
Küresel emtia piyasaları, yaptırımların, ticaret diplomasisinin ve arz dengesizliklerinin belirlediği bir dönemden geçiyor. Bloomberg Emtia Endeksi (BCOM) yılbaşından bu yana artışını yüzde 12,3’e taşıdı. Bu, son üç yılın en yüksek seviyesi. 19 emtia ürünü takip eden CRB endeksi yılbaşından bu yana yüzde 5’e yakın artış gösterirken, endüstriyel metalleri takip eden Londra Metal Borsası Endeksi (LME) yüzde 19.5 yükseldi. Fiyatlar arz ve faiz indirimi beklentilerine bakarken, son zamanlarda ABD-Çin arasındaki ilişkiler ve Rus enerji ihracatına yönelik sertleşen yaptırımlar emtianın odağında.
ABD ve Çin arasında yeniden başlayan ticaret görüşmeleri, tarım ve sanayi metallerinde talep beklentilerini güçlendirirken, Washington’un Rosneft ve Lukoil’e uyguladığı yeni yaptırımlar, enerji piyasasına yeni bir jeopolitik risk primi enjekte etti. Bu iki şirketin toplam 3 milyon varil/günlük ihracatı, küresel arzın yaklaşık yüzde 3’üne denk geliyor. Hintli rafineriler Rus alımlarını azaltırken, AB enerjide doğan boşluğu ABD ve Katar ile kapatmaya çalışıyor.
Enerji yeniden yükselişte
Petrol piyasalarında genel tema haftalardır “aşırı arz”dı. Denizdeki tanker sayısı pandemi dönemindeki zirvelere ulaşmış, Brent petrolü 60 dolar bandında işlem görüyordu. Ancak yaptırımların açıklanmasıyla tablo tersine döndü. Brent ham petrol vadeli işlemleri, yatırımcıların Rusya yaptırımlarını dikkate almasıyla bu hafta varil başına 64,5 dolar civarında istikrar kazandı. WTI ham petrol vadeli işlemleri, de yeniden 60 doların üzerine çıktı. Avrupa dizel piyasası da sert tepki verdi. Londra gaz yağı vadeli işlemleri yüzde9’un üzerinde yükselerek Mart’tan bu yana en iyi haftasını kaydetti. Rusya’nın dizel ihracatını kısıtlaması, Avrupa rafinerilerini kış öncesi daha sıkı stok yapmaya zorladı. Doğal gaz tarafında da benzer bir tablo var. Soğuk hava tahminleriyle ABD kontratları geçen aya yüzde 14 arttı.
Altın ve gümüş spekülatif köpükten kurtuluyor
Dokuz hafta üst üste yükselen altın, Ekim ortasında 4.000 dolar desteğine gerileyerek bir “nefeslenme” dönemine girdi. Doların güçlenmesi, Hindistan’da Divali sonrası fiziki talebin azalması ve riskli varlıklara yönelme, bu düzeltmenin tetikleyicisi oldu. Uzmanlara göre bu, trend değişimi değil. Merkez bankalarının alımlarının sürmesi, enflasyon belirsizliği ve yatırım fonlarına girişlerin devamı, yapısal desteğin sürdüğünü gösteriyor. Ancak Saxo Bank’a göre teknik olarak 3.850 dolar civarına kadar geri çekilme olasılığı göz ardı edilmiyor. Öte taraftan, Reuters tarafından 39 ekonomistin katılımıyla yapılan anket fiyatların gelecek yıl ortalama.4000 doların üzerine çıkacağı beklentisini ortaya koyuyor. LBMA tarafından yapılan bir diğer ankete göre ise 2026 yılında fiyatlar 4.980 dolara kadar tırmanabilir.
Gümüşte de benzer bir tablo yaşanıyor. Fiyatlar, bu ay gördüğü zirvenin yüzde 12 altına inerek 48 doların biraz üzerinde istikrar arıyor. Buna rağmen analistler, üretimin talebi karşılayamaması nedeniyle “yapısal sıkışıklık” durumunun korunduğunu belirtiyor. Saxo Bank analisti Ole Hansen, “Altın ve gümüşteki bu duraklama, spekülatif köpüğün atılmasına izin veriyor. Piyasanın temelleri hâlâ sağlam” diyor.
Sanayi metallerinde arz daralması etkisi
Endüstriyel metallerde son günlerde olumlu bir tablo var. LME Endeksi yılbaşından bu yana yüzde 20’ye yakın yükseldi. Bakır, 11.000 dolar rekoruna yaklaşırken, alüminyum, 2.900 dolar ile üç yılın zirvesine çıktı. Çinkonun aylık kazancı yüzde 5’e yakın. Kalay ve kurşun da yüzde 3’e yakın yükseliş kaydetti. ABD ve Hindistan’da altyapı projeleri ve yeşil enerji yatırımları, Çin’deki yavaşlamayı telafi ediyor. Dünyanın en büyük bakır madenlerinde arz kesintisi. ve İzlanda’da alüminyum üretiminde ortaya çıkan sorunlar fiyatları yukarı yönlü destekliyor.
Tarım cephesinde Çin anlaşması belirleyici olacak
Tarım ürünleri tarafında enerji bağlantılı toparlanma dikkat çekiyor. Ham petrol fi yatlarındaki yükseliş, biyoyakıt talebi üzerinden bu ürünlere destek sağlıyor. Soya fasulyesi vadeli işlemleri, yatırımcıların ABD-Çin ticaret anlaşması konusunda iyimserliğini korumasıyla, kile başına 10,70 dolarla 15 aylık zirveye yakın. Mısır vadeli kontratları kile başına 4.90 ile Haziran’dan bu yana en yüksek seviyelerde Ancak ABD-Çin görüşmelerinin sonucu belirleyici olacak. Şu anda Çin’e yeni bir ABD soya satışı yapılmazken, ihracat durma noktasında. Depolama kapasitesi kısa vadede yeterli, ancak küçük çiftçiler için nakit akışı riski büyüyor. Bu arada buğday ise 827 milyon tonluk rekor küresel üretim tahmini nedeniyle kile başına 5.25 dolar civarında daha düşük seviyelerde kalmaya devam ediyor.