
Küresel ekonomide yavaşlama sinyalleri, arz yönlü riskler ve jeopolitik gerilimler 2026’da emtia piyasasında ayrışma yaratacak. Baz metaller sıkılaşan dengelerle destek ararken, petrol ve doğal gazda arz fazlası baskısı sürüyor. Yatırımcıların portföylerde yeniden emtiaya yönelmesi beklenirken, altın ve doğal gaz öne çıkıyor; tarımda ise farklılaşan bir tablo dikkat çekiyor.
Metallerde canlı talep, belirsiz arz
UBS, ING ve Oxford Economics raporlarından derlenen görünüm 2026’da emtiayı dalgalı bir görünümün beklediğini ortaya koyuyor.
UBS’e göre 2026’da emtia piyasasının en güçlü alanı yine bakır ve alüminyum olacak. Elektrifikasyon, şebeke yatırımları ve yenilenebilir enerji altyapısındaki genişleme, bakır tüketimini yapısal olarak yukarı çekiyor. Arz cephesinde yeni projelerin gecikmesi ve birçok üretici ülkede operasyonel risklerin artması fiyatları destekliyor.
ING Resarch de bakır için “hikâye güçlü kalacak” değerlendirmesi yapıyor. Kurum, Şili, Peru ve Güney Afrika gibi büyük üretici ülkelerdeki ekonomik ve politik belirsizliklerin Latin Amerika para birimlerini de hareketlendireceğini öngörüyor.
Kuruluşa göre, bu yılın son çeyreğinde ton fiyatı ortalama 10.300 dolar olarak tahmin edilen bakırını fiyatı gelecek yıl ikinci çeyrekte 10.700 dolara çıkacak.
Alüminyum tarafında ise Çin’in kapasite kısıtlamaları ve artan enerji maliyetleri, küresel üretimde frenleyici etki yaratıyor. UBS, alüminyumun enerji geçişiyle birlikte stratejik bir yatırım teması olmaya devam edeceğini belirtiyor. Oxford Economics ise genel metal sepetinde 2026 için daha temkinli bir yaklaşım sunuyor: Zayıf inşaat ve imalat döngüsü, talebi baskılamaya devam edecek. Buna karşın, kritik minerallerde Çin kaynaklı kısıtlamaların fiyatlarda prim yaratma riskine işaret ediyor.
Petrol baskı altında doğal gaz öne çıkıyor
ING ve Oxford Economics raporları, enerji tarafında tabloyu net biçimde ikiye ayırıyor: Petrol baskı altında, doğal gaz ise dirençli. Hem Brent hem WTI için arz yönlü rahatlama sürüyor. ABD, Brezilya ve Guyana’nın güçlü üretimi ve OPEC+’ın kademeli olarak kesintileri geri çekmesi, piyasayı fazlaya taşımaya devam ediyor. Çin’de zayıf endüstriyel faaliyetlerin talebi daraltması da petrolü aşağı yönlü risklere açık bırakıyor. Oxford Economics 2026’da petrolün “nispeten zayıf” bir performans göstereceğini öngörüyor. ING, Brent petrolün 2025’in son çeyreğindeki ortalama 62 dolardan 2026’nın ilk çeyreğinde 58, ikinci çeyrekte 56 ve son çeyrekte 54 dolara ineceğini öngörüyor. Doğal gazda ise tablo tamamen farklı. ABD’de iç fiyatların düşük kalması LNG ihracatını teşvik ederken, Avrupa ve Asya’dan gelen talep akışları güçlü tutuyor. Oxford, 2025’te başlayan gaz rallisinin 2026’da da devam edebileceğini belirtiyor.
Değerli metallerde 2026 görünümü
Altın, temel göstergelerin işaret ettiğinden çok daha güçlü bir 2025 performansı sergiledi ve 2026’da da bu eğilimin sürmesi bekleniyor. ABD’de reel faizlerin düşmesi beklentisi, merkez bankası alımlarının devam etmesi ve jeopolitik risklerin kalıcı hale gelmesi altının güvenli liman statüsünü destekliyor. Gümüş ve platin de zayıf dolardan destek bulmaya devam edebilir.
Tarımda karmaşık tablo
Tarım ürünleri, döngüsel büyümeye metallerden daha az bağlı olsa da 2026’da farklılaşan bir görünüm öne çıkıyor:
■ Buğday ve pirinç gibi temel gıda talebi güçlü, fiyatlar daha dirençli.
■ Pamuk ve kereste gibi hammadde niteliğindeki ürünler tüketim ve inşaat döngüsü nedeniyle baskı altında.
■ Soya fasulyesi Çin’in tedarik çeşitlendirme stratejisi nedeniyle ABD ihracatına göre şekillenecek.
■ Biyoyakıt ürünleri endüstriyel gerilemeye bağlı olarak risk hissedebilir.