MÜBERRA TAŞÇI GÜREŞ
Yakın zamana kadar dış mekan tasarımına yönelik hizmet sağlayıcı bir disiplin olarak kabul edilen peyzaj mimarlığı, günümüzde artık sera gazı emisyonunu azaltan, kentlerin soğutulmasına, doğanın geri dönüştürülerek ekolojik dengenin korunmasına destek olan uygulamalarıyla öne çıkıyor.
Faaliyet alanları da konutlardan, büyük otoyollara, maden sahalarına kadar uzanıyor. İnşaat, altyapı, enerji, maden gibi pek çok sektörde proje geliştiren peyzaj alanında 30 yıldan bu yana faaliyet yürüten Karaoğlu Peyzaj, yurt içinde olduğu kadar dünyanın değişik coğrafyalarında da projeler geliştirdi.
Aynı okuldan mezun peyzaj mimarları, Nesrin Karaoğlu Otuzoğlu ile Yasin Otuzoğlu çiftinin ortaklığında yönetilen Karaoğlu Peyzaj, 400’e yakın çalışanıyla bugün 3 kıtada 10 ülkede peyzaj uygulamaları gerçekleştiriyor.
Erozyon riskini azaltan uygulamalara imza atıyor
Hollanda’da stajyerliği de kapsayan bir buçuk yıllık çalışma hayatından sonra İstanbul’da kurduğu şirketini, evliliğinden sonra eşi ile birlikte büyüttüklerini söyleyen Otuzoğlu, “2 kişi ile başladık ve şu anda 400 kişiyiz. Karaoğlu Peyzaj olarak yapısal ve bitkisel uygulama işlemi yapıyoruz. Bunlara artı olarak ise doğa onarımı işleri yapıyoruz. Doğa onarımı dediğimiz otoyollarda, barajlarda ve enerji santrallerinde bozulanın yerine konulması ve doğanın eski haline getirilmesiyle ilgili bizim özel makinelerimiz var. Erozyonu önlemek için toprağın akması önlüyoruz. Otoyollarda sağlıklı bir sürüş güvenliği sağlamak için hem bitkilendirme hem geoteknik önlemler gibi projeler yapıyoruz” dedi.
Meslek hayatına yeni başladıklarında peyzajın üst gelir grubuna hitap eden meslek alanı gibi değerlendirildiğini dile getiren Otuzoğlu, mesleklerinin özellikle son 15-20 yılda bu küresel ısınmanın yakıcı etkilerini hissettikçe insan yaşamına daha çok katkı veren ve değer katan bir hale geldiğinin altını çizdi.
Artık bu durumun değişerek mesleklerine olan önemin arttığından bahseden Otuzoğlu, “Otoyol, ulaşım, enerji, boru hatları, maden gibi büyük topraklanmanın olduğu projelerde doğanın gördüğü zararı eski haline döndürmeye çalışıyoruz. Yatırımların daha sürdürülebilir ve güvenli olmasını sağlıyoruz. Çünkü erozyon çevresindeki yatırımın güvenliğini de etkiliyor. Diğer taraftan da bunların doğadaki ayak izini kapatmaya çalışıyoruz. Peyzaj mimarlığı mesleği de aslında bir nevi doğa onarımı. Bütün inşaatlarda yeşil çatılar yapıyoruz. Bununla birlikte binaların ısısını koruyalım daha az soğutma daha az ısıtma giderleri olsun istiyoruz” diye konuştu.
“Kentleri acil olarak soğutmamız gerekiyor”
Karaoğlu Peyzaj, aynı zamanda Sakarya, İstanbul ve Ankara’daki, toplam 48 hektarlık fidanlık üretim ve lojistik merkezlerindeki yüksek ihracat kapasitesi ve sunduğu hizmetlerle de öne çıkıyor. Şirket ortaklarından olan Yasin Otuzoğlu aynı zamanda Avrupa Peyzaj Müteahhitleri Birliği Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor.
Otuzoğlu, yaklaşık 2006 yılından beri Avrupa Peyzaj Birliği’nin üyesi olduğunu ifade ederek, “Bizim Avrupa Birliği’ne 4 üye ülkemiz var. Uluslararası alandaki oradaki doğru ve yanlış uygulamaları da çok yakından gözlemliyoruz. Bütün yapılan çalışmalar şunu gösteriyor. İklim değişikliğiyle ilgili bugün bir şey yapmazsak ilerleyen yıllarda bizi çok kötü zamanlar bekliyor. Bu konuda ise acilen kentleri iklim krizine dirençli hale getirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla kentleri soğutmamız lazım. Türkiye olarak ciddi risk altındayız” dedi.