Kredi notu artışı ekonomi yönetiminin imdadına yetişti gibi gözüküyor ama, aslında üç önemli kuruluş arasında geriden gelen Moody's diğerleriyle durumunu eşitledi. Hepsi bu.
Ekonomik programa kayıtsız şartsız destek verenlerin bir anda ağız değiştirdiğini sosyal medyadan takip ediyorum. Anlaşılıyor ki, her işimizde olduğu gibi ekonomik analizlerde de şekilcilik esas haline gelmiş.
Bir önceki ekonomi yönetiminin baş aktörleri olan Şahap Kavcıoğlu ve Nureddin Nebati'yi yaklaşım ve kültür açısından kendilerine yakın bulmayan meslektaşlar, karşılarında yabancı üniversitelerden mezun olmuş nispeten "Avrupai" profilleri görünce objektif olmayan bir ruh haline büründüler. "Batacaksak bari bunlar batırsın" gibi. Aslında bu, dışarıya itiraf edemedikleri bir duyguydu, dolayısıyla programın başarılı olacağına inanmasalar da tekrarladılar durdular.
Aynı durum, babalarından ya da annelerinden işleri yeni devralan genç kuşak iş insanlarında da vardı. Yabancı ülkelerden mezun olup geldikleri ya da ekonomi yönetimindeki görevlilerden ders aldıkları için, onlar da körü körüne destek verdiler. Gayet iyi hatırlıyorum, bir davette bir genç iş kadını Hazine ve Maliye Bakanı’nı çok eskiden tanıyormuş gibi övüyordu. Sonunda dayanamadım, Bakan Şimşek'i en eski tanıyanlardan olduğum için genç iş kadınına bazı sorular sordum. Sonunda itiraf etti ki Bakan Şimşek ile hiç tanışmamış, yan yana gelmemiş. Babası çok övdüğü için o da övme gereği duymuş.
Türkiye'deki üniversiteleri yerden yere vuran bu insan grubunun "eleştirel düşünce ve şüphecilik" adına herhangi bir görgüye sahip olmadığı açık. Kimse kusura bakmasın ama biz öğrencilerimizi başkalarından duyduklarına körü körüne inanmaları için yetiştirmiyoruz. Özetle, "derviş uçmaz müridi uçurur" misali herhangi bir icraat bile olmadan övenler sebebiyle, ekonomi yönetiminin de dengesi şaştı. Önce modellerin ve formüllerin sonra Türk İş İnsanı ve Tüketici davranışlarının, nihayetinde konjonktürün arkasına sığınmaya başladı. Hatalı olduklarını asla kabul etmediler.
Türkiye, spekülatif alanda duruyor
Bu arada kredi notu artışı ekonomi yönetiminin imdadına yetişti gibi gözüküyor ama, aslında üç önemli kuruluş arasında geriden gelen Moody's diğerleriyle durumunu eşitledi. Hepsi bu.
Türkiye şu an "yatırıma uygun olmayan, spekülatif" alanda duruyor. "Yatırım yapılamaz aşırı spekülatif" alanı geride bıraktı ancak, yeni seviyenin üç kademesinin ilkinde duruyor. Geriye dönüp baktığımızda 2013 yılındaki "yatırım yapılabilir" seviyenin hâlâ çok altında olduğumuz bir gerçek. Açıkçası şu anki ekonomik reçetenin üç kademe daha bizleri yukarı atacak bir sonuç yaratacağını düşünmüyorum.