2019’da 10 milyar dolar olan otomotiv ithalatı 2024’te 31,7 milyar dolara sıçradı. Yani 5 yıl içinde ithalat üç katına ulaştı.
Geçen yıl ülke genelinde 980 binden fazla otomobil satıldı. Bu şimdiye kadarki en yüksek yıllık otomobil satış düzeyi olarak kayda geçti. Satılan her 100 otomobilden 70’i ithaldi. Üstelik ekonomideki gidişat ile pek de uyumlu olmayan bir şekilde üst segmentlerdeki araç satışlarında ciddi artış vardı.
2025’in ilk beş ayında da satışlarda yükseliş devam etti. ODMD verileri, bu dönemdeki satışların geçen yılın ilk beş ayına göre yüzde 5,1 artışla 400 bine yaklaştığını gösteriyor. Muhtemelen yılı 2024’ün de üzerinde kapatacağız.
Hafif ticari araç satışları geçen yıl 258 bin adedi aştı. Satışların yüzde 73’ünü ithal araçlar oluşturdu. Bu yılın ilk beş ayında hafif ticari satışlarında yüzde 1,7 gerileme var ancak ithal araçların payı yüzde 80’e çıktı.
Türkiye’nin ihracat hamlesinde otomotiv sektörünün önemli bir etkisi ve kaldıraç gücü var. 20 yıl önce 10 milyar doların altında olan otomotiv ihracatı 2024’te 32,4 milyar dolar ile şimdiye kadarki en yüksek düzeyine ulaştı. Toplam ihracatın yüzde 12’sini bu ürün grubu oluşturdu. Hatta 2017-2018 döneminde bu pay yüzde 16’ya ulaşmıştı.
Ancak son birkaç yılda ithalat tarafında göze çarpan bir yükseliş var. 2019’da 10 milyar dolar olan otomotiv ithalatı 2024’te 31,7 milyar dolara sıçradı. Yani 5 yıl içinde ithalat üç katına ulaştı. 2019’da sektörün 17 milyar dolara ulaşan dış ticaret fazlası 2023’te 1,4 milyar dolara açığa döndü; 2024’te ise 770 milyon dolar fazla verdi.
Son beş yılda Almanya’dan yapılan ithalat, 2,4 milyar dolardan 6,6 milyar dolara, İspanya’dan yapılan ithalat, 750 milyon dolardan 4,4 milyar dolara, Çin’den yapılan ithalat, 444 milyon dolardan 3,1 milyar dolara çıktı. Üç ülkeden yapılan ithalatta artış sırayla yüzde 174, yüzde 483 ve yüzde 606. Bu hızlı dönüşümün sebepleri hakkında uzun uzun konuşabiliriz. Ama söyleyeceklerimizin büyük kısmı bizi şu sonuca götürür: Zor kazanıp kolay harcıyoruz.