SELÇUK ALTUN
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) tarafından bu yıl 14’üncüsü kutlanan Sigorta Haftası kapsamında gerçekleştirilen 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi, yerli yabancı sektör profesyonelleri ve paydaşların katılımıyla İstanbul Swissotel The Bosphorus’ta başladı. Sektörün geleceğini şekillendiren teknolojik dönüşüme ışık tutacak olan zirvenin ilk günü yoğun bir katılım gördü. “Dijital Gelecek: Teknoloji Sigorta Sektörünü Nasıl Değiştiriyor?” temasıyla düzenlenen zirvenin açılış konuşmalarını Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen ve Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı (SEDDK) Davut Menteş yaptı.
Uğur Gülen: Sigortacılığın özü veriler değil, insana dokunan çözümlerdir
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen, 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nin açılışında yaptığı kapsamlı konuşmada, insanlığın ‘Homo Sapiens’ten ‘Homo Technologicus’a evrildiğini belirterek yapay zekânın sunduğu fırsatlara ve beraberinde getirdiği risklere dikkat çekti. Gülen, sigortacılıkta teknolojinin dönüştürücü etkilerine rağmen ‘merkezde hâlâ insanın olduğunu’ vurguladı.

Sigorta sektörünün geleceğini değerlendirdiği konuşmasında, insanlığın teknolojiyle birlikte hızla dönüşüm geçirdiğini kaydeden Gülen, “İnsanoğlu, kas gücünü araçlara, bilişsel gücünü ise yapay zekâya devrediyor. Artık bir araçtan çok, gözlemleyerek öğrenen, karar alan ve bizim yerimize geçebilecek bir dijital yoldaş türü yaratıyoruz” dedi.
Yapay zekâ ‘dijital bir tür’ mü?
Gülen, yapay zekânın yalnızca bir araç değil, ‘dijital bir tür’ olarak değerlendirilebileceğini söyledi. İnsanların saniyede 11 milyon bit algıyı ancak 50 bit seviyesinde işleyebildiğini hatırlatan Gülen, “Bugün bir teknoloji çıkıp bu 11 milyon bitin tamamını işleyebiliyorsa, artık yalnızca bir araçtan değil, bizimle rekabet eden bir ajandan söz ediyoruz” dedi.
Çocuk benzetmesiyle yapay zekânın öğrenme biçimini de açıklayan Gülen, "Çocuklar size verilen talimatlarla değil, sizi gözlemleyerek öğrenir. Yapay zekâ da dünyayı gözlemleyerek öğreniyor. Eğer biz dünyada tutarsız politikalar, yalanlar, kandırmalar üretmeye devam edersek, yapay zekâ da bunları kopyalayacak» uyarısında bulundu.
Enerji ve veri tüketimi büyüyor
Yapay zekâ yatırımlarındaki artışı da rakamlarla ortaya koyan Gülen, 2025 yılında bu alana 325 milyar dolar yatırım yapıldığını, bugüne kadar toplam yatırımın 1 trilyon doları aştığını söyledi. Veri merkezlerinin küresel enerji tüketimindeki payının hızla arttığını belirten Gülen, “Bugün küresel enerji tüketiminin yüzde 1,5–2’sini veri merkezleri kullanıyor. Önümüzdeki 5 yılda artışın yüzde 50’sinin bu alana harcanacağı öngörülüyor” dedi.
ABD’nin Stargate projesine 500 milyar dolar, Fransa’nın ise 105 milyar dolar ayırdığını aktaran Gülen, modüler nükleer enerji santrallerinin gündeme gelmesinde veri merkezlerinin yoğun enerji ihtiyacının etkili olduğuna dikkat çekti.
Sigortacılıkta yapay zekâ etkisi
Gülen, sigorta sektöründe yapay zekânın birçok fırsat sunduğunu söyledi. Risk analizi ve fiyatlandırmadan hasar tespitine, suistimalin önlenmesinden müşteri hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede yapay zekâ uygulamalarının verimlilik sağladığını belirtti. Ancak aynı zamanda yeni tehditlere de dikkat çekti: “Siber saldırılar, algoritmik önyargı, veri gizliliği sorunları ve yasal belirsizlikler sigortacılıkta yeni risk alanları olarak öne çıkıyor.”
