Ekrem İmamoğlu ve diğer İBB yönetiminden bürokratların tutuklanması ile sonuçlanan operasyonlar sonrası gelişmelerin en bariz etkisi faizlerde görüldü. Faiz - enflasyon linki (bağlantısı) yeniden koptu. Enflasyon düşmeye devam ederken faizler artmaya devam ediyor. Bu gelişme sonucu, bazı kredilerde faiz oranları enflasyonun 2 katına yaklaştı. Merkez Bankası PPK’nın faizleri indirdiği dönemde, faiz oranları ile enflasyon arasındaki bağlantı doğru şekilde kurulmaktayken, faiz oranları enflasyonun hala üzerinde olmakla birlikte, birbirine yaklaşmaktayken, durum terse döndü.
TÜİK, nisan ayı enflasyon verisi açıkladı. Yıllık enflasyon %37,86 geldi. Mart ayında %38.10’du. Ancak marttan nisana Merkez Bankası politika faizi %42,5’ten %46’ya çıktı. Gecelik faizler %49 oldu. MB ortalama fonlama faizi de %48.82 düzeyinde. Ortalama fonlama faizi operasyon döneminde %42,5’ti. Buna göre halen politika faizi - enflasyon farkı 4.40 puandan 8,14 puana çıktı. Neredeyse ikiye katlanmış oldu. Ortalama fonlama faizini baz alırsak fark 10,96 puana çıktı.
Bazı kredi türlerinde faiz enflasyonun iki katı
Kredi faizlerinde durum daha vahim. Nurettin Nebati’nin bakanlığı döneminde enflasyon çok daha yüksek düzeyde iken kredi faizlerine sınırlama getirilmiş, o da faizler lehine enflasyon – faiz bağlantısını koparmıştı. Şimdi durum bunun tam tersi. Enflasyon düşerken faizler yükseliyor. Bütün kredi türlerinde faizler enflasyonun çok üzerinde. Normalde de kredi kullandıran finans kurumları enflasyonun üzerinde faiz talep ederler. Ancak normal şartlarda bu faiz oranı bankanın maliyet ve kar beklentilerini yansıtır ve enflasyonun birkaç puan üzerinde oluşur. Şu anki durum bunu çok çok aşıyor. Faiz oranları enflasyonu bazı kredi türlerinde ikiye çarpıyor.
Operasyonlar öncesi ihtiyaç faizi ile enflasyon farkı 24,63 puandı, 35,23 puana çıktı. KMH dahil ihtiyaç kredi faizi ile enflasyon farkı 32,61 puandı 36,64 puana çıktı. Bu oran enflasyon oranına (37,86) yakın. Ticari kredilerde fark 17,10 puandan 24,77 puana çıktı. KMH dahil tüketici kredilerinde fark 31,51’ten 34,80’e çıktı. Bu artışlar enflasyonun 0,24 puan düştüğü bir ortamda gerçekleşti.
Daha önemlisi MB’nin verilerinden aldığımız faiz oranları çıplak oranlar. Bankalar bu kredilerin kullandırım anlarında sigorta ve diğer ücretleri bindiriyor ve normal oranlar aslında tabela oranların 3 – 5 – 10 puan üzerinde oluşuyor.
Bu faizlerle üretim zor
Birçok iktisatçı, son gelişmelerle birlikte Bakan Şimşek’in programının büyük yara aldığı, hatta çöktüğü görüşünde. Program 2023 Haziran’da başlamıştı. 2 yıl sonrasında Türkiye, politika faizinde dünyada 2., enflasyonda 6’ıncı sırada. 2 yıla rağmen ciddi yol alınamadığı görülüyor. Daha önemlisi döviz kurundan enflasyona geçişkenlik düşerken faizden geçişkenlik artıyor. Prof. Dr. Ensar Yılmaz buna dikkat çekti. Yılmaz, “Üretici fiyatlarındaki düşüşten de çok net görülüyor, ülkedeki enflasyon nitelik değiştiriyor; döviz kuru ve ücret geçişkenliği durmuş gibi; şimdiki durum düşen arz ve artan faiz etkisi, yani üretimde düşme ve faizin fiyatlara yansıtılması” dedi. İş çevrelerinden de tepki yükseliyor. Bu faizlerle kredi kullanmak, üretimi büyütmek zor. Buna teşebbüs edilse dahi kredi maliyetlerinin fiyatlara yansıtılması kaçınılmaz. Dolayısıyla enflasyonu kışkırtan en önemli iki nedenden faizler olacak.