Tüm ülkeyi yasa boğan deprem felaketinin ardından toplanan yardımların bölgeye geç ulaşması tartışma konusu olurken, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın en büyük karayolu taşımacılığı platformlarından TruKKer’ın Türkiye, Doğu Avrupa ve BDT’den Sorumlu Genel Müdürü Hakan Arıkan, lojistikte yaşanan bu sorunun devlet ve özel sektör iş birliği ile çözülebileceğini belirtti. Arıkan, aksi halde taşıma fiyatlarının kontrolsüz bir şekilde yükseleceğine dikkat çekerek, “Önümüzdeki 3 ay için devlet koordinasyonunda bir fon oluşturulmalı ve bölgeye yardım için çalışan araçların yakıtları, hatta araç sahibi olup kendi aracını kullananların makul bir maaşı bu fondan karşılanmalı. Bu sayede bölgedeki tüm ihtiyaçların lojistiği çok daha kolay sağlanır. Özel sektör temsilcileri olarak bizler de bu sürecin sağlıklı çalışması için her türlü desteği veririz” dedi.
Nakliye alt ağının % 85’i bireysel
Arıkan, kara nakliye ve yurt içi lojistik alt yapısını, yüzde 80-85 oranında bireysel nakliyecilerin oluşturduğuna dikkat çekti. Söz konusu araçların hem ticaretini yapan hem de kullananların aynı kişiler olduğuna değinen Arıkan, “Dolayısıyla, yurt içindeki TIR taşımacılığında büyük lojistik şirketlerinin kendi öz mallarıyla yaptığı bir taşımadan bahsetmek çok mümkün değil. Bu kadar geniş bir bölgede meydana gelen büyük bir afette de firmalar bölgeye ürün sevk etmek için ihtiyacı bireysel nakliyecilerden tedarik etmeye çalışıyorlar. Bireysel nakliyecilerin de, ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, bölgeye sevkiyatı uzun süre ücretsiz yapması sürdürülebilir değil” diye konuştu. Deprem bölgelerine İstanbul başta olmak üzere, Türkiye’nin üretim üslerinden çok fazla çıkış oluyor. Bunun doğru planlanması gerektiğine vurgu yapan Arıkan, Bu noktada, Türkiye’de dijital alt yapıda araç takibi ve araç tedariki sunan şirketler ve lojistik hizmeti veren firmalar ile devletin olduğu bir konsorsiyum oluşturulmalı. Bu konsorsiyum sayesinde, bölgenin nakliye ihtiyaçları daha organize bir şekilde yönetilmeli” şeklinde konuştu.
Çok fazla aracın aynı periyotta, aynı bölgeye talep edilmesi ve bireysel nakliyecilerin de çeşitli sebeplerden bölgeden dönememesinin fiyatın değişmesine neden olduğunu ifade eden Arıkan, bunun bir “fırsatçılık” olarak yorumlanmaması gerektiğin kaydetti. Bu işi bireysel yapanların tüm geçim kaynağının taşımacılık olduğunu ve bölgeye uzun süreli ücretsiz taşıma desteği vermesinin bu nedenle sürdürülebilir olmadığının altını çizen Hakan Arıkan, “Bölge lojistiği bir plana alınmazsa bölgeye çok fazla ürün ve araç akışı olacağı için lojistik akış bozukluğu yaşanacak. Tek yönlü yoğun bir akış olacağı için işin doğası gereği orta ve uzun vadede bölgeye araç tedarik etmekte zorlanabiliriz, üstelik fiyatlarının kontrolsüz bir şekilde yükseldiğine de şahit olabiliriz” dedi.
Bölge nakliyecileri için fonlama oluşturulmalı
Hakan Arıkan, vatandaşların ihtiyaçlarının uzun vadede bölgeye eksiksiz ve zamanında ulaştırılması için devlet desteği gerektiğini belirtti. Arıkan, şu açıklamayı yaptı: “O bölgede çalışan araçların mazotunda ÖTV’nin sıfırlanması ya da o bölgenin nakliyecilerinin tamamen o bölgede çalışacakları bir fonlama oluşması gerekiyor. Bunun da teknolojik alt yapısının özel sektörle hayata geçirilmesi için bir oluşum faydalı olacak. Bireysel kamyonculardan büyük firmalara kadar araçlar da taşımacılar da devlet kaydı altında, bu sayede süreçte hangi talepleri aldıkları ve nereye gittikleri rahatlıkla takip edilebilir. Dolayısıyla buradaki çalışmanın özel sektör ve kamunun bir arada hareket ettiği, gerekli dataların kullanıldığı bir üst akıl ile yürütülmesi daha sağlıklı olacak. Maliyet açısından da bugün bağışlarla belli yardım malzemelerinin devlet tarafından sağlanması gibi, bu ürünlerin ulaştırılması için ilgili firmalara belli sübvansiyonlar sağlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum."