Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinin önemli bir bölümünde, metropol ve kırsal bölgelerdeki ortalama gelirde eşitsizlik büyüyor. OECD tarafından dün yayınlanan Bölgesel Görünüm Raporu'na göre, son 20 yılda düşük gelirli ekonomilerdeki yüksek büyüme performansına bağlı olarak kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) seviyeleri OECD ekonomileri arasında birbirine yakınlaştı. Ancak buna rağmen, ilgili verilerin olduğu 27 OECD ülkesinden 15'inde metropol ve kırsalda gelir eşitsizliği büyüdü. GSYH, metropol bölgelerde kırsaldan ortalama yüzde 32 daha yüksek seviyeye ulaştı. Şehirler büyümeye ve kalifiye çalışanları çekmeye devam ettikçe, diğer bölgelerde çalışan sayısı ve nüfus daraldı.
Bölgeler arasındaki söz konusu kalıcı eşitsizliklerin giderilmesi için ise özel tasarlanmış politikalara kurumsal adımlara ihtiyaç duyuluyor. OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann raporun sunumu için yaptığı değerlendirmede, mevcut verilere göre söz konusu 27 OECD ülkesinden 15'inde bölgeler arasındaki gelir farkının genişlediğinin görüldüğünü belirterek, "Bu durum büyük ölçüde işçiler ve işletmeler için daha az fırsata erişimle açıklanıyor. Geri kalmış bölgelerde büyümeyi teşvik etmeye yardımcı olmak için politika çerçeveleri kalıcı eşitsizlikleri ele almalı, kamu hizmetlerine ve altyapıya erişimi iyileştirmeli, üretkenliği ve rekabet gücünü artırmalı. Bölgeler için dijital dönüşüm fırsatlarının daha iyi değerlendirilmesi, yönetişim ve hükümet kapasitesinin iyileştirilmesi de bu adımlara dahil olmalı" ifadelerini kullandı.
COVID-19 ve Ukrayna'da devam eden savaş da dahil olmak üzere yaşanan son şokların etkilerinin bölgeler arasındaki uçurumları derinleştirmesinin beklendiğine dikkat çekilen raporda ekonomik, sosyal ve politik dokuyu zayıflatabilecek bölgesel eşitsizliklerin gelecekte önemli maliyetleri olacağı vurgusu yapılıyor. Söz konusu maliyetlerin ekonomik, sosyal ve siyasi maliyetler şeklinde sıralandığı raporda, geri kalmış veya durgunluğun kısır döngüsüne hapsolmuş bölgelerin, tüm ülkelerdeki ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmını oluşturduğu ve kullanılmayan potansiyeli yansıttığı ifade ediliyor.
Raporda eşitsizliklerin sosyal maliyetlerinin hem yüksek konut fiyatları ve trafik sıkışıklığıyla mücadele edilen ekonomik açıdan dinamik bölgelerde hem de kamu hizmetlerine zor ulaşılan, kalitesinin düştüğü geri kalmış bölgelerde belirgin olduğunun da altı çiziliyor. Siyasi maliyetlerle ilgili bölümde ise, eşitsizliğin hükümetlere olan güveni zayıfl atabileceğine dikkat çekilerek düşük güven seviyelerinin artan hoşnutsuzluk ve düşük sosyal uyumun bir işareti olduğu ve zaman içerisinde demokrasiyi zayıfl atabileceği uyarısında bulunuluyor.
OECD’nin Bölgesel Görünüm 2023/Eşitsizlikler Raporu'ndan dikkat çekenler
■ Yüksek gelir / artan eşitsizlik: Kişi başına düşen GSYİH'nın OECD ortalamasının üzerinde olduğu bazı ülkelerde (Belçika, Danimarka, Fransa, İsveç, Birleşik Krallık ve ABD dahil) bölgesel eşitsizliklerin arttığı görüldü.
■ Artan gelir / artan eşitsizlik: Doğu Avrupa'daki hızlı büyüyen birçok OECD ülkesi de dahil olmak üzere, OECD'nin kişi başına düşen GSYİH ortalamasını yakalayan birçok ülkede bölgesel eşitsizliklerinin arttığı görüldü.
■ Yüksek gelir / daha düşük eşitsizlik: Finlandiya, Norveç, Almanya, Hollanda ve Yeni Zelanda'nın da aralarında bulunduğu diğer ülkeler, bölgeler arasındaki farkları daraltırken kişi başına düşen yüksek GSYİH'yi sürdürmenin mümkün olduğunu gösterdi.
■ Düşük büyüme / daha düşük eşitsizlik: Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi Güney Avrupa ülkelerinde, zayıf genel ekonomik performans bağlamında bölgesel eşitsizliklerin azaldığı görüldü.