MEHMET ALTAY YEGİN - Uluslararası Yetkilendirilmiş Yükümlü (AEO) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Çok anlamlı bir atasözüdür; “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.” Öncelikle kendimizi eleştirmeyi bilmeli sonra başkalarının eksikliklerini ve yanlışlarını değerlendirmeliyiz.
Bu bağlamda, “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü”nün dünyadaki ve ülkemizdeki tarihsel sürecini inceleyerek, süreç içerisinde ne gibi iyileştirmelere ve hali hazırda nelere ihtiyaç duyulduğuna bakmak daha doğru bir yaklaşım olur.
Küresel ticarette AEO'nun önemi ve gelişimi, Dünya Gümrük Örgütü (WCO) tarafından 2005 yılında kabul edilen Küresel Ticaretin Güvenliği ve Kolaylaştırılması Çerçeve Standardı (SAFE Çerçeve) kapsamında geliştirilmiş bir gümrük-iş dünyası ortaklığı programıdır. Bu program, uluslararası tedarik zinciri güvenliğini sağlamayı ve meşru ticareti kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. AEO statüsü, güvenilirliği kanıtlanmış ekonomik operatörlere çeşitli gümrük kolaylıkları sağlayarak hem zaman hem de maliyet tasarrufu imkânı sunmaktadır.
Küresel ticaretin karmaşıklaşan yapısı ve güvenlik endişeleri, ülkeleri gümrük prosedürlerini standartlaştırmaya ve güvenilir operatörleri ödüllendirmeye itmiştir. Öyleyse, Türkiye'deki Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği kapsamında belirlenen Yetkilendirilmiş Yükümlü statüsü başvuru şartları ile diğer ülkelerin AEO başvuru şartlarını karşılaştırmalı olarak analiz ederek, hangi ülkede AEO için daha kolay başvuru yapılabileceğini analiz ederek işe başlayabiliriz.
“Uluslararası” statü kazanan Derneğimiz faaliyetleri kapsamında yurt dışında birçok ziyaret gerçekleştirdik. Gerçekleştirdiğimiz ziyaretler sırasında AEO statülerini diğer ülkelerle karşılaştırma olanağına da sahip olduk.
Sırasıyla Türkiye'nin Yetkilendirilmiş Yükümlü başvuru şartlarını sıralamak gerekirse:
Türkiye'de Yetkilendirilmiş Yükümlü statüsü, 21 Mayıs 2014 tarihli ve 29006 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanan "Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği" ile düzenlenmiştir. Türkiye'de başvuru şartları dört temel kriter etrafında şekillenmektedir.
Temel başvuru koşulları yerleşiklik ve faaliyet süresi Serbest Bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik, en az üç yıldır faaliyette bulunması gerekmektedir. Beyan sayısı ise son bir yıl ya da bir önceki takvim yılında en az 100 gümrük beyannamesi vermiş olmak şartı bulunmaktadır.
Türkiye uygulamasında şu dört temel kriter yer almaktadır:
- Güvenilirlik koşulu
Başvuru sahibi tarafından ciddi veya mükerrer olarak gümrük mevzuatı ihlali yapılmamış olması. Yönetim kurulu üyeleri, sermayesinin %10'undan fazlasına sahip gerçek kişiler ile gümrük ve dış ticaret işlemlerinde temsil yetkisini haiz çalışanlarının, kamu güvenliğini tehdit edici ciddi suç veya ciddi boyutta mali suçtan dolayı ceza veya mahkûmiyet kararının bulunmaması.
- Ticari kayıtların güvenilir ve izlenebilir olması
Başvuru sahibinin ticari ve varsa taşımaya ilişkin kayıtlarının gümrük kontrollerinin doğru ve etkin bir şekilde yapılabilmesine elverişli ve eşya hareketlerini gösterecek şekilde izlenebilir olması. Ticari faaliyetlerine ilişkin belgelerinin düzgün bir şekilde arşivlenmesi ve korunması ile başvuru sahibinin bilgisayar sistemini yetkisiz girişlerden korumaya ve verilerini güvenceye almaya yönelik uygun bilişim teknolojisi güvenlik önlemlerine sahip olması.
- Mali yeterlilik
Başvuru sahibinin, taahhütlerini yerine getirebilecek mali yeterliliğe sahip olması.
- Emniyet ve güvenlik standartları
Firmanın ISO 27001 (Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi) ve ISO 9001 (Kalite Yönetim Sistemi) sertifikalarına sahip olması.
Avrupa Birliği’nin AEO programı, 2007 yılında uygulamaya konulmuş olup tedarik zincirindeki tüm aktörlere açıktır. Avrupa Birliği'de AEO statüsü üç farklı türde verilmektedir: Gümrük Kolaylaştırmaları (AEOC), Güvenlik ve Emniyet (AEOS) veya her ikisinin kombinasyonu (AEOC/AEOS).
Türkiye’de Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği ile belirlenen başvuru şartlarının yanı sıra Avrupa Birliği AEO başvuru şartlarını şöyle sıralayabiliriz:
- Kuruluş Yeri: AB gümrük bölgesinde kurulu olmak,
- EORI Numarası: Ekonomik Operatör Kayıt ve Tanımlama numarasına sahip olmak,
- Uluslararası Tedarik Zinciri: Uluslararası tedarik zincirinin bir parçası olmak ve gümrük ile ilgili işlemlerde yer almak.