Sigorta sektörünün ‘risk transferi’ işlevine dikkat çeken Gülen, “Atomu parçalamak gibi… İyi yönde de kullanılabilir, kötü yönde de. Yapay zekâ da sigortacılığa devrim niteliğinde katkılar sunabilir, ama yanlış yönlendirmeler ciddi zararlar doğurabilir” şeklinde konuştu.
Sigorta sektörü, önemli bir potansiyel taşıyor
Türkiye’nin sigorta ekosisteminin güçlü bir veri altyapısına sahip olduğunu vurgulayan Gülen, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) verilerinin büyüklüğünü örnek gösterdi. “Türk sigorta sektörü, genç nüfus, dijital altyapı ve artan sigortalılık ihtiyacıyla önemli bir potansiyel taşıyor. Ancak bu potansiyelin doğru iş modeli, güçlü düzenlemeler ve yenilikçi ürünlerle desteklenmesi gerekiyor” dedi.
Gülen, teknolojinin stratejinin önüne geçmemesi gerektiğinin altını çizerek, “1990’lardaki internet balonunun nedeni teknoloji değil, iş modelinin eksikliğiydi. Sigortacılıkta da aynı yanlışa düşmemeliyiz. Değer önerisi, iş modeli ve kusursuz icraat olmadan en iyi teknolojiler bile fayda yaratamaz” değerlendirmesini yaptı.
İnsan dokunuşu her zaman gerekli
Konuşmasının en kritik bölümünde sigortacılığın özünü hatırlatan Gülen, “Bizim işimiz yalnızca kaybolan eşyayı yerine koymak değil; insanlara yeniden umut vermek. Sigortacılığın özü veriler değil; güven, dayanışma ve insana dokunan çözümler üretmektir” ifadelerini kullandı. Yapay zekânın hasar yönetiminde devrim yaratacağını ancak insan uzmanlığının hâlâ kilit rol oynayacağını belirten Gülen, “Teknoloji bizim için bir araçtır. Ama hedefimiz değişmez: İnsana dokunmak, hayatları yeniden inşa etmek, geleceğe güvenle bakmalarını sağlamak” dedi.
TSB Başkanı Gülen, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Sigorta yalnızca riskleri sayılarla ölçmek değildir; aynı zamanda belirsizlik karşısında güven ve dayanışma sunmaktır. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, işin merkezinde insan olacak. Biliyoruz ki sigorta sektöründe atacağımız her adım, yalnızca sektörün büyümesine değil, aynı zamanda toplumun risklere karşı daha dayanıklı hale gelmesine hizmet edecek.”
Sigortacılık, ekonominin taşıyıcı sütunlarından biri haline geldi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz zirveye özel bir mesaj gönderdi. Mesajında sigortacılığın ekonomik işlevinin ötesine geçen toplumsal rolüne dikkat çeken Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Gelişen teknolojiler, değişen demografik yapılar ve artan küresel riskler karşısında sigortacılık, ekonomik işlevinin ötesine geçerek toplumsal güvenin teminatlarından biri haline gelmiştir. Türkiye, son yıllarda sigorta sektöründe güçlü bir büyüme ivmesi yakalamış durumda. 2025’in ilk sekiz ayında 800 milyar liraya yaklaşan üretimi ve 3 trilyon liraya ulaşan aktif büyüklüğüyle sektörün milli gelire oranı sürekli artıyor. Bu tablo, sigortacılığın ekonomimizin taşıyıcı sütunlarından biri haline geldiğini açıkça gösteriyor. 2030 yılına yönelik iki kat büyüme hedefi, sigorta sektörünün geleceğe dair stratejik perspektifini net biçimde ortaya koymaktadır. Bireysel Emeklilik Sistemi de tasarrufların artırılması ve sermaye piyasalarının derinleşmesi açısından stratejik bir rol üstleniyor. Bugün BES ve OKS’de toplam katılımcı sayısı 18 milyona yaklaşmış, fon büyüklüğü ise 1,8 trilyon lirayı aşmıştır. Bu tablo, tasarruf kültürümüzün güçlendiğini ve vatandaşlarımızın geleceğe daha güvenle baktığını göstermektedir.
