DİDEM ERYAR ÜNLÜ
CitiPR Kurucusu ve İletişim Danışmanı Derya Aslan, 30 yıllık kariyerinde hem iletişimin hem de girişimciliğin değişen yüzüne tanıklık eden bir isim. “Kendi zamanımı yönetmek istedim” diyerek kurduğu CitiPR ile markalara sadece tanıtım değil, “değer yaratma” vizyonu kazandıran Aslan, “İletişim, duygusal zekâ olmadan başarılamaz” diyor.
Kolejden mezun olduktan sonra doğrudan iş hayatına atılmayı seçen ve üniversiteye başlamadan önce İstanbul FM’in Reklam ve Halkla İlişkiler Departmanı’nda çalışmaya başlayan Aslan, “O dönem özel radyoların yayın hayatına yeni başladığı bir dönemdi. Müthiş bir heyecan vardı” diyor.
Bu deneyim, onu iletişim dünyasına taşıyan ilk adım olmuş. “Henüz üniversiteye başlamadan ne yapmak istediğime karar verdim” diyen Aslan, Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimi lisans eğitiminin ardından, iletişime olan ilgisini ders seçimlerinde de sürdürmüş. Betül Mardin ve Haluk Şahin gibi isimlerden ders aldıktan sonra, Bilgi Üniversitesi’nde MBA, Beykoz Üniversitesi’nde Göstergebilim ve İletişim Tasarımı yüksek lisanslarını tamamlamış. Şimdi ise Netkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimine devam ediyor.
Kendi ajansını kurma kararını ise şöyle anlatıyor Aslan, “Kendi işimi yönetmek istedim. Kendi işinde özgürsün ama istediğin saatte çıkamazsın. Yine de bu özgürlük duygusu benim için çok kıymetliydi. Üniversitede öğrenciyken de çalışıyordum; kamera önünde programlar sundum, reklam filmlerinde oynadım, pazarlama yöneticiliği yaptım. Farklı alanlarda çalışmak beni zenginleştirdi.”
KOBİ’lerle başlayan “mavi okyanus” stratejisi
Ajansını kurduğunda aklındaki soru netmiş: “Markalar neden beni tercih etsin?” Cevabı ise Mavi Okyanus Stratejisi dersinde bulmuş. “Halkla ilişkilerin ne işe yaradığını bilmeyen kurumları bulup anlatmaya karar verdim. KOBİ’lerle başladım. Bugün sektörünün öncülerinden biri olan ilk markamız, o günkü cesaretimizin meyvesi.”
Kadın lider olmanın anlamı
Bir kadın girişimci olarak önyargıdan çok zorluklarla karşılaştığını söyleyen Aslan, “Zor insanları ya da zorlukları engel olarak değil, aşılması gereken aşamalar olarak görürüm. En önemlisi, işimizin değersizleştirilmesine izin vermem” diyor. Kadın liderlerin sektöre kattığı değeri ise “bilgiyi paylaşma” kültürüyle tanımlıyor: “Kadın liderler yeni iletişimciler yetiştirmede daha sabırlı, verici ve paylaşımcı. Benim için bu bir görev değil, doğal bir refleks.”
“Dürüstlük, güven, şeffaflık: Geleceğin üç anahtarı”
İletişim dünyasının son 10 yılda büyük bir dönüşüm yaşadığını vurgulayan Aslan, artık markaların iletişimi bir yönetim fonksiyonu olarak gördüğünü belirtiyor: “Ancak sektör, kattığı değer kadar değer kazanabildi mi? Ne yazık ki her zaman değil. Genç iletişimciler için bunu vurgulamak istiyorum: Markaya kattığınız değerin, sizin yaşamınıza da yansıması gerekir.”