1953 yılında “Emirgan Sütiş”in temellerini İstanbul Nişantaşı’nda açtığı “Sütiş”le atan Mevlüt Kocadağ’ın küçük oğlu Esat Kocadağ, 2010’ların başında Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde öğrenciyken “Starbucks”ın şube modelini kafaya taktı:
- Emirgan Sütiş gibi bir restoranın şubesi de olsa 180-200 kişi çalışıyor. “Starbucks”ın şubelerinde işler 3-4 kişi ile dönebiliyor.
Esat Kocadağ, öğrenciliği sırasında bir yandan abisi Emre Kocadağ’la “Emirgan Sütiş”te çalışırken, diğer yandan da 2011 yılında kahve zincirine dönük hayal ettiği ismin tescilini aldı:
- Espressolab...
2014 yılında Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul’da 20 metrekarelik bir yer kiralayıp “Espressolab”ın temelini attı. 3 ayda aynı kampüsteki rakibinden fazla ciro yaptığını görünce adımlarını hızlandırdı:
- Espressolab’ın ikinci şubesini Emirgan’da, 3’üncü şubesini de Taksim’de açtık.
Esat Kocadağ ve Emre Kocadağ’la geçen hafta Merter’deki, içinde kendi ithal ettikleri kahvelerin işlendiği, kavurulduğu üretim bölümü de bulunan 6 bin metrekarelik “Espressolab Kampüsü”nde buluştuk.

Esat Kocadağ, öyküsünü anlatırken dedelerinin dönemine uzandı:
- Bir dedem “Sütçü Ahmet”, diğeri de “Tavukçu Cihan”. Yani, dedelerden beri aile bu sektörün içinde. 1942’de kurulan “Kocadağ Tavukçuluk”u halen babamın kuzenleri yönetiyor.
“Espressolab”ı zincire dönüştürme kararını şöyle açıkladı:
- Santral İstanbul’da rakibi yeni ve yerel bir marka ile 3 ayda geçince, “Burada oluyorsa, piyasada da aynı başarıyı yakalayabiliriz” diye düşündüm. Nitekim Emirgan, Taksim derken arkası geldi. Franchise sistemiyle büyüme yoluna girdik.
Ulaştıkları şube sayısı ve ülkeleri paylaştı:
- 300’ü yurt içinde olmak üzere 405 şubemiz var. 17 ülkede varız. Yurt içindeki şubelerin yüzde 93’ü franchise.
Ayda 450 franchise başvurusu aldıklarını belirtti:
- Ayda ortalama 12 dolayında franchise verebiliyoruz.
Bu noktada franchise’lerin yatırımı çıkarma sürelerini öğrenmek istedim, aktardı:
- Ortalama 2.5-3 yılda yatırımı karşılayacak noktaya geliyorlar.
Yurt dışında büyümeye de odaklandıklarını vurguladı:
- Bu yıl Espressolab’ın şubeleriyle yer aldığı ülke sayısı 28’e çıkacak. Hepsinin bağlantıları kuruldu, sözleşmeleri imzalandı.
Emre Kocadağ araya girdi:
- Espressolab, yeme-içme sektöründe en fazla ülkeye uzanan marka olacak.
Esat Kocadağ, abisine mevcut durumu anımsattı:
- Şu anda da yeme-içme sektöründe Türkiye’den yurt dışına açılma anlamında Espressolab 17 ülke ile ilk sırada yer alıyor.
Yurtiçi-yurt dışı ciro dengesini merak ettim, aktardı:
- Şu anda ciromuzun yüzde 20’sini yurt dışından sağlıyoruz. Hedefimiz 2026 yılı sonunda yüzde 50-50 şeklinde bir düzeye ulaşmak.
ABD’de şube açma hazırlıklarına da değindi:
- Espressolab’ı ABD’ye de götürmeyi düşünüyoruz. Miami’de bir yer bulduk. ABD’deki ilk şubemiz Miami’de olabilir.
Toplam ciroyu sordum, şöyle yanıtladı:
- Toplam ciromuz 113 milyon dolar… Bu düzeye 30 bin dolarlık ilk giriş sermayesi ile 11 yılda ulaştık. Kredi borcumuz yok. “Sıfır” borç yani.
Kazakistan’dan Umman’a Kongo’dan Bali’ye uzanan ülkelerde şubelerinin olduğunun altını çizdi:
- İngiltere merkezli Pakistanlı bir grupla anlaştık. Pakistan’da 20 şube açacak. Somali’de de 3 şubemizin açılması gündemde.