Öte yandan, bugün dünyada sermaye hareketliliği giderek artarken, sigorta sektörümüz yabancı yatırımcılar açısından cazip bir alan olarak öne çıkmaktadır. Güçlü mali yapımız, hızla ilerleyen dijital dönüşümümüz ve düzenleyici kurumlarımızın kararlı adımları sayesinde, bu alandaki tüm yatırımları teşvik eden ve kolaylaştıran bir zemine sahibiz. Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda, geçtiğimiz ay açıkladığımız 2026-2028 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programımızda da sigorta ve BES sektörüne özel bir vurgu yapmamız tesadüf değildir.
Kamu tarafı olarak, dijitalleşmenin getirdiği bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirecek, sigorta sektörümüzü küresel ölçekte rekabetçi kılacak her adımı desteklemeye devam edeceğiz. Bu vesileyle, 14. Sigorta Haftası’nın ve 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nin başarılı geçmesini diliyor; ülkemizin ve sigorta sektörümüzün geleceğine ışık tutacak katkılar sağlamasını temenni ediyorum.”
Yapay zeka, kilit rol üstleniyor
“Önemli Dijital Eğilimler ve Sigorta Sektörünü Etkileme Biçimleri” başlıklı konuşmasıyla sahne alan Insurance Europe Genel Direktörü Sayın Thea Utoft Høj Jensen, yapay zekânın gelişiminin sigorta sektörü için muazzam bir fırsat sunduğunu vurguladı. Jensen, yapay zekanın; doğru bilgiye erişimin, müşterinin doğru şekilde tanımlanması ve ona en uygun ürünün belirlenmesinde kilit rol oynayacağını belirtti. Siber saldırıların oldukça maliyetli sonuçlar doğurduğunu hatırlatarak, bu alandaki altyapıyı güçlendirmeyi hedeflediklerini de kaydeden Jensen, odak noktalarının sigorta sektöründe yapay zekâyı daha işlevsel ve kullanılır hale getirmek olduğunu dile getirdi. Yapay zekânın sektöre daha şeffaf bir yaklaşım kazandırdığına ve bunun gelecekte daha da artacağına dikkat çeken Jensen, Avrupa sigorta sektörü olarak amaçlarının, tüm hizmet sağlayıcılar ve kurumsal yatırımcıların dijital geleceğin faydalarından yararlanmasını sağlamak olduğunu belirtti.
Rekabetin yeni belirleyicileri: Dijitalleşme, yapay zekâ ve müşteri deneyimi
Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı moderatörlüğünde gerçekleşen “Sigorta Sektöründe Dijital Dönüşüm: Yeni Teknolojilerin Etkileri, Üretken Yapay Zekâ ve Sigortacıların Karşılaştığı Zorluklar” oturumunda; S&P Global Ratings Yardımcı Direktörü Sachin Sahni, PwC Türkiye Finansal Hizmetler Lideri Talar Gül, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) temsilcisi Levent Tüzün ve Romanya Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (UNSAR) Başkanı Alexandru Ciuncan konuşmacı olarak yer aldı.
Oturumda, sigorta sektöründe sermaye gücü, kârlılık ve rekabet pozisyonunun yanı sıra dijitalleşme ve yönetişimin artık şirketlerin notlarını belirleyen en önemli faktörlerden biri haline geldiği vurgulandı. Rekabetin yeni belirleyicileri olarak dijitalleşme, yapay zekâ ve müşteri deneyimi öne çıkarken, veri odaklı içgörülerin risklerin doğru yönetilmesi ve performansın artırılmasında kritik bir rol oynadığına dikkat çekildi.
