EKONOMİ/İZMİR
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 2025 üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi.
Büyüme için inşaat ve arazi rantları kanalının yeterince kullanıldığını dile getiren Yorgancılar, bu kanalın artık ekonomiyi sürdürülebilir kılmaya yetmediğini, bunların yanında denetim mekanizmaları ve eğitim yoluyla ahlaki standartların iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Yorgancılar, Türkiye’nin ekonomik olduğu kadar sosyo-kültürel açıdan da yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Enflasyonla mücadelede yüksek faiz ve döviz kurlarının eksik değerlendirilmesi kanalının yavaş yavaş devre dışına alınarak, maliye politikalarının daha etkin hale getirilmesi gerekiyor. Türkiye ekonomisinin yeni ve güçlü bir zemine kavuşmasının yolu sanayi ve tarımı öncelikli sektör haline getirmekten geçiyor. Büyüme için inşaat ve arazi rantları kanalı yeterince kullanılmıştır. Bu kanal artık ekonomiyi sürdürülebilir kılmaya yetmiyor. Bunların yanında denetim mekanizmaları ve eğitim yoluyla ahlaki standartların iyileştirilmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Zorlu ulusal ve küresel koşullara rağmen ekonominin büyümeye devam ettiğini dile getiren Yorgancılar, “Türkiye, inşaat, tarım ve turizm faaliyetlerin yoğun olduğu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,7 oranında büyüdü. Tarife ve rezerv savaşlarının yaşandığı oldukça dalgalı bir küresel konjonktürde ve enflasyonla mücadele programının devam ettiği üçüncü çeyrekte yakalanan büyüme hızını, beklentilerin altında olsa da olumlu buluyoruz. Ancak, büyümenin hem dengesiz hem de iç talep kaynaklı yani tek kanatlı olması dikkat çekiyor.” diye konuştu.
Büyümenin nitelik ve sürdürülebilirlik boyutlarından iyi analiz edilmesi gerektiğine dikkat çeken Yorgancılar, “Zira istikrarlı ve sürdürülebilir büyümenin anahtarı olan yatırımlarda olumlu ancak mal ve hizmet ihracatında olumsuzluk söz konusu. Üçüncü çeyrekte; yüksek finansman, işgücü ve enerji maliyetleri ve düşük reel kur nedeniyle küresel düzeyde haksız rekabet koşullarına bağlı olarak ihracat binde 7 oranında gerilerken ithalat yüzde 4,3 oranında arttı. Bu durum üretim maliyetleri ve kur düzeyinin ekonomi yönetimince değerlendirilmesi ve büyümede yeni bir strateji ve patika ihtiyacı gereğine işaret ediyor.” dedi.
Yorgancılar, “Büyüme verilerinin detaylarına bakıldığında yılın üçüncü çeyreğinde üretim yönünden büyümeyi daha çok; inşaat sektörü (%13,9), sanayi (%6,5) ve hizmetler (%6,3), harcamalar yönünden ise özel tüketim (%4,8) ve yatırımların (%11,7) çektiği görülüyor. Üçüncü çeyrekte kamu tüketiminde frene basıldığı görülüyor. Özel tüketimi daha çok altın sahipleri ile gayrimenkul gelirlerinde artış yaşayan kişilerin yatırımları oluşturuyor. Böylesi zorlu bir dönemde hem inşaat (%13,3) hem de makine-teçhizat yatırımlarının (%11,1) artması yarınlar açısından umut verici.” diye konuştu.
“Sanayicilerimiz mucize yaratıyor”
2025 yılının üçüncü çeyreğinde sanayi sektörünün gösterdiği performansın önemli olduğunu belirten Yorgancılar “Bu hızın; yavaş dış talep, bastırılan kurlar, yüksek enerji ve işgücü maliyetleri ile pahalı olmasına rağmen ulaşılması oldukça zorlaşan finansman koşullarında sağlandığı dikkate alındığında sanayicilerimizin mucize yaratmaya devam ettiği söylenebilir. Ancak, 2024 yılının üçüncü çeyreğine oranla bu yılın üçüncü çeyreğinde sektörde 286 bin kişilik istihdam kaybı yaşandı. Sektörün ilk çeyrekte 17 bin, ikinci çeyrekte de 89 bin kişilik istihdam kaybı söz konusu. Sektör buna karşılık emek verimliliğinde ikinci çeyrekte yüzde 9,7, üçüncü çeyrekte yüzde 9,3 oranında artış sağlayarak istihdam kaybını tolere etmeye çalıştı. Bu koşullarda sektörün yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 6,5, dokuz aylık bölümünde ise yüzde 3,6 oranında büyümesini takdirle karşılamak lazım.” diye konuştu.
“Tarımsal üretimdeki gelişmeler kaygı verici”
Tarımsal üretimdeki gelişmelerin de kaygı verici boyuta ulaştığına dikkat çeken Yorgancılar, “Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar çerçevesinde var olan yüksek oranlı gıda enflasyonu ve bunun yanında yüksek konut kiraları hayatı oldukça pahalı hale getirdi. Gıda ve tarımsal hammadde fiyatlarındaki artışlar dolaylı olarak küresel pazarlarda rekabet gücümüzü olumsuz etkiliyor. Bu nedenle tarımsal üretimin ve tarım politikalarının bir bütün olarak ele alınması ve yenilenmesi faydalı olacaktır. Yapılmakta olan tarım sayımının sonuçları bu açıdan önemli bir girdi sağlayacaktır. Kanımızca bir taraftan sanayicilerin karşı karşıya kaldığı yüksek işgücü maliyetleri, diğer taraftan da geçinmekte zorlanan geniş kitlelerin varlığı özelde enflasyonla mücadele, genelde de ekonomi politikalarında yeni bir mimariye, yeni bir tanımlamaya ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.” dedi.