HÜSEYİN GÖKÇE / ANKARA
Turgay Ciner tarafından 20 yıl işletildikten sonra 2020’de kamunun eline geçen Ankara’nın Nallıhan İlçesi’ndeki Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmesi çalışmaları sürüyor. İşyerinde örgütlü Türkiye Maden İş Sendikası ise özelleştirmeye karşı çıkıyor. Sendika Başkanı Nurettin Akçul, Çayırhan Termik Santrali’nin oldukça kârlı bir kuruluş olduğunu belirterek, tam mal varlıklarıyla satışı öngören özelleştirme kararından vazgeçilmesi çağırısında bulundu.
EKONOMİ’nin sorularını cevaplandıran Akçul, santralin özelleştirilmesi için öngörülen yükümlülüklerin, ortalama 3 yıllık kazançla yerine getirilebileceğini söyledi. Santral ve maden sahasında toplam 2 bin 200 işçinin çalıştığını hatırlatan Akçul, santralin kamuya yük iddialarının aksine ciddi gelir sağladığını belirterek “Özelleştirme, bu tesisin enerji krizleri veya acil durumlarda güvenli enerji sağlama kapasitesini düşürebilir ve ülkenin enerji arz güvenliğini riske atabilir. Bunun önüne geçilemezse çok daha büyük sıkıntılar bizi beklemektedir” diye konuştu.
“Hiç zarar etmedi”
Çayırhan’ın kamu tarafından işletildiği dönemde hiç zarar etmediğini dile getiren Akçul, “Şimdi böylesine emek verilmiş, bu günlere getirilmiş bir işletmeyi yok pahasına satmak istiyorlar. Satılan sadece işyerimiz değildir; satılan, güvencemiz, geleceğimiz, emeğimiz, üretimimiz, bugüne kadar elde ettiğimiz haklarımızdır” dedi. 20 yıl ömrü olan bir işletmenin satışa çıkarılmasının mantıklı olmadığını söyleyen Akçul, yapılan hesaplamalara göre santralin satışından elde edilecek gelirin, üç yılda amorti edilebileceğini belirtti. Özelleştirmenin iptali için Ankara’ya başlattıkları yürüyüş sırasında Özelleştirme İdaresi’nin ihale başvurusunu 3 ay ertelediğini belirten Akçul, istedikleri sonucu alamazlarsa eylemlere bıraktıkları yerden devam edecekleri uyarısında bulundu. Bir süre önce santraldeki 500 işçi kendisini madene kapatarak eylem yapmış, dışardaki arkadaşları da eyleme destek vermişlerdi.
“Adrese teslim mi olacak?”
Kardemir dahil özelleştirme yerine başka formüllerin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin soruya Akçul, “Kardemir zarar eden bir işletmeydi. Bizim burada durum çok net; kâr eden bir işletme. Adrese teslim tek bir şirketin söz sahibi olmasından kat be kat daha güvenli ve sağlıklı işçinin ve halkın yararını gözeten reformlar yapılabilir” cevabını verdi. EÜAŞ tarafından işletilen Çayırhan Termik Santrali, 620 MWe büyüklüğüyle Türkiye’nin 38’inci Ankara’nın ise 2’nci büyük enerji santrali konumunda. Linyit Termik Santrali sıralamasında ise 12’nci sırada bulunuyor.
Sözleşmede işçiyi koruyan hiçbir madde yok”
Nurettin Akçul, özelleştirme sonrası kâr odaklı bir yaklaşımın işçi ücretlerinde düşüşe, çalışma koşullarında kötüleşmeye ve hatta işten çıkarmalara yol açabileceğini belirterek, “Bu geçmişte tecrübeyle sabittir. Bu işçilerin hiçbir garantisi olmayabilir” diye konuştu. Devir sözleşmesinde kazanılmış hakları garantileyen herhangi bir madde bulunmadığına değinen Akçul, “Toplu iş sözleşmeleriyle ya da işçi devir sayısıyla ilgili bir madde yok. Kısacası işçinin iş garantisi yok. Ayrıca iş güvenliği maliyetlerini düşürmek isteyen bir anlayış, işçi ölümlerine ve iş kazalarına neden olabilir” dedi.
“Çayırhan aynı zamanda bir okuldur”
Türkiye’de yeraltı linyit işletmeciliğinin mekanize sistemle yapıldığı ilk işyerinin Çayırhan olduğunu dile getiren Nurettin Akçul, “Bu özellik, burayı sadece bir maden değil, aynı zamanda bir okul haline gelmiştir. Burada yetişen kalifi ye elemanlar, ülkemizin diğer madenlerine transfer edilerek sektördeki işleyişe, büyük katkılar sağlamaktadır” diye konuştu.