SEDDK Başkanı Davut Menteş: Sigorta sektörü önemli bir dönüşüm yaşıyor
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Davut Menteş, 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, sektörün genel görünümünden dijitalleşme ve teknoloji gündemine, düzenleme ajandasına kadar geniş bir değerlendirme yaptı. Menteş, sigorta sektörünün son iki yılda önemli bir dönüşüm yaşadığına dikkat çekti. Piyasa disiplini ve finansal dayanıklılığın güçlendirilmesine yönelik atılan cesur adımların karşılığının alındığını belirten Menteş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Solvency göstergelerindeki belirgin iyileşmeler sektörümüze duyulan güveni yukarı taşırken, uzun bir aradan sonra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının pozitif değerlendirmelerine konu oldu. Üretim hacminde genel fiyat seviyelerinin üzerinde reel büyüme yaşıyoruz. Üretim kaldıracının gerilemesi de risk yönetimi açısından pozitif bir gelişme. Özellikle son 10 şirket segmentinde daha keskin bir iyileşme gözlemliyoruz.”
Özkaynak kârlılığının makul seviyelerde seyrettiğini kaydeden Menteş, bankacılığa kıyasla son iki yılda gözlenen pozitif ayrışmanın sürdüğünü ifade etti. Yabancı sermayeye ilişkin spekülasyonlara da değinen Menteş, “Son 5 yıla ilişkin veriler ortada. Gerek üretim gerekse aktif toplamı üzerinden yapılan hesaplamalara göre yabancı yatırımcı tarafında kayda değer bir değişim yok. Ancak iyileşen piyasa koşullarına bağlı olarak yabancıların ilgisinin arttığını söyleyebilirim” dedi.
Dijitalleşme, büyük fırsatlar sunuyor
Zirvenin temasının ‘dijitalleşme’ olduğunu hatırlatan Menteş, bu alandaki gelişmelerin sektöre büyük fırsatlar sunduğunu belirterek şöyle devam etti: “Dijital araçların iklim riskleri ve afet bonolarının modellemelerine etkisinden, otomasyon ve yapay zekânın fiyatlama ve underwritingteki rolüne kadar birçok konu zirvede ele alınacak. Biz de kurum olarak dijital dönüşüm, inovasyon ve otomasyon alanlarında, başta mevzuat uyumu olmak üzere tüm paydaşlarımıza destek olmaya hazırız.”
Menteş, dijitalleşmenin yalnızca teknik bir dönüşüm olmadığını, aynı zamanda risklerin daha etkin yönetilmesi ve sigortalılara daha hızlı, şeffaf çözümler sunulması anlamına geldiğini vurguladı.
Düzenleme gündemi
Konuşmasının son bölümünde düzenleme ajandasına değinen Menteş, özel sağlık sigortaları ve tahkim sistemi üzerine önemli açıklamalar yaptı. ”Özel sağlık sigortalarında ömür boyu yenileme uygulamalarında önemli değişikliklere gidiyoruz. Süre ve hasar prim koşullarını sağlayan sigortalılarımıza, tüm şirketlerde geçerli olacak şekilde ömür boyu yenileme statüsü verilecek. Risk koşulları değişse dahi bu sayede risk çarpanları artmayacak” diyen Menteş ayrıca, devlet destekli ticari alacak sigortasını uçtan uca yeniden yorumlayacak bir çalışmayı planladıklarını duyurdu.
Sigorta tahkim sistemine özel bir bölüm ayıran Menteş, kuruluşundan bu yana yaklaşık 3 milyon uyuşmazlığın 4 ay gibi kısa sürede adil ve düşük maliyetle çözüme kavuşturulduğunu hatırlattı. Sistemin uluslararası düzeyde örnek gösterildiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:
■ Tazminat anlaşmazlıklarının uyuşmazlığa dönüşmeden barışçıl yöntemlerle çözülmesini sağlayacak mekanizma güçlendiriliyor.
■ Etik ve disiplin ilkelerinin hakemlik faaliyetlerinde uygulanmasına katkı sağlamak üzere disiplin kurulu oluşturuluyor.
■ Mevzuatın uygulanmasında yeknesaklık sağlanması ve hakemler için yol gösterici olması amacıyla danışma kurulu kuruluyor.
■ Hakemlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendirmek için ek mekanizmalar getiriliyor.
■ Komisyonun organizasyon ve işleyişinde iyileştirici düzenlemeler yapılacak.
Menteş, bu amaçlarla hazırlanan düzenleme taslağının yakın zamanda paydaş görüşüne sunulacağını açıkladı.
Çınar: Sigortacılık artık teknolojiyle yeniden tanımlanıyor
Türkiye Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Melike Nur Çınar, 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nde yaptığı konuşmada hayat dışı sigortacılığın geleceğine ışık tuttu. Çınar, yapay zekâ ve otomasyonun sadece fiyatlamayı değil, risk ölçümünden müşteri deneyimine kadar tüm iş modelini dönüştürdüğünü vurguladı. “Sigortacılık, artık yalnızca bir finansal mekanizma değil; teknolojiyle yeniden tanımlanan bir sektör” diyen Çınar, sigortacılığın bugün yalnızca risk transferi değil, aynı zamanda veri, hız ve müşteri beklentileriyle şekillenen bir teknoloji sektörü haline geldiğini söyledi.
İklim değişikliği, doğal afetler, siber riskler ve regülasyon baskılarının yeni yaklaşımları zorunlu kıldığını belirterek şunları kaydetti: “Geçmişte risk ölçümünde yalnızca istatistiksel tahminler kullanırdık. Bugün ise uydu görüntüleri, sosyal medya, alternatif veri kaynakları ve gerçek zamanlı parametrelerle riskleri çok daha doğru değerlendiriyoruz. Yapay zekâ ve makine öğrenimi sayesinde sadece depolamıyor, riskleri sınıflandırıyor, fiyatlama senaryoları simüle ediyor ve makro trendleri modelleyebiliyoruz.”
Fiyatlamada yapay zekâ devrimi
Konuşmasının önemli bir bölümünü fiyatlama stratejilerine ayıran Çınar, yapay zekânın sektörde paradigma değişimi yarattığını ifade etti: “Geleneksel modeller çok kısa sürede erozyona uğruyor. Ancak yapay zekâ, anlık datalarla fiyatlamayı daha çevik hale getiriyor. Eskiden müşterileri geniş kümeler halinde değerlendirirdik, bugün yüzlerce değişken aynı anda işlenebiliyor. Her müşteriye özel risk profili çıkarabiliyoruz.”
Geleceğin fiyatlama stratejilerinde generative AI’nın (üretken yapay zekâ) kritik rol oynayacağını söyleyen Çınar, henüz piyasaya çıkmamış araç modelleri için dahi risk profili oluşturulabileceğini, iklim senaryolarının 2050’ye kadar simüle edilebileceğini ve bireysel sağlık sigortalarında yaşam tarzı verileriyle proaktif fiyatlama yapılabileceğini belirtti. Çınar, “Poliçeler artık yapay zekâ ile birlikte şekillenen canlı sözleşmelere dönüşecek. Bu vizyon, sigortacılığı reaktif bir modelden çıkarıp, müşteriye değer yaratan bir ekosisteme taşıyacak” dedi.
Risk değerlendirmede yeni yöntemler
Çınar, underwriting süreçlerinde de yapay zekânın insani uzmanlıkla birleşerek daha doğru risk profilleri oluşturduğunu ifade etti. Çin örneğini vererek, iklim verileriyle parametrik sigorta ürünlerinin geliştirildiğini, Türkiye’de de tarım sigortalarında uydu verilerinin entegrasyonuna yönelik adımların atıldığını söyledi. Çınar, “Bu tip uygulamalarda yapay zekâ karar vericinin yerine geçmiyor; ancak daha geniş bir çerçeveden riskin fotoğrafını çekmemizi sağlıyor. Veri güvenliği ve etik AI kullanımı ise bu süreçlerin ayrılmaz parçası olmak zorunda” diye konuştu.
