ALTINBAŞ Holding’in sahibi aile, babaları Mehmet Altınbaş’ın adını taşıyan vakfı kurmuş, 2007 yılından itibaren bir üniversite hayalini hayata geçirmeyi gündeme almıştı.
Altınbaş Holding’in hayalini kurduğu üniversite için Yüksek Öğrenim Kurumu’na (YÖK) başvurusu Prof. Erdoğan Teziç’in başkanlığı dönemine denk gelmişti.
YÖK Genel Kurulu, Mehmet Altınbaş Eğitim ve Kültür Vakfı’nın Altınbaş Üniversitesi kurma başvurusunu gündeme almış, Ali Altınbaş başkanlığındaki kurucu Mütevelli Heyeti heyecanla beklemeye başlamıştı.
YÖK Genel Kurulu’na sunumu “Altınbaş Üniversitesi” olarak yapan Ali Altınbaş, dışarı çıkıp beklemeye koyuldu. Uzun süren toplantının ardından içerden bilgi geldi:
- Altınbaş Üniversitesi’nin İstanbul Kemerburgaz’da kurulmasına YÖK Genel Kurulu onayı çıktı.
Ali Altınbaş, uzun süren toplantıdan onay çıktığına sevinirken içeriye çağrıldı:
- YÖK Başkanımız Prof. Erdoğan Teziç sizi kahve içmeye bekliyor.
Heyecanla YÖK Başkanı’nın makamıma yöneldi, Prof. Teziç lafı uzatmadan konuyu açtı:
- Ali Bey, hayırlı olsun. Üniversitenizin kuruluşuna onay çıktı.
Ali Altınbaş, memnuniyetini dile getirdi:
- Sayın Başkan, teşekkür ederiz.
Prof. Teziç, YÖK Genel Kurulu’dan onayın başvuruları doğrultusunda çıktığını bildirdi:
- Siz, “Altınbaş Üniversitesi” diye başvurmuştunuz. İzniniz de bu isimle çıktı.
Ali Altınbaş sevindi:
- Sağolun sayın Başkan.
Prof. Teziç, asıl konuya bu noktada girdi:
- Benim kişisel görüşüme göre üniversitenizin adını değiştirmeniz gerekiyor.
Ali Altınbaş, merakla sordu:
- Neden sayın Başkan?
Prof. Teziç, aklından geçen gerekçeyi anlattı:
- Soyadınız olan Altınbaş, aynı zamanda bir mücevher markası. Bence böyle bir markayı aynı zamanda üniversite adı olarak benimsemek doğru olmaz. Madem üniversite için İstanbul Kemerburgaz’da kampüs yapacaksınız, adını da oradan alın.
Ali Altınbaş, Prof. Teziç’in söylediklerini netleştirmek için sordu:
- Yani, “Kemerburgaz Üniversitesi” mi diyelim?
Prof. Teziç, yanıtı gerekçesinin detaylarını açarak verdi:
- Evet… Unutmayın, üniversite gelecek nesillere taşınacak, herkesin benimsemesi gereken bir kurum. O yüzden, “Kemerburgaz” daha uygun düşebilir. Ben YÖK Genel Kurul kararını TBMM’ye göndermeyi bir gün geciktireyim. Siz de ailenizle görüşün, kararınızı verin.
Ali Altınbaş, YÖK Başkanı’nın yanından çıkarken kafası epey karışmıştı. Hemen İstanbul’a döndü, aile meclisini topladı. Öneriyi aktardı, çok sürmeden karar alındı:
- Sayın Teziç’in önerisine uyalım. Üniversitemizin adını “Kemerburgaz” yapalım.
Ertesi gün YÖK Başkanı Prof. Teziç’i aradı:
- Sayın Başkan, öncelikle öneriniz için teşekkür ederiz. TBMM’ye kararı, “Kemerburgaz” olarak gönderirseniz seviniriz.
İsim öyküsünü öğrenince Ali Altınbaş’a sormuştum:
- Koç, Sabancı, Okan, Özyeğin, Kadir Has örnekleri aile adı yaygınlığını gösteriyor. Hüsnü Özyeğin,“Şirketlerime soyadımı vermemiştim ama üniversite benim için önemli. Orada adımın yaşamasını çok istedim” diyor. Siz de aynı duyguyu yaşamak istemediniz mi?
Ali Altınbaş, iç geçirerek şunları aktarmıştı:
- İstedik ama Prof. Teziç’in önerisini dikkate alıp, konuya uzun vadeli baktık. Nasıl olsa üniversitenin sahibi olan vakıfta babamızın adı yaşıyor, yaşayacak.
