Başlığı okumaya devam edersek herhalde şunu söylememiz pek yanlış olmaz: “... Neler oldu neler...”
Evet, neler oldu neler... Aralık ayında başlayan, ocak ve martta da süren faiz indirimiyle o klasik ifadeyle söylersek “Ne kadar da şendik”, işler tabii ki tümüyle düzelmemişti ama kötünün iyisi yaşanır hale gelmişti.
Merkez Bankası’nın politika faizi aralıkta yüzde 50’den yüzde 47,5’e indirilmiş; faiz, ocak ve martta 2,5’er puan daha aşağı çekilerek yüzde 42,5’e kadar düşürülmüştü.
Belki her toplantıda böyle 2,5 puan indirim olmayacaktı ama nisan ve haziran toplantılarında da indirim olasılığı yüksekti.
Dolayısıyla faiz nisanda belki yüzde 40’a, haziranda ise yüzde 37,5’e değilse de yüzde 40’ın altında bir düzeye çekilecekti.
Haziran toplantısı öncesinde, yani bugünlerde ne faiz indirilir mi, indirilmez mi tartışması yapılacaktı; ne de hele hele faizin artırılması gerektiği gibi bir görüş dile getirenler hiç mi hiç olmayacaktı. Her ne kadar faiz artışı olabileceğini dile getirenler çok çok az ise de bu görüşü savunanlara hiç rastlanmıyor değil.
ÖNCE 19 MART, SONRA İSRAİL-İRAN
Merkez Bankası faizinin seyrini değiştiren ilk etken iç siyasetteki tercihler oldu. 19 Mart süreci her şeyin allak bullak olmasına yol açtı. Piyasalar marttan sonra nisanda da faiz indirimi beklerken PPK yıllar sonra ara toplantı yaparak fiilen faiz artırımına gitti, haftalık repo ihalelerini de rafa kaldırdı; tarih 20 Mart’tı.
17 Nisan’daki PPK toplantısında faiz artışının adı kondu, politika faizi yüzde 42,5’ten yüzde 46'ya çıkarıldı. Ama yüzde 46 lafta kaldı, Merkez Bankası 18 Nisan'dan 16 Haziran'a kadar olan 37 iş gününde yüzde 46'nın çok üstünde faizle borçlandı.
Burada bir parantez açıp Merkez Bankası’nın fonlama faizine ilişkin bir hesaplama farklılığından söz etmek istiyorum.
Merkez Bankası belli bir dönemdeki; haftalık, aylık gibi dönemlerdeki ortalama fonlama maliyetini her günün ortalama faizinin aritmetik ortalamasını alarak hesaplıyor. Oysa her günün fonlama tutarı farklı ve bu yönüyle Merkez Bankası’nın hesaplaması hadi yanlış demeyeyim de, doğru değil.
Bu hesaplama yönteminin doğru olmadığını Merkez Bankası’na ilettiğimi de belirteyim.
Doğru ortalama, günlük fonlama tutarıyla ağırlıklandırılmış faizle bulunabilir.
Örneğin piyasa bir gün yüzde 46 faizle 10 milyar, diğer gün yüzde 49 faizle 500 milyar fonlansa, Merkez Bankası'na göre bu iki günün ortalama faizi yüzde 47,5.--- Oysa iki günün ortalama faizi, fonlama tutarlarıyla ağırlıklandırıldığında yüzde 48,94.
Merkez Bankası’nın ya EVDS’de küçük bir program değişikliğiyle düzenleme yapması ya da açıkladığı oranın “ağırlıklandırılmamış tutara göre olduğuna” ilişkin bir dip not koymasında yarar var.
Grafikte de bu farkı görüyorsunuz. 18 Nisan’dan 16 Haziran’a kadar olan dönem için ortalama fonlama maliyeti Merkez Bankası’na göre yüzde 48,26, fonlama tutarıyla ağırlıklandırılmış hesaplamaya göre ise yüzde 48,51.
ÖNEMLİ OLAN EĞİLİM Mİ?
Fonlamada dönemsel ortalamanın pek anlam ifade etmediği de dile getiriliyor ama Merkez Bankası bir ortalama oran verdiğine göre bunun doğru olması gerekir.
Ayrıca fonlama faizinde son oranların, yani eğilimin önemli olduğunun altı çiziliyor.
Peki önemli olan eğilimse, yani son dönemdeki fonlamanın hangi düzeyden yapıldığıysa grafikte de gördüğümüz gibi yüzde 46'ya inen fonlama faizine bakarak yarın ne beklememiz gerekir?
Merkez Bankası, politika faizinin yüzde 46’ya çıkarıldığı 18 Nisan’dan sonra geçen 37 iş gününün yalnızca 4’ünde yüzde 46’dan borç verdi, diğer günler ortalama oran hep daha yukarıda oluştu. Yüzde 46’ya daha önce 21 ve 22 Mayıs’ta, bir de 13 ve 16 Haziran’da inildi. Grafikte de görüldüğü gibi faizin yüzde 46 olması bu düzeyde kalınabileceğine ilişkin bir işareti niteliğinde hiç olmadı.
YARIN NE OLUR?
Şunun şurasında kısa bir süre öncesine kadar gidişatın yarınki toplantıda bir faiz indirimi için çok elverişli olduğu dile getiriliyordu ki bu sefer de İsrail-İran savaşı patlak verdi.
Mayıs enflasyonu çok düşük gelmiş olmasına, haziran için de görece düşük bir enflasyon beklenmesine rağmen faiz indirimi büyük ölçüde gündemden çıktı.
Dolayısıyla Merkez Bankası’nın yarınki Para Politikası Kurulu toplantısından nasıl bir karar çıkacağı üç aşağı beş yukarı belli gibi.
Bir faiz indirimi beklenmemeli. Gecelik borç verme faizi olan yüzde 49 biraz aşağı çekilir mi, belki; ama bu yapılırsa yalnızca göstermelik bir adım olur. Çünkü Merkez Bankası ortalama fonlamayı isterse yüzde 46 ile 49 arasında herhangi bir noktada oluşturup yüzde 49’u fiilen zaten aşağı çekebilir.