Emre Kocadağ, Espressolab ile ulaştıkları noktaya bir de şu pencereden baktı:
- Ülkemizde faaliyet gösteren yabancı yeme-içme markalarına yılda ödenen bedel 500 milyon doları buluyor diye tahminler var. Espressolab, bu işi tersine çeviriyor. Biz de ülkemize “marka bedeli” ile döviz kazandırıyoruz.
Yapılan tartışmalar bir yana, Kocadağ kardeşlerin, 11 yılda 17 ülkeye yeme-içme markasıyla uzanmaları, Espressolab’da başarı öyküsü yazdıklarını gösteriyor… Bu yıl ülke sayısının 28’e çıkması ile bu başarıyı perçinleyecekleri anlaşılıyor…
25 konteynere çıkınca kahve alımını tarladan yapma yolunu seçtik
ESPRESSOLAB Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi Esat Kocadağ, kahve kavurma öyküsünü paylaştı:
- İlk zamanlar, “Ayda 5 ton kavurur muyuz?” derdik. Şimdi ayda 90-100 ton kahve kavuruyoruz.
Kahveyi ilk zamanlar Türkiye’deki toptancılardan aldıklarını belirtti:
- Kahve alımımız artınca doğrudan Hamburg’dan getirmeye başladık. Kahve ithalatımız 25 konteynere çıkınca da doğrudan tarladan alımlara geçtik.
12-13 ülkeden kahve ithal ettiklerini kaydetti:
- Kostarika’dan Kolombiya’ya, Peru’dan Etiyopya’ya kadar ekiplerimiz dolaşıyor, kahve alımını gerçekleştiriyor.
Merter’den 17 ülkeye kavrulmuş kahve gidiyor
ESPRESSOLAB Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi Esat Kocadağ, Merter kampüsünü gezerken anlattı:
- Böyle bir kampüs yerini 2 yıl aradık. Sonunda Kartonsan’ın eski fabrikası olan bu alanı bulduk.
Espressolab’ın merkez ofisini de kampüsün içine taşıdıklarını belirtti:
- Kahve kavurma işlemini de burada yapıyoruz. Yani, kahve işleme fabrikası gibi bir yer oldu. 17 ülkedeki şubelerimize Merter’den kahve gönderiyoruz.
Merter’in Espressolab’ın 100’üncü şubesi olarak faaliyete geçtiğini anımsattı:
- Burası Avrupa’nın en büyük kahve dükkanı oldu. Fark yaratabilmek için Merter’i kampüs gibi planladık.
Merter’deki yeri kiraladığında babasının tepki gösterdiğini paylaştı:
- Babam, “Oğlum, kafayı mı yedin? O kadar büyük yeri ne yapacaksın? O kadar büyük kahve dükkanı olur mu?” dedi.
Merter’deki şubenin Espressolab’ın büyümesini tetiklediğini vurguladı:
- Merter’de günlük ağırladığımız müşteri sayısının 5 bini geçtiği oluyor. Merter’in ardından şube açılışlarımız hızlanmıştı.
‘Espressolab Esat’ın eseri’ diyordu
KOCADAĞ İnşaat, Emirgan Sütiş ve Espressolab’ın önde gelen ismi Emre Kocadağ’a dikkatimi çeken şubeleri gördükçe mesaj gönderiyordum. Büyükdere şubesinde de kahve içerken mesaj yazmıştım:
- Eski Büyükdere İskelesi bambaşka bir ortama dönüşmüş.
Emre Kocadağ, gönderdiğim bu mesajlara şu yanıtı veriyordu:
- Espressolab, Esat’ın eseri… Bir ara Esat’la sohbet edersen öyküsünü anlatır.
Esat Kocadağ’la Merter’deki kampüste sohbet edince Emre Kocadağ’ın mesajlarıma verdiği yanıtları daha iyi anladım. Zaten Esat Kocadağ’ın kartviziti de bu durumu ortaya koyuyor:
- Kurucu ve yönetim kurulu üyesi..
ABD Büyükelçisini Bebek’te ağırladı
ESPRESSOLAB Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi Esat Kocadağ ve Emre Kocadağ’la sohbeti dün yazarken, arada sosyal medyayı da taradım.
Esat Kocadağ’ın ABD’nin Ankara Büyükelçisi Thomas J. Barrack ile Bebek’teki Espressolab’ın önündeki fotoğrafını paylaştığı dikkatimi çekti.
Fotoğrafı görünce Esat Kocadağ’a sordum, anlattı:
- Sayın Thomas J. Barrack, 10 yıl önce tesadüfen Taksim’deki şubemize gelmişti. O günlerdeki şube sayımız 5’ti.
Ardından ekledi:
- Sayın Barrack’a şimdiki şube sayımızı 405 olduğunu, 17 ülkeye şubelerimizle uzandığımı anlattım, kutladı.