Açıklanan hedefler ve eylemler itibarlı ise ekonomik aktörler bu hedeflere güveniyorsa, davranışlarını buna göre ayarlarlar ve o hedefler gerçekleşir. Eğer güvenmiyorsa da bu hedefler gerçekleşmez.
Orta Vadeli Program (OVP) 2026-2028 dönemi için açıklandı. OVP çok önemli bir metin; çünkü önümüzdeki üç yıl boyunca kamunun ekonomiyi ne yönde ve ne hızda dönüştürmek istediğini bize söylüyor. Bunun için de iki tane temel araç seti kullanıyor. Önce makroekonomik hedefleri veriyor. Sonra da bu hedefleri gerçekleştirmeye dönük eylemleri sıralıyor. Ekonominin diğer oyuncuları da bu hedef ve eylemlere bakarak, kendi davranışlarını ayarlıyor.
Burada dikkat buyurun lütfen. Bu mekanizma çok önemli. Eğer devletin açıkladığı program, yani hedefler ve eylemler itibarlı ise; ekonomik aktörler bu hedeflere güveniyorsa, davranışlarını buna göre ayarlarlar ve o hedefler gerçekleşir. Eğer güvenmiyorsa da bu hedefler gerçekleşmez.
O halde bizim gibi “yol gösterici” planlama yapan ülkelerde, itibarlı programlar devletin ekonomik amaçlarına ulaşabilmesi için, son derece güçlü bir araç olabilir. Eğer programlar itibarlı olmazsa, bu çok güçlü ekonomi politikası aracından yeterince faydalanmamış oluruz.
Peki, bir programın itibarı nasıl ölçülür? Önce iç tutarlılığına bakılır elbette. “Büyümenin kaynakları öngörülen büyüme için yeterli mi” veya “Bütçe açığı ve enflasyondaki gelişmeler uyumlu mu” gibi sorular sorulur ama bir programın itibarını gösteren en önemli şey, hedeflerinin tutup tutmadığıdır.
O halde esas sorumuza gelelim. Bizim programların itibarı ne durumda? Programların iç tutarlılığı elbette çok iyi. O konuda bir şüphe duymamıza gerek yok. Bu nedenle gelin biz doğrudan ikinci kritere, yani hedef ve tahminlerin tutup tutmadığına odaklanalım. Bu tahminlerde ekonomideki aktörlerin beklentilerini ve davranışlarını etkileyecek kadar yüksek bir gerçekleşme oranı var mı, ona bakalım.
Tabloda, son dört yıl, yani 2022-2025 dönemi için Programlarda yapılan hedef ve tahminlerle gerçekleşmeler arasındaki farkı görüyorsunuz. Her yıl için yapılan son tahmin ile gerçekleşme arasındaki fark alınmıştır. 2025 yılı henüz bitmediği için 2025 verileri tahminidir.
Tabloda kalın ve italik olan rakamlar daha “istenmeyen” yöndeki sapmaları gösteriyor. Mesela 2024 yılında 0,7 rakamı reel büyümenin, tahminden 0,7 puan daha düşük geldiğini gösteriyor. Buna karşın 2022 yılındaki 0,5 ise büyümenin beklenenden 0,5 puan daha yüksek geldiğini gösteriyor.
Şimdi bu karmaşık ama çok bilgilendirici tabloyu okuyalım, çünkü bize önemli şeyler söylüyor.
İlk olarak enflasyonda dört yılın tamamında istenmeyen yönde sapma olduğuna dikkat buyurun lütfen. Özellikle 2022 ve 2023 yıllarındaki 55 ve 40 puanlık sapmalar çok yüksek. Fakat 2024 ve 2025 yılları da yine 11’er puanlık, yani çok önemli sapmalar içeriyor. Ele aldığımız dört yıl için Programların enflasyon karnesi zayıf.
Enflasyondaki önemli sapmaya karşın, büyüme ve kamu genel dengesinde, yani bütçe tarafında tahminlerin oldukça isabetli olduğuna dikkatinizi çekerim. Buralardaki sapmalar makul seviyelerde. Cari işlemler dengesi ise kamu ve özel kesim dengelerinin toplamı olduğu için bu iki değişkene göre tepki veriyor.
O halde kendimize şu soruyu soralım. Kendi davranışlarımızı programa göre değiştirir miyiz? Ben kendi adıma enflasyon hariç olmak üzere, diğer değişkenleri başarılı buluyor ve kendi davranışlarımı buna göre ayarlıyorum. Enflasyon tahminine davranışlarımı değiştirecek kadar güvenebilmek içinse, bu konuda başarılı birkaç program görmem gerekir.
İncelenen dönemde enflasyondaki sapmanın temel nedeni, ekonomi politikasında ani ve güçlü değişiklik. Dolayısıyla yukarıdaki rakamların bize söylediği en önemli şey şu: Kamu ekonomi politikasında ani değişikliklere gitmemeli. Bu söylediğim hem para, hem maliye, hem de bankacılık politikaları alanında geçerli.
Kamu kesimi vergi, kamu harcaması, politika faizi, finansal düzenlemeler gibi alanlarda yapacaklarını bu programlarda detaylı şekilde açıklamalı ve daha sonra mecbur kalmadıkça da farklı/ek düzenlemelere, uygulamalara gitmemeli.
Biz de Ömer Seyfettin’in meşhur öyküsüne atıf yaparak diyelim ki: “Kızılelma, ekonomi politikasının şaşırtmadığı yerdir.”