Yerden göğe küp dizseler / Birbirine herk etseler / Alttakini bir çekseler / Seyreyle sen gümbürtüyü… İnternetin fişi çekilince her birimiz hayatın gümbürtüsü içinde kala kaldı, çaresizce…
Son iki günde yaşanan dijital kesintiler, bize bir şeyi net gösterdi: Hayatımızı fişten çıkarırsan, sistem de biz de duruyoruz. Sosyal medya çöktü, e-posta akışı bitti, işler durdu. Peki, bu sadece bir “teknik arıza” mıydı; yoksa tüm yaşam modelimizin kırılganlığı mı? Sahi, nedir bu aşırı kırılganlığın sebebi?
Bir sabah uyandık, elimiz cebimizde... Ne bir mesaj geldi, ne e-posta gitti. Haber siteleri yüklenmedi, sosyal medya akışları durdu. WhatsApp’tan gönderdiğimiz mesajlar dönmedi, banka sistemleri çalışmadı, iş toplantıları yapılamadı. Hayat, “dijital panik butonuna” basılmış gibi bir anda durdu.
GERÇEK HAYATIN YEDEĞİ YOK
Sistem, sessizce kapandı. Ama asıl kapanan şey, “hayatın yeni formatıydı.” O format ki; her şeyi ekran üzerinden yürütmeye ayarlanmış, bir güncelleme kadar kırılgan, bir kesinti kadar çaresiz. Fiziksel hayat yerindeydi ama dijital katman çökünce yaşamın bütün ritmi aniden bozuluverdi.
Şimdi sormalıyız: Biz ne zaman bu kadar bağımlı hale geldik? Her krizde “alternatif plan” yapan bizler, ne zaman B planını sadece "teknik ekibe" havale eder olduk? Dijitalleşmenin konforunu yaşarken, sistemin kopma anlarını hiç öngörmedik. Sanal mağaza kapandığında esnaf ne yapacak?
2 SORU 2 CEVAP / Dijital hayata dair…
Hayat gerçekten durdu mu?
Evet. Çünkü hayatı “sadece dijital akışa” bağladık. Yazışmalar, siparişler, ödemeler, sözleşmeler, tanıklıklar, dostluklar, hatta duygular… Her şey zorunlu olarak dijital platformlara yüklenmişti.
Alternatifimiz var mıydı?
Eğer iletişim sadece tek kanaldan yürüyorsa; risk de tek kanaldan gelir. Geriye dönüş, yedekleme, analog akıl, yüz yüze temas, fiziksel altyapı… Tüm bunlar, nostalji değil, aynı zamanda sistem direnci.
NOT
HAYATIN YEDEĞİ YOKTUR, TEMİZE ÇEKEMEZSİN
Hayat bir işletim sistemine dönüştü, ama bu sisteme kimse “yedekleme” yapmadı. Şarjı bitince duran cihazlar gibi, hayatımız da durdu. Her şey çalıştığı sürece konforluyuz. Ama ya sistem sustuğunda? Yaşamın yedeği, kriz anlarında anlaşılır. Ve şunu öğrendik: Her şeyi dijitale emanet etmesen iyi olur.
HAYAT LÛGATI
Sanal dünya: Hayata dair tüm ihtiyaçların ekran aracılığıyla çözüleceği imkân seti
Gerçek hayat: Fişi çekilmiş bir dünyadan geriye kalan her şey
Dijital ambargo: Hükümetin tüm iletişim kanallarını bloke etmesi, durdurması
Ekran bağımlılığı: Bilgisayar olmadan, internet kesik iken hiçbir şey yapamama hali