LEVENT AKBAY
Dünyanın en büyük girişimcilik merkezine Bilişim Vadisi imza atacak. Terminal İstanbul’u Bilişim Vadisi’nin ek alanı olarak belirleyen kararın Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmesiyle Atatürk Hava Limanı’nda kurulacak “küresel bilişim ve teknoloji hub”ı için geri sayım başladı. Asya ve Avrupa’dan katılımcıların da buluşacağı teknoloji pazarına dönüşmesi planlanan Terminal İstanbul, rakipleri Fransa’nın “İstasyon F” ve Suudi Arabistan’ın “The Garage” girişimcilik ekosistem merkezlerinden katbekat daha büyük olacak.
Bilişim Vadisi’nin Genel Müdürü Erkam Tüzgen, dünyanın en büyük kuluçka merkezinin de yer alacağı 500 bin metrekare kapalı alana sahip olan Atatürk Havalimanı’nın terminal binalarının teknokent ve diğer sosyal tesislere dönüştürülmesi için çalışmalara başlandığını, önce konsept, sonra uygulama projesinin devreye alınacağını, 2026 başında ilk aşaması hizmete girecek olan Terminal İstanbul’un üç aşamada ve üç yılda gerçekleştirileceğini söyledi.
2026 başında G-20’nin 13 ‘Katılım Grubu’ndan biri olan ‘Startup 20’nin Terminal İstanbul kapsamında düzenlenmesi ve uluslararası tanıtımının da bu etkinlikle başlaması planlanıyor. Erkam Tüzgen, dev projeye ilişkin şunları söyledi:
ÇOK YÜKSEK KATMA DEĞERLİ BİR DÖNÜŞÜM OLACAK
Türkiye’nin ve dünyanın en büyük girişimcilik ve kuluçka merkezini Atatürk Havalimanı’nda açacağız. Şu anda dünyanın en büyük kuluçka merkezi Fransa’da “Station F” diye eski bir tren istasyonundan dönüştürülen bir yer. İkincisi yakın zamanda, Suudi Arabistan Riyad’da açılan “The Garage” isimli bir otobüs terminalini dönüştürülmesiyle oluşturuldu. Bunlar 30 bin metrekare civarında alana sahipler.
Biz havalimanını dönüştürüyoruz ve burada dünyanın en büyük kuluçka merkezini açacağız. Bilişim Vadisi’ne ek alan olarak Atatürk Havalimanı’ndaki terminallerin tahsisi tamamlandı. Eski dış hatlar ve eski iç hatlar terminalleri. Dönüşüme paralel sene sonuna kadar faaliyete geçecek. 2026’da bir büyük faz daha yapılacak, üç sene içinde de proje tamamlanmış olacak. İnşallah çok yüksek katma değerli bir dönüşüm olacak.
Atatürk Havalimanı’nın kapalı alanı toplam 500 bin metrekare. Modern çalışma ofisleri, kuluçka merkezleri, hızlandırıcı programları, ortak çalışma alanları ve Ar-Ge laboratuvarları gibi yenilikçi projelerin gerçekleşmesini hızlandıracak yapılar bulunacak. Bilim merkezi, yazılım okulu, yapay zeka okulu, deney yap atölyesi, Teknofest takımları için atölyeler, çocuk üniversitesi gibi çok çeşitli fonksiyonlar da planlıyoruz. Projenin başlangıç aşamasında binlerce firmaya ev sahipliği yapmak üzere 210 bin metrekarelik bir alan düşünülmüştü. Dönüşüme ilişkin konsept proje çalışması devam ediyor. Havalimanı kimliği tamamen kaybedilmeden, yenilikçi, yaratıcılığı teşvik edecek bir tasarımla dönüşüme çalışılıyor. Bu nedenle kesin yüzölçümü henüz netleşmedi.
EKOSİSTEMİN PAYDAŞLARI
Atatürk Havalimanı’nda da kuracağımız Kuluçka Merkezi’nde bu alanda faaliyet gösteren Türkiye’deki diğer kurumlarla da işbirliği yapacağımız bir modeli ortaya koymak istiyoruz. Diğer teknoparklar, kendi kuluçka merkezi veya hızlandırma merkezi olan örneğin THY gibi özel sektör kuruluşları, bankalar, Türkiye Teknoloji Takımı, Girvak, Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi gibi sivil toplum kuruluşları, girişim sermayesi, yatırım fonları... Aynı şekilde İstanbul Ticaret Odası gibi odaların da bu ekosistemin bir parçası olmasını istiyoruz. Girişimcilik ve teknoloji alanında Türkiye’de faaliyet gösteren kim varsa kendisine yer bulabilecek bir yer haline getireceğiz burayı. Dolayısıyla düzenlenecek her türlü etkinlik ile girişimciler için de, yatırımcılar için de cazip bir yer olacak.
