Önceki yıllarda Mısır’ın payı yüzde 6 civarında iken, bu yıl 4,5 milyar dolar civarında gerçekleşecek olan hazır giyim ithalatımızda ülkenin payı 9-10 aralığına çıkacak.
Geçtiğimiz günlerde Bursalı sektör temsilcileri hazır giyimde Mısır’dan gelen bitmiş ürünlerin Türkiye pazarını hızla işgal ettiğini, Mısır’da üretip Türkiye’ye bitmiş ürün satan firmalara karşı ek vergi uygulanması gerektiğini dile getirdi.
Gelin bu konuya yakından bakalım…
Öncelikle şu tespiti yapmamız gerekiyor. Son birkaç yılda Türkiye’nin hazır giyim ithalatında hatırı sayılır bir yükseliş var. Önceki yıllarda 2 milyar dolar civarında seyreden ithalatımız bu yılı 4,5 milyar dolar civarında tamamlayacak. İhracat tarafında son dönemde gelen şikayetlerde de gördüğünüz gibi zor bir süreçten geçiyoruz. Sektör biraz gerilemekle birlikte 20 milyar dolara yakın satış yapıyor.
Mısır uzun zamandan bu yana en fazla hazır giyim ürünü ithal ettiğimiz ülkeler arasında ilk 5’te yer alıyor. Önceki yıllarda Mısır’ın payı yüzde 6 civarında iken, bu yıl 4,5 milyar dolar civarında gerçekleşecek olan hazır giyim ithalatımızda ülkenin payı 9-10 aralığına çıkacak. Yani hazır giyim ithalatımızda blok olarak artış varken, Mısır’ın bu ithalattaki payı da artıyor.
Sınırlı kapsamlı korunma önlemiyle de sorun çözülmez
Peki sektör temsilcilerinin ek vergi talebi hakkında ne söylenebilir?
Her şeyden önce Mısır ve Türkiye arasında bir serbest ticaret anlaşması var. İki ülke birbirlerine karşı uyguladıkları gümrük vergilerini kademeli bir şekilde aşağı çektiler. Şimdi buradan yaptığımız hazır giyim ithalatı arttı diye vergi artışı yapmak olanaklı değil. Ancak yine de teorik olarak geçici ve sınırlı kapsamlı bir korunma önlemi paketi uygulanabilir.
Bunun yapıldığını varsayalım. Sorun çözülür mü? Hayır. Çünkü, sadece Mısır’dan değil, diğer ülkelerden yaptığımız hazır giyim ithalatı da artıyor. Mısır’dan gelen mallara yönelik geçici de olsa bir ek vergi, ithalatın diğer ülkelere kaymasına neden olabilir. Ayrıca başka sektörlerde çok sayıda benzer uygulamadan da genellikle bir sonuç alınamadığını hatırlatmak isterim.
İşin bir başka boyutu da, Mısır’dan bize gönderilen ürünlerin bir kısmının, bizden oraya taşınmış tesislerde yapılıyor olması. Yani Mısır’dan Türkiye’ye satış yapan şirketlerin bir bölümü Türk vatandaşlarına ait. Dolayısı ile bu tür bir uygulama, yine kendi girişimcimizi cezalandırmak anlamına geliyor.
İçerideki sektörel yapılanmanın rehabilite edilmesi gerekiyor
Büyük resme bakalım. Türkiye’deki sanayi işletmelerinin beşte biri hazır giyim ve tekstil sektörlerinde faaliyet gösteriyor ve bu, neresinden bakarsanız bakın, çok yüksek ve çağın gereklerine uygun olmayan bir oran. Yükselen maliyetler vb. nedenlerle bu gibi emek-yoğun sektörlerdeki firmaların faaliyetlerini yurtdışına taşıyor olması, sağlıksız değil, tam tersine sağlıklı ve doğru bir tercih. Ancak süreç bu şekilde ilerliyor iken, içerideki sektörel yapılanmamızın da buna uygun bir şekilde rehabilite edilmesi gerekiyor.