Bu programın elle tutulur bir tarafı olmadığı için, bundan sonra daha fazla eleştirmemeye karar verdim.
Değerli dostlar. Çok net olarak 2018 yılından beri sürekli "force majeur" yaşayan bir Türkiye ekonomisi var. Ekonomi yönetimleri üst üste değişti. Merkez Bankası yöneticileri değişti. Bir tek çok kısa süren Naci Ağbal-Lütfi Elvan dönemi haricinde genelde "doğru" diyeceğimiz herhangi bir icraate rast gelmedik. Tüm müdahaleler yanlış reçetelerin yan etkilerini bertaraf etmek için atılan "uygun" adımlardı, ancak kötü bir stratejiyi taktik hamlelerle kurtaramayız.
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, insanlar menfaatleri doğrultusunda ülkemize zarar verecek ne varsa alkışlıyor, bazı toplulukların içinde kalabilmek için sürekli eğilip bükülüyor. Kahramanımız olan Atatürk'ü bile karalamaya çalışanların doğrudan ya da sosyal medya yoluyla Cumhuriyeti hedef alanların elini kolunu sallayarak dolaştığı zamanlardayız. Açıkçası bu gelişmelerin yanında faiz, döviz veya enflasyon konuşmak abesle iştigal. Ancak işimiz bu olduğu için, bize verilen emeğin hakkını verebilmek adına bazen sert bazen de nazik üslupla ekonomi yönetimini uyarıyoruz.
Göreve geldiklerinden 2 ay sonra "bunlar da diğerleri gibi yapacak" diyerek uyarı ve eleştirilere başladım, uzun bir süredir de devam ediyorum yanlışları anlatmaya. Bizler uyardıkça onlar ısrarla bu yanlış programa devam etti, hâlâ da etmekteler. Aralarında sevdiğimiz, saydığımız arkadaşlar var. Kibirli ve inatçı olanları nötralize ederler diye bekledik, olmadı. Hepsi aynı istikamete doğru yola devam eder hale geldi.
Yaşadığımız ancak bir distopya olabilir
Bundan sonra yapacağımız eleştirilerin dinleneceğine dair bir beklentim kalmadı. Bir plan dahilinde kafalarının dikine gidiyorlar. Toplum ile bağları tamamen koptu. Zaten bir çoğunun da toplum içine çıkacak hali de kalmadı. Son olarak Bakan Şimşek'in "TÜFE % 19 ile % 29 arasında tamamlanacak" demesi bardağı taşıran damla oldu içimde. Böyle bir hedefte 10 puanlık şaşmadan bahseden kurmay heyetini artık eleştirmeye gerek kalmadığını düşünüyorum. Yaşadığımız ancak bir distopya olabilir.
Bizim bir avuç iktisatçı olarak, hiç bir şekilde siyasi bir partiye dahil olmadığımız ve muhalefet amaçlı eleştiri yapmadığımız bilindiği halde, kritik karar alıcıların dikkatini çekemedik. Hiçbir beklentimiz olmadığını defalarca tekrar ettiğimiz, zaten daha önce oldukça önemli vazifeleri alnımızın akıyla tamamlayıp mevcut durumda başkalarını icra ettiğimiz bilindiği halde, yaptığımız eleştirileri "rakip" gözüyle değerlendirenler oldu. Koltuk sevdası böyle bir şey işte.
Her neyse, siyasi iradenin seçtiği ekonomi yönetiminin yaptığı işlerin bir "sağlaması" olarak yazdığımız yazıları, paylaştığımız videoları, milletini seven kişilerin tavsiyeleri ya da uyarıları olarak okuyamayanların sığlığına rağmen bugüne kadar devam ettik. Fakat, geçen cuma açıklanan yeni tedbirler ve Bakan Şimşek'in açıklamaları gösteriyor ki, bu yanlış reçeteye tam gaz devam edilecek.
Artık bu aşamada ekonomi yönetimine yeni bir eleştiri yapacak alanın kalmadığını düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin belki de en maliyetli ve yan etkileri ile büyük komplikasyonlar yaratan bu programın elle tutulur bir tarafı olmadığı için, bundan sonra daha fazla eleştirmemeye karar verdim. Çünkü biz eleştirdikçe beni tanıyanlara mesaj atıp şikayet eden kocaman insanların, isim vermeden canlı yayında eleştiri sahiplerini kınayanların eleştirilecek bir tarafı kalmadı. Üzücü olan şu ki, firma karlılıklarından bireylerin gelirlerine, hayat pahalılığından ihracata kadar her şey onların kararıyla şekilleniyor. Ancak, belirttiğim gibi laf dinlemiyorlar. O kadar akıllı görüyorlar ki kendilerini, hiç akıl vermeye gelmiyor, bir de sürekli vatandaşa, iş insanına ve ticaret erbabına kızıyorlar.
Hatalarından hiç ders almıyorlar
Ekonominin temel felsefesinden uzak olmalarını bir kenara bırakın, binlerce yılın pratik tecrübesinden oluşan öğretiyi reddediyorlar, Cumhuriyet tarihinin tecrübelerine dönüp bakmıyorlar, kendi hatalarından hiç ders almıyorlar. Şimdi size soruyorum? Bu profilde insanlara "yanlış yaptınız" demeye gerek var mı? Cevabı duyar gibiyim.
Bundan sonra temelden doğru bir iş yaptıklarında söyleyeceğim. Çünkü onları eleştirmekten hem sıkıldım hem de yoruldum. Bu kıvamdan daha ötesi saygı sınırlarını aşmak olurdu zaten. İnsan sevdiğine kızar, öfkelenir. Oradaki insanların bazıları ile dostluğumuz var, bugüne kadar söylediklerimi onlar için söyledim. Söylediklerimizi duymuş ama dikkate almamış olabilirler. Dostunda hata arayanın dostu olmaz. "Eyvallah" diyorum sadece.
Gösterdikleri profil sebebiyle hiçbir zaman dostumuz olmayacaklar var. Zaten bizim gibi insanlardan gelen fikirler yerine, altı dolu olmayan alkışları tercih ediyorlar. O zaman anlatmak nafile. Dediğim gibi, bundan sonra eleştiriyi bırakıp sadece attıkları her adımın muhtemel sonuçlarını yazacağım. "Başka ne yapabilirlerdi?" diye soranlar da kusura bakmasınlar, son 7 yılımı bunu cevaplamakla geçirdim. Bundan sonra enerjimi makroihtiyati tedbirlerden zarar görecek insanları korumak için harcayacağım.
Dediğim gibi, ekonomi yönetimi iyi bir işe imza atarsa söyleyeceğim. En azından daha faydalı ve pozitif bir faaliyet olur.