SANDOZ META Bölgesi ve Türkiye Ülke Başkanı Cengiz Zaim, şirketin Türkiye’deki 70’inci yılı vesilesiyle gerçekleşen buluşmada 1955 yılına uzandı:
- Bugün dünyada ve Türkiye’de “eşdeğer” ve “biyobenzer” ilaçlarla öne çıkan Sandoz, ülkemize 1955 yılında adım attı. 1959’da Levent’te kurulan Sandoz fabrikası, Türkiye’de modern ilaç üretiminin temellerini atan tesislerden biri oldu.
Türkiye’nin Sandoz dünyasındaki önemi üzerinde durdu:
- Sandoz Türkiye, küresel başarılarımızın en kritik parçalarından biridir. Zorlu pazar koşullarına rağmen Türkiye’deki iş hacmimizi son 3 yılda döviz bazında iki katına çıkarmayı başardık.
Gebze’deki tesislerinin Sandoz’un dünyadaki en önemli 3 tesisi arasında yer aldığının altını çizdi:
- Yakın dönemde Gebze’ye 80 milyon dolarlık yatırım yaptık. Kapasitemizi iki katına çıkardık. Fabrikamız kısa sürede 15 milyar tablet üretim hacmine ulaşacak.
Yakın dönemde gerçekleşen kapasite artırım yatırımının Sandoz’un Türkiye’ye güvenin göstergesi olduğunu vurguladı:
- Gebze’deki fabrikamızdan İngiltere’den Kanada’ya uzanan 40 ülkeye ihracatımız var. FDA onayıyla birlikte 41’inci ihracat pazarımız ABD olacak. Üretimimizin yüzde 80-85’ini ihraç ediyoruz.
İhracat konusunda şu noktaya dikkat çekti:
- İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından yayınlanan ihracat sıralamasında uzun yıllardır ilaç kategorisinde şampiyonlar listesinde yer alıyoruz. Artan ihracat performansımızla da öne çıkıyoruz.
Sandoz’un global faaliyetlerinin 100’e yakın ülkeye uzandığının altını çizdi:
- 2024 yılında dünyada 900 milyon, ülkemizde 30 milyon kişinin hayatına ilaçlarımızla dokunduk. 700 kişilik özverili ekiple hastaların tedaviye erişimi konusunda portföyümüze kattığımız yeni ürünlerimizle hız kesmeden yolumuza devam ediyoruz.
Cengiz Zaim, Sandoz’un 4 yıl önce Türkiye pazarında 6’ncı sıradayken ilk sıralara çıktığı iddiasını ortaya koydu:
- Bu gelişme de portföyümüzdeki 5 biyobenzer ilacın ülkemize girişiyle tetiklendi.
Bunun üzerine sordum:
- Sandoz’un Türkiye’de biyobenzer ilaç üretimi var mı?
Şu yanıtı verdi:
- Türkiye, Sandoz’un tablet ve kapsül ilaç üretiminde Sandoz’un “mükemmeliyet merkezi” konumunda. Tablet ve kapsül ilaçların yarısı Türkiye’de üretiliyor, dünyaya dağıtılıyor. Biyobenzer ilaç üretiminde de Slovenya öne çıkıyor.
Türkiye’nin ilaç sektöründe çok köklü kuruluşlarının olduğunu irdeledi:
- 100 civarında ilaç üreticisi var. Yani, Türkiye’nin ilaç üretimi konusunda problemi yok.
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nda Denetleme Kurulu'nda yer aldığını kaydetti:
- Türkiye’nin ilaç fiyatı konusunda yeni bir kararname formülüne ihtiyacı var. İlaç için kullanılan Euro kuru 21.67 TL olarak uygulanıyor. Oysa Euro kuru 50 liraya dayanmış durumda. Şubat 2026’da yeni kararname yayınlanırken ihtiyaçlar dikkate alınmalı.
Yaşanan ekonomik sıkıntı üzerinde durdu:
- Her ülkede zorluklar yaşanabiliyor. Polonya, Mısır gibi üretim yatırımı çeken ülkeler için de geçerli. Türkiye’de de 70 yılda inişler, çıkışlar yaşandı. Uzun vadeye bakmak gerekiyor. Sandoz öyle yapıyor.
