ESKİŞEHİR / EKONOMİ
Türkiye’de sanayi, üretim ve lojistik başta olmak üzere birçok sektörde yerli iş gücü arzında yaşanan daralma, işletmeleri yabancı iş gücüne yöneltiyor.
BLGN İnsan Kaynakları ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Kaan İmral, şirketlerinin bu alanda uzmanlaşma motivasyonunun, işverenlerin ihtiyaç duyduğu personeli hızlı ve güvenilir şekilde karşılamak olduğunu belirtti. İmral, söz konusu süreçlerin tamamen yasal mevzuata uygun yürütüldüğünü vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı: “BLGN İnsan Kaynakları ve Danışmanlık olarak amacımız, Türkiye’de iş gücü açığı yaşayan sektörlerin sürdürülebilir şekilde üretim yapabilmesini sağlamak ve işletmelerin nitelikli personel ihtiyacına güvenilir çözümler sunmaktır. Son yıllarda özellikle sanayi, üretim ve lojistik alanlarında yerli iş gücünde ciddi bir arz açığı görüyoruz. Bu tablo hem üretim planlarını aksatıyor hem de ülke ekonomisinin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Biz bu noktada devreye giriyor, yurt dışından nitelikli ve bedensel iş gücü temininde süreçleri hızlı, yasal ve güvenilir biçimde yöneterek firmalara maliyet avantajı, sürdürülebilir iş gücü ve yüksek verimlilik sağlıyoruz.”
Güney Asya’dan geniş aday havuzu
İşçi temininde ağırlıklı olarak Pakistan, Hindistan, Nepal ve Sri Lanka gibi ülkelerle çalıştıklarını dile getiren Kaan İmral, “Bu ülkelerin yurt dışı istihdam kültürü oldukça güçlü ve Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu hem nitelikli hem de bedensel iş gücü profilleriyle yüksek uyum gösteriyorlar. Disiplinli, çalışmaya istekli ve geniş bir aday havuzuna sahipler. Bizim bu pazarlardaki gücümüz ise tamamen titiz aday değerlendirme süreçlerimizden geliyor. Adayların sağlık raporlarından adli sicil kayıtlarına, video mülakatlarından mesleki yeterlilik belgelerine kadar her detayı ayrıntılı şekilde inceliyor, yalnızca güvenilir ve uygun profilleri işverenlerimize sunuyoruz” diye konuştu.
Talebin yüzde 75’i bedensel iş gücünde yoğunlaşıyor
Sanayi alanındaki uzmanlık gerektiren mesleklerin toplam taleplerin yaklaşık yüzde 20–25’ini oluşturduğunu belirten Kaan İmral, kaynakçılık, torna-tesviye, CNC operatörlüğü ve makine bakım gibi pozisyonların bu kapsamda öne çıktığını aktararak, “Kalan yaklaşık yüzde 75–80’lik bölüm ise üretim hattı, paketleme, yükleme-boşaltma, lojistik destek ve inşaat yardımcı personeli gibi bedensel iş gücü kategorilerinden oluşuyor. Türkiye’de birçok sektörün temel operasyonel yükünü taşıyan bu gruba yönelik talep çok yüksek. Genel istihdamın büyük bölümü bu kategoride yoğunlaşıyor” dedi.
“Gençlerde nitelikli çalışan oranı yüzde 10 seviyesinde”
Türk sanayicisinin neden yabancı iş gücüne yöneldiğini değerlendiren İmral, yerli iş gücünde karşılanan eksikliklere dikkat çekerek, “Sanayide ‘usta’ olarak nitelendirilen deneyimli personel sayısı hızla azalıyor; genç iş gücünde ise nitelikli çalışan oranı yalnızca yüzde 10 civarında. Bu durum, üretimde sürekliliği ve verimliliği ciddi şekilde etkiliyor. İşverenler, maliyet avantajı ve sürdürülebilir iş gücü sağlamak amacıyla yabancı personel istihdamını stratejik bir çözüm olarak tercih ediyor” ifadelerini kullandı.
Mesleki yeterlilik belgeleri Türkiye’de tamamlanıyor
BLGN’nin mesleki denklik ve yeterlilik süreçlerine özel önem verdiğini belirten İmral, teknik alanlarda Türkiye’de alınan Mesleki Yeterlilik Belgesi’ni zorunlu gördüklerini ifade etti. Kaan İmral, sözlerine şöyle devam etti: “Biz yalnızca mevcut belgelerin doğrulanmasıyla yetinmiyoruz. Personelin Türkiye’de uygulanan eğitim ve sınav sistemine tabi tutulmasını çok daha sağlıklı buluyoruz. Ayrıca her personel için iki aylık bir deneme süreci sunuyoruz. Bu dönemde performans yeterli bulunmazsa işverene hiçbir ek maliyet oluşturmadan yeni personel sağlıyoruz. Bu yaklaşım hem kalite standartlarımızı yükseltiyor hem de işverenlerimize güvenilir iş gücü sunmamızı sağlıyor.”
Yabancı işçi talebinin en yoğun olduğu alanlara ilişkin bilgi veren İmral, ağır sanayi, makine sanayi, plastik, geri dönüşüm–hurda, metal işleme, inşaat ve lojistiğin öne çıktığını belirtti. Sektördeki açığın büyüdüğüne dikkat çeken İmral, talebin önümüzdeki dönemde daha da artacağını söyledi. Yabancı iş gücünün ekonomik çıktısına değinen İmral, sağlanan katkıyı şu sözlerle özetledi: “Sürekli ve nitelikli iş gücü, üretim hatlarının durmadan çalışmasını sağlıyor. Bu durum kapasite kayıplarını önlediği gibi üretim artışı, verimlilik ve ihracat performansında yükseliş anlamına geliyor. Kayıtlı istihdam yapısı gereği yabancı personelin ödediği vergi ve SGK yükümlülükleri kamu gelirlerine önemli katkı sunuyor.”
“Bağımlılık artacak, profesyonel modeller yaygınlaşacak”
Türk sanayisinin yabancı iş gücüne olan bağımlılığının artacağını dile getiren Kaan İmral, “Ağır sanayi, makine, plastik, metal işleme, geri dönüşüm ve lojistik gibi alanlarda sürdürülebilir iş gücü açığı çok belirgin. Bu nedenle yabancı iş gücüne olan bağımlılık artacak. Kısa vadede yabancı personel maliyet avantajı ve devamsızlık oranlarının düşüklüğü nedeniyle daha fazla tercih edilecek. Orta vadede ise yabancı iş gücü yalnızca açığı kapatan değil, üretim kalitesini yükselten stratejik bir kaynak haline gelecek.” açıklamasında bulundu.
Hizmet yelpazesini genişletmeyi planladıklarını belirten İmral, farklı coğrafyalardan yeni aday havuzlarının oluşturulacağını vurgulayarak, “Bugün belirli ülkelerden tedarik sağlıyoruz ancak yeni kaynak ülkeleri devreye almak için çalışmalarımız sürüyor. Hedefimiz, talebin yoğun olduğu ağır sanayi, makine, plastik, metal işleme, geri dönüşüm, inşaat ve lojistik gibi sektörlere daha geniş bir insan kaynağı sunmak ve tüm süreçleri tamamen yasal, güvenli ve profesyonel bir yapıda yönetmek.” ifadelerini kullandı.