Üniversite “Kemerburgaz” adıyla 2011 yılında öğrenci alımına başladı… İlk kampüs olarak da Altınbaş Holding’in Mahmutbey’deki binasını seçti…
Altınbaş ailesinin üniversite için ihalesine girdiği Kemerburgaz’daki arazinin bir bölümü Kasımpaşa Spor’a geçti. Aile, kampüsü Kemerburgaz’da yapmaktan vazgeçti.
Üniversitenin yeni bölümleri açıldıkça fakülte binaları Bakırköy, Esentepe’ye de uzandı… Altınbaş Ailesi, kampüsü Kemerburgaz’da yapamayınca üniversitenin adını değiştirmek üzere YÖK’ün o dönemki yönetiminin kapısını çaldı. Çok sürmeden isim değişikliğine onay alındı:
- Altınbaş Üniversitesi…
Altınbaş Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Altınbaş’ın vefatı üzerine isim öyküsünü anımsadım, Temmuz 2011’de yazdığım yazıyı okudum.
Ali Altınbaş’a Allah’tan rahmet diliyorum.
Mekanı cennet olsun…
‘Malatya Kayısısı’ markasını korumak için 81 Vali, odalar ve TPE’ye uyarı mektubu gönderdi
MALATYA Ticaret ve Sanayi Odası’nın basın danışmanı Ökkeş Cerit, Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun “Malatya Kayısısı” markasını koruma çabalarını anlatan bir bilgi notu iletti:
- Odamız, 12 Nisan’da yaşanan zirai don sonrası büyük zarar gören “Malatya Kayısısı”nın marka değerini korumak ve farklı illerde yetiştirilen ürünlerin bu isimle satışının önüne geçmek için Bakanlıklara, 81 il valiliklerine, belediye başkanlıklarına, oda ve borsalara, esnaf ve sanatkar odalarına, Türk Patent ve Marka Kurumu’na resmi yazılar gönderdi.
Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, kentin önemli gelir kaynağı olan kayısının neredeyse tamamının zirai don etkisiyle yandığını belirtti:
- Rekolte “sıfır” seviyelerine düşünce farklı illerde yetiştirilen ürünlerin “Malatya Kayısısı” adıyla satışının arttığını tespit ettik. AB Coğrafi İşaret Belgesi olan kayısımıza yönelik etiket oyunlarına müsaade etmiyoruz. Tüm hukuki haklarımızı kullanıyoruz ve bunu sürdüreceğiz.
“Malatya Kayısısı”nın farklılığının altını çizdi:
- Bizim kayısımız gerek yetiştirildiği coğrafya sınırları ve gerek ürün kalitesi bakımından ülkemizin değişik yerlerinde ve dünyadaki üretilen kayısı çeşitlerinin değerlerinden farklılıklar arz etmektedir.
Amaçlarını bir kez daha dile getirdi:
- Amacımız başka yörelerde yetiştirilen kayısıların tescilini yaptığımız “Malatya Kayısısı” ismi ile satışının önüne geçmektir. Bu isim ile gönderimde bulunan firmaların odamız ve yetkili kurumlar tarafından konfirme edilmesi gerekmektedir.
Ardından ekledi:
- Aksi takdirde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 149. Maddesinin verdiği hak ölçüsünde dava açılarak cezai müeyyidenin uygulanacağı bilinmelidir. Üreticinin ve Malyamızın ürününü pazara sunan tüccarımızın haklarını korumak için mahkeme yolu açıktır.
Koleksiyonerlerde 1000’i aşkın eserim var
ROMA Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi’ndeki “Yoktunuz” sergisinin açılışında Ahmet Güneştekin’e sordum:
- İtalyan koleksiyonerler bugüne kadar kaç eserini almıştır?
Düşündü, hesap yaptı:
- İtalya’da 70 dolayında eserim var…
Verilerle konuşmayı, yazmayı sevdiğimi bildiği için şu bilgiyi ekledi:
- Uluslararası koleksiyonerlerin elinde 1000’i aşkın eserim vardır.
Serginin açılışının ertesi günü son durum bilgisi aktardı:
- Roma Ulusal Modern ve Çağdaş Müzesi’nde Yıldız Holding’in ana, Aras’ın lojistik sponsorluğu ile gerçekleşen kişisel sergimde 18 eserim yer alıyor. İkisi, müzenin kalıcı eserleri arasına girdi. Başka müzelerden de 5 eserim satın alındı.
Güneştekin, Roma seyahati için oluşturduğu gruba şu mesajı yazdı:
- Değerli dostlar, “Yoktunuz” sergim uluslararası medyada oldukça geniş yer buldu. İtalya’da da öyle oldu. Bütün İtalya sergiyi konuşuyor. Önümüzdeki yıl ve yıllara lütfen hazır olun. Sizleri gelecekte de daha çok gururlandıracağız.