VEYSEL AĞDAR
TÜSEDAD Başkanı Müslüm Doğru, süt üreticisinin ayakta kalabilmesi için çiğ sütte referans fiyat en az 27 lira olması gerektiğini söyledi. Kasım ayı itibarıyla 1 litre sıcak çiğ sütün, süt primi ve buzağı destekleri düşüldükten sonra üreticiye maliyetinin 23,77 liraya yükseldiğini belirten Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Müslüm Doğru, “Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) 1 Ekim’den bu yana geçerli olan 19,60 liralık referans fiyatı hem maliyetlerin altında kalıyor hem de piyasada fiilen uygulanmıyor” dedi.
Bu haksızlık karşısında Rekabet Kurumu’nun devreye girip iki ayrı soruşturma açtığını hatırlatan Doğru, “USK’nın önceki gün seçilen ve bugün toplanması beklenen yeni Yönetiminden 27 TL referans fiyat açıklaması bekliyoruz. Sıcak çiğ süt için 27 liralık referans fiyatın açıklanmaması halinde, üreticinin üretimde kalması giderek zorlaşacak. Et fiyatlarının da yükselmesi gerçeğiyle borç batağında olan üreticimizin gücü ancak kendi malına yetecek kadar var. Daha fazla kesime anaç hayvan gidecek, maliyetlerin altında kalan fiyatlarla, süt ineklerinin kesime gönderilmesini hızlandıracaktır. Bu da anaç hayvan varlığında yeni kayıpların yaşanmasına sebep olacak” açıklamasını yaptı.

Bir ayda 68 kuruş arttı
Ekim ayında litre başına 23,09 lira olan üretim maliyetinin, yalnızca bir ayda 68 kuruş artarak Kasım ayında 23,77 liraya çıktığını belirten Doğru, “Bu maliyet, günde ortalama 30 litre süt veren, 100 başlık bir işletme için hesaplandı. Buna soğutma, nakliye ve hizmet bedelleri dâhil değil. Soğutma için en az 70 kuruşluk bir bedel gerek. Tüm kalemler birlikte değerlendirildiğinde üreticinin eline geçmesi gereken fiyat en az 27 lira + soğutma ve hizmet bedeli olmalıdır. Bu rakam, gecikmiş bir zammın bugün olması gereken karşılığıdır” diye konuştu.
Şap salgını da üretimi vurdu
Yurt genelinde görülen şap salgınının süt ve kırmızı et üretiminde ciddi kayıplara yol açtığını vurgulayan Doğru, “Zirai don tarımsal üretime ne yaptıysa, şap salgını da hayvansal üretime aynısını yaptı. Bugün itibarıyla süt üretiminde en az yüzde 20’lik bir daralma var. Şap geçiren hayvanlar ölmeseler bile bir sonraki laktasyon dönemine kadar eski süt verimine ulaşamaz. Ayrıca döl tutma problemleri yaşar. Bu durumun ileriye dönük buzağı ve süt arzını da kalıcı biçimde olumsuz etkiler” dedi. TÜİK verilerinin de süt üretiminde düşüşü teyit ettiğini belirten Doğru, Temmuz ayında 946 bin ton olan sanayiye verilen çiğ süt miktarının Ağustos’ta 933 bin tona, Eylül’de 892 bin tona gerilediğini, Ekim ayında ise sınırlı bir toparlanmayla 895 bin tona çıktığını hatırlattı. Ancak bu verilerin yalnızca faturalı ve sanayiye giden sütü kapsadığına dikkat çekti.
Asıl sorun raf fiyatları
Doğru, “Süt ve süt ürünlerinin enflasyon sepetindeki payı yüzde 3’ün altında, burada asıl sorun üretici fiyatı değil, raf fiyatlarıdır. Enflasyonun faturasını üreticiye kesmemek gerekir. Üreticinin bu işi bırakması halinde sektörün sürdürülebilirliği tehlikeye girer, zaten gençlerimiz köye dönmüyor. Üretime yönelmiyor. Köyden şehre göç daha da hızlanacak ve bunun ülkeye maliyeti çok daha fazla olacak. Süt ve et gibi temel protein kaynaklarının yerli üretimle korunması gerek ve bu gıdaya erişimde adeta bir beka sorunudur” diye konuştu.
Kırmızı ette risk büyüyor
Şap hastalığının görüldüğü besi işletmelerinde, henüz kesim ağırlığına ulaşmamış hayvanların bile tamamen kaybedilme korkusuyla erken kesime gönderildiğini kaydeden TÜSEDAD Başkanı Müslüm Doğru, “Normalde 350-400 kilo karkas verebilecek hayvanlar, zamansız kesimler nedeniyle 200-250 kilo karkasla piyasaya çıktı. Bu durum, şapa yakalanmış ağır hasarlı damızlıklarımızın da kesime gitmesiyle şap döneminde et arzında geçici bir artış yaratarak fi yat artışını baskıladı. Ancak erken kesilen hayvanların bugün kesilmesi gereken hayvanlar olması nedeniyle piyasada şu anda belirgin bir arz daralması yaşanıyor. Fiyatlar kademeli artmak yerine ani bir sıçrama gösterdi. Et ve Süt Kurumu’nun sınırlı ithalat hamlesi fi yatları geçici olarak baskılasa da, 2010’dan bu yana yapılan ithalatların üretimi artırmadığı ve kalıcı bir çözüm sağlamadığı ortada” dedi.
Tereyağı-süt tozu ithalatı uyarısı
TÜSEDAD Başkanı Müslüm Doğru, süt fiyatlarında sınırlı bir toparlanma başladığı anda, tereyağı ve süt tozu ithalatının Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında açılması yönünde yoğun bir lobi faaliyeti başladığını kaydetti. Tereyağı ithalatının DİR kapsamı dahi son 2 yıldır yasak olduğunu kaydeden Doğru, “İthalatın açılması sanayicinin yurt içinde üreticilerimizin sütünden üretilen kremadan elde edilen tereyağını almak yerine direk tereyağı ithalatına yönelmesine, dolayısıyla yerli üretime olan talebin azalmasına yol açacak. Türkiye’de bu ürünler Türk üreticisinin emeğiyle, alın teriyle bin bir zorluklarla üretiliyor. "Yurt içinde pahalı, açın kapıları, bize ne Türk üreticisinden, dışarıdan ithal edelim" yaklaşımı yerli üretimi bitirir. İthalatın ihracat şartıyla dahi olsa açılmaması gerek” dedi.