Ardından ekledi:
- Sandoz gibi şirketlerin Türkiye’de bir 70 yıl daha faaliyetlerini, üretimi sürdürmesi isteniyorsa, ilaç fiyatları konusundaki politikayı gözden geçirmekte fayda var. Bütün tasarruf ilaca dayandırılınca sürdürülebilir üretim zora giriyor…
Birçok yabancı ilaç şirketi Türkiye’de doğrudan üretim yerine fasona geçerken Sandoz, 70’inci yılında 80 milyon dolar yatırımla Türkiye’de üretimini ikiye katlamış bulunuyor…
Üstelik Türkiye’deki üretiminin yüzde 80-85’ini 40 ülkeye ihraç ediyor, 140 milyon dolarlık ihracat gelirine ulaşıyor…
Ayrıca Türkiye’yi “tablet-kapsül mükemmeliyet merkezi”ne dönüştürmesi de dikkati çekiyor…
Gelecek yol haritamızda ‘biyobenzer’ heyecanı var
SANDOZ META Bölgesi ve Türkiye Ülke Başkanı Cengiz Zaim, “biyobenzer” ilaçların hastalar için olduğu kadar sektörün sürdürülebilirliği açısından da önemli olduğunu belirtti:
- Gelecek yol haritamıza baktığımızda heyecanımızın temelinde biyobenzer ilaçlar yer alıyor. Çünkü, biyobenzer ilaçlar dünya genelinde sağlık sistemlerine milyarlarca dolarlık tasarruf sağlıyor, daha fazla hastanın tedaviye erişimini mümkün kılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün “biyobenzer”leri temel ilaçlara küresel erişimi artırmanın anahtarı olarak tanımladığını vurguladı:
- Sandoz’un globalde 11 onaylı “biyobenzer” ürünü var. Ayrıca 27 yeni ürün adayı var. Sadece Sandoz’un ABD ve Avrupa ülkelerinde “biyobenzer” ilaçlarla sağladığı tasarruf 19 milyar doları buluyor.
Türkiye’de 5 “biyobenzer” ürünlerinin piyasada olduğunu kaydetti:
- Dünyada “biyobenzer” ilaçların ruhsatlandırma süreçlerinde ABD ve AB tarafından uygulamaya geçirilen sadeleşme ile birlikte pazara çıkışlarının hızlanması öngörülüyor. Türkiye’de de bu benimsenirse, hastalara daha fazla ilaca erişim fırsatı sunulur.
İHA, SİHA ve drone’da olduğu gibi ‘ilaç’ denince Türkiye akla gelmeli
SANDOZ META Bölgesi ve Türkiye Ülke Başkanı Cengiz Zaim, Türkiye’nin ilaç sektöründe dünyada daha da öne çıkma potansiyelinin olduğunu vurguladı:
- Türkiye, savunma sektöründe oldukça başarılı adımlar attı. “İHA, SİHA, drone” denine Türkiye akla geliyor. Neden ilaçta da benzeri bir durum olmasın. İlaç sektörünü de savunma sanayi gibi düşünmek lazım.
Türkiye’de Ar-Ge teşviklerinin iyi olduğunun altını çizdi:
- Ancak, Ar-Ge teşvikleri tek başına yeterli olmuyor. Nasıl ki dünyanın drone’nu yapıyorsak, dünyanın ilacını da biz yapalım. Bunun için fiyat kararnamesi başta olmak üzere sektörün önünü açacak adımların atılmasında fayda var.
Sandoz’un Türkiye’de üretime başlamasının temelinde Güzin Hanım’ın evlilik öyküsü var
KASTAMONU’da lise müdürlüğü yapmış olan ve Ankara’da eczane işleten Nuri Tamaç’ın 1926 doğumlu kızı Güzin Tamaç, öğrencilik yıllarında babasının yanında çalışıyordu. Güzin Tamaç, Alman Filolojisi öğrenimi görürken bir gün eczaneye İsviçreli bir ilaç şirketi yöneticisi uğradı, eğitiminin yönünü değiştiren öneride bulundu:
- İsviçre’ye git ve eczacılık eğitimi al.
Güzin Tamaç, 1950’li yıllarda İsviçre’ye eczacılık eğitimi için gitti. Çok geçmeden sınıf arkadaşı Edgar Poffet’le arkadaşlığı ilerledi. Edgar Poffet, kısa süre sonra Güzin Tamaç’a evlilik teklif etti. Tamaç, şartlı yanıt verdi:
- Babam izin verirse…
Güzin Tamaç’ın babasından evliliklerine olumlu yanıt 5 yıl sonra çıktı. Edgar Poffet, aynı günlerde Sansoz’un Basel’deki merkezinde çalışırken bir sabah şefi çağırdı:
- Yurt dışında çalışmayı düşünür müsün?
Edgar Poffet, önerilen ülkeyi merak etti, şefi yanıtladı:
- Aslında İstanbul’daki işlerimiz için bir sorumlu müdür arıyoruz. Tanıdığın bir Türk eczacı var mı?
Poffet, heyecanla yanıtladı:
- Evet, var…
Şefi durumu anladı, kadın personele bakışını paylaştı:
- Kadın eczacı istemiyoruz. Evlenince işi bırakıp gidiyorlar…
Poffet, evlilik hazırlığını paylaştı:
- Evet, evlenecek ama gitmeyecek. Çünkü benimle evlenecek. Ben evlenip İstanbul’a giderim.
Böylelikle Güzin Tamaç’la Edgar Poffet’in evliliği ile Sandoz’un 1959’la Levent’te temelleri atılan fabrikasının öyküsü bütünleşti. Edgar Poffet, ilk aşamada fabrikanın teknik müdürlüğü görevini üstlendi. Eşi Güzin Tamaç Poffet da personel ve kamu ilişkileri müdürü oldu.
Poffet çifti, Sandoz’un Türkiye’de ilk üretime geçtiği yıllardan itibaren Türk ilaç sektörüne damga vurdu.