Operasyonel verimlilik ve otomasyon
Çınar, Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik olarak hem hayat dışı hem de hayat-emeklilik tarafında yapay zekâ dönüşümünü hızla sahiplendiklerini vurguladı. “İnsanı merkeze koyan bir yaklaşımla, organizasyon kültürümüzü ‘DNA’sında teknoloji olan’ bir yapıya dönüştürme hedefiyle ilerliyoruz” diyen Çınar, müşteriyle en yoğun temasın yaşandığı operasyonel süreçlerde dijitalleşmenin etkisini şöyle anlattı:
■ Web sitesi yenilenerek dakikalar içinde poliçe satın alma imkânı sağlandı.
■ Mobil uygulama 6 milyon indirmeye ulaştı, kullanıcı etkileşimi %125 arttı.
■ Uygulamaya görüntülü doktor görüşmesi ve eksik evrak yükleme özellikleri eklendi.
■ Bilge isimli generatif AI destekli dijital asistan, müşteri taleplerini anında karşılıyor ve poliçe teklifinden provizyona kadar işlem yapabiliyor.
■ Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) ile küçük çaplı hasarların değerlendirilmesi otomatikleşti, dosya kapanış süreleri günlerden saatlere düştü.
Fırsatlar ve zorluklar
Çınar, dijitalleşmenin sektöre sunduğu fırsatları şöyle özetledi:
“Riskleri daha doğru analiz ediyor, fiyatlamayı kişiselleştiriyor, süreçleri hızlandırıyoruz. Sigortayı herkes için daha erişilebilir hale getiriyoruz. Genç nesillere ulaşmak kolaylaşıyor, süreçler daha şeffaf ve ölçülebilir hale geliyor.”
Ancak siber saldırılara karşı veri güvenliğinin kritik önem taşıdığını vurgulayan Çınar, teknolojik dönüşümün yalnızca yazılımla değil, aynı zamanda insan kaynağı ve kurum kültürüyle de desteklenmesi gerektiğini söyledi: “Dijital dönüşüm bitmeyen bir yolculuk. Bu yolculuğu iş yapış biçimine yansıtanlar, geleceği daha güvenle inşa edecek. Motivasyonu ve heyecanı kaybetmemek gerekiyor.”
"Yapılandırılmış veri "süper güç" demek"
Global InsurTech İnovasyon Lideri ve WTW Kıdemli Direktörü Magdalena Ramada Sarasola, Sigortacılıkta Dijital Dönüşüm ve Yapay Zekâ: Yenilik ve Etkinin Güçlü Yolculuğu isimli motivasyon konuşmasıyla sahne alan isimlerden biri oldu.
Yapay zekânın artık yalnızca basit verimlilik süreçleriyle sınırlı kalmadığı, aynı zamanda hasar yönetimi, underwriting, veri temizleme ve poliçe metinleri gibi daha teknik alanlara da girmeye başladığını vurgulayan Sarasola, bu noktada yapılandırılmamış verinin yapılandırılmış hale getirilmesinin sigorta sektörü için adeta bir "süper güç" niteliğinde olduğunu söyledi.
Zirve'de 2'nci gün programı
Swissôtel The Bosphorus - İstanbul'da gerçekleşen 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi'nin ikinci günü (bugün) sabah saat 9.30'da SEDDK Başkan Yardımcısı Emine Feray Sezgin, TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar ve Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz'ün açılış konuşmalarıyla başlayacak. Ana tema konuşmacıları olarak Charles WHITMORE (Guy Carpenter), Maria Luisa ALVAREZ BARBY (İspanya Sigorta ve Emeklilik Fonları Genel Müdürü) sahne alacak. Bununla birlikte;
■ Sigorta Sektöründe Dijital Dönüşüm: Yeni Teknolojilerin Etkileri, Üretken Yapay Zekâ ve Sigortacıların Karşılaştığı Zorluklar
■ InsurTech ve Dijital Dönüşüm: Sigortacılıkta Yapay Zeka, Makine Öğrenmesi ve Tahmine Dayalı Analitiğin Rolü
■ Embedded Insurance Çağı: Son Teknolojilerle Gelen Sessiz Devrim oturumları gerçekleştirilecek. Tüm gün sürecek olan zirve, saat 17.30-18.00 arasında yapılacak kapanış konuşmasıyla son bulacak.