Yapa zekâ çağı, onu okuyan yazan insanlar için fırsat sunarken yapay zekâ cahillerini de dışlayacak. YZ’yi kullanım becerisi ve derinliği sayesinde bu çağın efendisi olacak ya da taşrasına düşeceksiniz.
Her ne kadar yeni ve temel kavramlardan “… Yazarlığı” tanımı üretilse de sağladığı fayda düşünüldüğünde, gerekliliği de aşikârdır. Geleneksel okur-yazar, bir dilde alfabeyi sökmeye yani o dildeki üretilen içeriği okuma ve yazmaya muktedir olmayı tanımlar. İlkokulda bunu hallediyoruz.
Daha sonra finansal okur-yazarlık girdi dilimize… Ekonomi başat dert halini alıp finans günlük hayat gailesinin derdi tasası olunca bu konuda eğitim programları ürettik, kurslar düzenledik. Benzeri şekilde medya okur-yazarlığı, sanat okur-yazarlığı ve daha birçok alanda okur-yazar olmak istedik.
CAHİLİ OLDUĞUN ŞEYİN ESİRİ OLURSUN
Şimdi yapay zekâ çağındayız ve bu alanda gelişmeler baş döndürücü hızda sürüyor. Görünen o ki yakın gelecekte işimizi, eşimizi, aşımızı ilgilendiren her alanda YZ ile yol alacağız. Sorun şu ki bu kadar yeni ve henüz net olarak algılanmamış alanda hala cahiliz, ne olup bittiğini kavramaya çalışıyoruz.
Bugün başta işletmeler olmak üzere yapay zekâyı, iş süreçlerine, iletişim süreçlerine, ilişki süreçlerine ve bilgi süreçlerine katma gayreti var. Fakat yapay zekânın ne olduğunu, nasıl fayda üretebileceğini, pratikte ne işe yarayacağını okumak, anlamak, bu alanın okur-yazarı olmaya acilen ihtiyacımız var.
İKİ SORU İKİ CEVAP / YZ okur-yazarlığına dair…
Nereden başlamalı?
Öncelik daima yapay zekânın ne olduğunu merek etmektir. Bu merakı giderecek tonla veri zaten cebimize kadar girmiş durumda. WhatsApp dahi pek çok yapay zekâyı, tıpkı bir arkadaş gibi listenize ekledi. Buradan başlanabilir, yapay zekânın bizzat kendisine “nereden başlamalı?” diye sorulabilir.
Hangi derinlikte?
İhtiyacınızın ne olduğuna bağlı… Yapay ya da organik, fark etmez; zekâ gerektiren tüm alanlarda, merakınızın niteliği ve derinliği ölçüsünde yol alabileceksiniz. Aynı zamanda sizden öğrenen yapay zekâ ile “öğrenci-öğrenen” ilişkisi yerine, “öğrenme ortağı” tazında yol almanızı öneriyorum.
NOT
EN VERİMLİ OKUR-YAZARLIK EĞİTİMİ: VEREN OLGUN, ALAN UYGUN OLMALI
Bildik yaklaşım budur. Eğer eğitimi veren olgun ise ve alan da uygun ise ancak bu durumda verim yakalanabilir. Yapay zekâ okur-yazarlığında da durum değişmez. Şimdiye dek geliştirilen YZ dil modelleri zaten “veren olgun” şartını yerine getirmiş durumda. Size düşen, bunları kullanmaktır.
Alan uygun olmalı derken, yapay zekâdan ne istediğini bilmek gerektiğidir. Şayet YZ’ye günlük falını sorarsan, sana bir cevap verecektir. Fakat milyarlarca dolarlık teknolojiyi ve milyonlarca zekâyı, böyle bir sorunsal(!) için kullanmak, sizin ne işine yarar ki? Sorularının kalitesi kadar eğitilebileceksin.
Yapay zekâyı bir tür “zamane eğlencesi” diye alanları boş verin ve kurumunuzu, çalışanınızı, özellikle yöneticilerinizi yapay zekâ okur-yazarı yapmaya bakın. Aksi halde yeni çağın “çağdaş cahilleri” olmakla kalmayıp, zenginlik alanlarının taşrasına düşecek ve uygarlığı ıskalamış olacaksınız.