Avrupa Birliği'nde AEO statüsü için beş temel kriter bulunmaktadır. Bu kriterleri de şu şekilde sıralayabiliriz:
- AB gümrük mevzuatına ve vergi kurallarına uyum: Ekonomik faaliyetle ilgili ciddi veya tekrarlayan suçların olmaması,
- Uygun kayıt tutma: Gümrük kontrollerinin doğru ve etkin bir şekilde yapılabilmesini sağlayacak kayıt sistemine sahip olma,
- Mali yeterlilik: Yükümlülüklerini yerine getirebilecek mali kapasiteye sahip olma,
- Pratik standartlara uygunluk veya mesleki yeterlilik: İlgili gümrük işlemlerini (AEOC için) yürütmek için yeterli beceriye sahip olma,
- Uygun güvenlik ve emniyet önlemleri: Tedarik zinciri güvenliğini (AEOS için) sağlamak için yeterli güvenlik önlemlerine sahip olma.
Avrupa Birliği'nde başvurular, başvuru sahibinin gümrük hesaplarının bulunduğu veya erişilebilir olduğu ve AEO yetkisi kapsamındaki faaliyetlerin en azından bir kısmının gerçekleştirildiği üye ülke yetkili otoritesine yapılmaktadır. Bir üye ülke tarafından verilen AEO statüsü, diğer tüm AB ülkelerinde tanınmaktadır.
Türkiye ve AB dışındaki ülkelere baktığımızda ABD'de de AEO programı, Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) tarafından yönetilmektedir. ABD programı daha çok güvenlik boyutuna odaklanmış olup, başvuru şartlarını şöyle sıralayabiliriz:
- Tedarik zinciri güvenlik prosedürlerinin uygulanması,
- Fiziksel erişim kontrolleri,
- Personel güvenlik önlemleri,
- Eğitim ve farkındalık programları,
- İş ortaklarının güvenliği,
- Güvenlik teknolojilerinin kullanımı.
Diğer ülke örneklerine de bakmakta yarar var.
Güney Kore: AEO programını oldukça erken uygulamaya koyan ülkelerden biridir. Güney Kore'de AEO statüsü alan firmalar, Karşılıklı Tanıma Anlaşması'na mutabık olan ülkeler arasında basitleştirilmiş gümrük prosedürleri ile kısmi denetleme muafiyeti ve lojistik masraflarının düşmesi gibi avantajlardan yararlanmaktadır.
Japonya ve Çin: Japonya ve Çin de AEO uygulamasını hayata geçiren ülkeler arasındadır. Bu ülkelerdeki başvuru şartları büyük ölçüde Avrupa Birliği kriterleriyle benzerlik göstermekte olup, ulusal gerekliliklere göre bazı minimal farklılıklar bulunmaktadır.
Türkiye, AB ve diğer ülkelere baktığımız zaman karşılaştırmalı analiz ve değerlendirme sonucunda benzerlikleri Türkiye'nin Yetkilendirilmiş Yükümlü programı ile AB'nin AEO programı arasında önemli benzerlikler bulunmaktadır. Dört temel kriter her iki program da güvenilirlik, kayıt tutma, mali yeterlilik ve güvenlik kriterlerini temel almaktadır.
Karşılıklı Tanıma Anlaşmalarında Türkiye'nin de AB ile karşılıklı tanıma anlaşması yapma hedefi bulunmaktadır. Kolaylıklarda ise her iki program da benzer gümrük kolaylıkları sunmaktadır. Bu kapsamda, “yeşil hat”, “öncelikli işlem” ve “azaltılmış kontroller” örnek olarak sıralanabilir.
AEO farklılıklarına bakıldığında, ABD’nin daha fazla güvenlik odaklı olduğu, gümrük işlemleri kolaylaştırmalarının ikinci planda kaldığı gözlemlenmektedir.
Özetle, Türkiye'nin Yetkilendirilmiş Yükümlü programı, AB'nin AEO programı ile büyük ölçüde uyumlu olmakla birlikte, özellikle ISO sertifikası zorunluluğu ve asgari faaliyet süresi ve beyan sayısı gereklilikleri açısından daha katı şartlar içermektedir. Bu durum, özellikle KOBİ'lerin programa katılımını zorlaştırabilmektedir.
Başvuru kolaylığı açısından değerlendirildiğinde ise AB'nin programı daha esnek şartlar sunabilmekte ve daha geniş bir operatör yelpazesine hitap edebilmektedir. Türkiye'nin de zaman içinde programını daha fazla kolaylaştırması ve KOBİ'lerin katılımını teşvik edecek düzenlemeler yapması elzem görülmektedir.
Sonuç olarak, bahse konu karşılaştırmalar göz önüne alındığında, Türkiye’de “Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği”nde revizyon ihtiyacının hasıl olduğu; AEO Derneği’nin üzerine düşen sorumluluk bilinciyle, iş birlikteliklerine hazır olduğunu; yurt dışı araştırmaları, akademik çalışmalar, bilgilendirme ve rapor hazırlama konusunda Ticaret Bakanlığı’na destek vermeyi taahhüt ettiğini de aleni olarak belirtmekte yarar var.