Düşünsenize hükümet, verimlilik bakanlığı kuruyor ve başına agresif bir iş insanı getiriliyor. Yaptığı ilk iş de “geçen hafta ne yaptığını anlat” başlıklı e-posta atmak… Üstelik bunu, “gizli bilgiler hariç, 5 madde ile cevapla” diyor. Pazartesi gece yarısından önce cevap vermeyen de istifa etmiş sayılıyor.
Elon Musk’tan söz ediyorum. Hani şu dünyanın zengin iş insanları liste başı girişimcisinden… Amacı, kamuda verimliliği arttırmak… Kendisine kamudan hesap sorma gücünü aktaran da bizzat Başkan Trump; “Elon, harika iş çıkarıyor ancak daha agresifleştiğini görmek isterim.” Çok farklı bir tutum…
KAMU ÇALIŞANI NE İŞE YARAR?
ABD verimlilik bakanlığı, “vergi mükellefleri tarafından finanse edilen kamu çalışanlarının” gerçekten kamuya gerekli olup olmadığını sorguluyor. Yöntem vahşi olmasına rağmen, özünde doğru… Zira hantallaşan kamu, başa dert… Hele ki Türkiye gibi sorgulanası kamu hizmetleri…
Bütçe açıklarının ayyuka çıktığı, enflasyon belasının küreyi sardığı günümüzde kamunun böylesi sorgulamalar yapmasını son derece gerekli duyuyorum. Zira çalışmadan, ter dökmeden, oturduğu yerden birilerine kaynak aktarmak; adaleti bozduğu kadar çalışma barışını da bütçeyi de zorluyor.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Kamu verimine dair…
Kamu çalışan sayısı fazla mı?
ABD bunun hesabını yapadursun bizde durum diye bakmamız şart. Şu anda kadrolu, sözleşmeli, geçici sürekli işçi statülerinde toplam 5 milyon 102 bin kamu çalışanı var. Batı ülkeleriyle kıyaslandığında sayı fazla değil. OECD’de toplam istihdam içinde %18,6 olan pay; bizde %13,4 fakat verim çok düşük.
Sorunun kaynağı nereden?
Adnan Kahveci; devletin tüm işlerini 700 bin kişiyle daha verimli çözeriz dediğinde memur sayısı 2,5 milyondu. Aslında o zaman dahi memur ihtiyacı vardı. Zira nitelikli eleman eksikti ve memur dağılımı bazı yerlerde yığılma bazı yerlerde ise noksan idi. Bugün bu dengesizlik korkunç boyutlara ulaşmış.
NOT
SORUN PERSONEL SAYISI DEĞİL, İSTİHDAMDAKİ VERİMSİZLİK…
Bir ülke düşünün; e-devlet uygulamalarıyla son derece ileri çözümler geliştirsin fakat geleneksel devlet kapısında hala “bugün git yarın gel” anlayışı yer alsın… Olacak şey değil. Türkiye bugün bu durumdadır ve 19 bin köy muhtarı neyse de 32 bin mahalle muhtarına hala milyarlar ödemektedir.
Kamu personelinin dağılımı da başka bir sorun. Doğu hala “şark hizmeti” sayılıyor ve büyük kentlere yığılma varken, siyasete yakınlık sayesinde “atıl memur siloları” oluşuyor. Bir yandan da atanamamışlar (öğretmen, ziraatçı, mühendis gibi) kesimi gibi KPSS kuyrukları uzayıp gidiyor.
Taşeron firma elemanlarının kadroya geçirilmesi, memurların yapması gereken işlerin danışmanlık hizmet alımlarına dönüşmesi, kamuda “uzman” enflasyonunun yaşanması başlıca verimlilik sorunları… Yetmezmiş gibi liyakat ve ödüllendirme gibi alanlarda yandaşlık yaklaşımı da cabası…
Neticede; en kötü kamu hizmetine en yüksek bedeli ödeyen Türkiye, Elon Musk’un agresif yaklaşımı gibi bir verimlilik operasyonlarına ihtiyaç duyuyor. Bu kadar tembel memuru neden besliyoruz ki?