kişiye, fon büyüklüğü ise 1.003 milyar TL’ye ulaştı. Fon tutarındaki artış hızı devam ederken 2025 yılı mart ayı verilerine göre bu değer 1,147 milyar TL seviyesine yükseldi. Sözleşme sayılarındaki gelişim incelendiğinde, 2017 sonundan itibaren gözlemlenen durgunluk, 2021 yılında pozitif bir seyir kazandı. Toplam sözleşme sayısı 2025 yılı mart ayı itibarıyla 11,99 milyona ulaşarak artış eğilimini sürdürdü.
74 şirket faaliyet gösteriyor
Rapora göre Türkiye sigortacılık sektöründe 2024 yıl sonu itibarıyla toplam 74 şirket faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerin dağılımına bakıldığında, yüzde 68’inin Hayat Dışı branşında, yüzde 27’sinin Hayat ve Emeklilik branşında, kalan yüzde 5’inin ise Reasürans branşında hizmet verdiği görülüyor. 2024 yılı içerisinde Hayat Dışı ile Hayat ve Emeklilik branşlarındaki şirket sayısında birer adet artış yaşanırken Reasürans branşındaki şirket sayısında herhangi bir değişiklik olmadı.
Sektör, potansiyelinin altında performans sergiliyor
KPMG Türkiye Sigortacılık Sektör Lideri Ali Tuğrul Uzun, “Sigorta sektörü hem ödenen hasar tutarları hem de sağladığı fon büyüklüğü ile Türkiye ekonomisine önemli katkılar sunuyor. Sektörün aktif büyüklüğü ve prim üretimindeki artış, finansal istikrar açısından da büyük önem taşıyor. Finans sektörümüzün en önemli alanlarından biri olan Türk sigorta sektörü, gelişen ülke dinamiklerine paralel olarak yüksek büyüme potansiyelini koruyor. Sektör, temel olarak kendisine tahsis edilebilecek gelirin azlığı sebebiyle potansiyelinin altında bir performans sergiliyor. Sektörün aktif büyüklüğü hızlı bir şekilde artmasına ve destekleyici adımların atılmasına rağmen kat edilecek daha çok uzun yol olduğu açık” dedi.