YURT DIŞINDAN DA GELSİNLER
Ve tabii asıl hedefimiz Türkiye’nin bir girişimcilik ve teknoloji ülkesine dönüşmesini sağlamak. Yurt içindeki ekosistemi bir araya getirmek yetmeyecek, yurt dışındaki ekosistemi de bu anlamda Türkiye’ye çekebilmeyi arzu ediyoruz. Avrupa’ya açılmak isteyen Asyalı bir girişimci için veya Asya pazarlarına açılmak isteyen Avrupalı bir girişimci için Türkiye çok güzel bir nokta. Yani arzu ediyoruz ki Avrupa’dan bir girişim sermayesi fonu, bir yatırımcı binsin uçağına gelsin Atatürk Havalimanı’na insin. Girişimcilerin sahneye çıktıkları, şirketlerini tanıttıkları, yatırımcıların karşısına çıktıkları etkinliklere, ‘demoday’lere katılsın. Sadece bilişim değil, teknoloji getiren herkes burada buluşabilsin.
EN BÜYÜK KULUÇKA MERKEZİ
Kuluçkadan kastımız 3 yaşını doldurmamış şirketler. 3 yaşından sonra bunlar “Ar-Ge şirketi” olacaklar. 500 bin metrekarelik bir kapalı alandan bahsediyoruz. Bunun 30-35 bin metrekare kadar bir kısmını muhtemelen bu kuluçka merkezi için ayıracağız. Bu kuluçka şirketlerini biraz tohum gibi düşünmek lazım. Orada yeşerdikten sonra kendi yerlerine, kendi ofislerine geçecekler. Orada çok daha büyük alanlarımız, on binlerce metrekarelik alanlarımız olacak.
BİNLERCE YENİ PROJE ÇIKACAK
Türkiye’nin en büyük gücünün genç, iyi yetişmiş, dinamik nüfusu olduğunu düşünüyorum. Hakikaten iyi üniversitelerde, iyi yetişmiş, çok sayıda gencimiz var ve çok dinamikler, girişimciler bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Teknofest’in de katkısıyla daha üniversiteye gelmeden proje yapmış 100 binlerce gencimiz var. İş yapmayı, takım kurmayı, bir işi uçtan uca tamamlamayı, fikir geliştirmeyi, o fikri sunmayı bilen, çok sayıda gencimiz var. Bu gençlere biz ne kadar imkân oluşturursak, onların da o kadar yeni hayaller kurabileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bir yarış var. Biz yeni imkanlar oluşturuyoruz ve gençler o imkanları kullanıp daha fazlasını talep ediyorlar.
Bu anlamda, bu Atatürk Havalimanı’nın dönüşümünün çok sayıda yeni şirket kuruluşunu tetikleyeceğini, çok sayıda yeni proje gelişmesini tetikleyeceğini düşünüyorum. Bahsettiğimiz rakamlar böyle hani 10’lar, 100’ler değil inşallah binlerce yeni proje çıkacaktır.
BİLİŞİM VADİSİ NE SATAR?
Bilişim Vadisi bir anonim şirket. Hisselerinin tamamına yakını kamudan oluşan, yüzde 90’dan fazlası Sanayi Bakanlığı’nın kuruluşlarına ait olan bir şirket. Ve bir şirket olarak biz ürün veya hizmet satıp bir gelir elde ediyoruz. Bizim sattığımız dört ana ürün var. Bunları değerlerine göre sıralarsak; birincisi kiralık mekanlarımız var. Şirketlerin işte teknoloji geliştirmeleri için onlara kiralık mekan sağlıyoruz. İkincisi vergi teşviklerinden yararlanmalarına aracılık ediyoruz. Dünyadaki en kapsamlı Ar-Ge teşvikleri şu anda Türkiye’de verilmekte. KDV, gelir vergisi, kurumlar vergisi, gümrük vergisi, SGK destekleri gibi çok ciddi istisnalar var. Üçüncüsü prestij sağlıyoruz. Dördüncüsü ve en kıymetli gördüğümüz bir ekosistem sağlıyoruz. Bu ekosistem; girişimcinin, yatırımcının, müşterinin, üreticinin, insan kaynağının, eğitimcinin, mentörün, bütün bu alanda kimin neye ihtiyacı varsa hepsinin bir arada bulunabildiği bir ortamdan oluşuyor.
Girişimcileri nasıl destekleriz?
Start-up modeli girişimcilikte yaygın kabul edilen bir istatistiğe göre bu girişimlerin ancak 7’si ayakta kalıyor, yüzde 93’ü başarısız oluyor. Biz ne yaparız da bu yüzde 7’yi artırabiliriz? Bu anlayışla çalışıyoruz. Girişimciler nerede hata yapıyor, nelere ulaşmakta zorlanıyorlar? Finansmana erişim zorlukları nasıl aşılır? Yatırımcılarla nasıl buluşurlar, onlara müşteri olacak büyük firmalara kendilerini nasıl gösterirler? Girişimciler kurumsal tecrübesi olan kişilerle nasıl bir araya gelirler? Biz girişimciye bir reçete verme imkanına sahip değiliz. Ama girişimciye yol gösterebiliriz, riskleri anlatır, nasıl kaçınabileceğine dair fikirler verebiliriz. Motive edebiliriz, doğru teknik danışmanla eşleştirebiliriz, pazarlamada yardımcı olabiliriz, ortaklıklar kurmasında destek olabiliriz.