Yener KARADENİZ
Salgın sonrası artan tüketici bilincinin de etkisiyle dünyada yükselen bir trend haline gelen sürdürülebilirlik, markaların da en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Tamirden kiralamaya ve ikinci el eşya satışa kadar ürünlerin kullanım ömrünü uzatarak karbon emisyonunu düşürmeye yönelik proje geliştiren markalara lüks moda perakendecisi Beymen de eklendi. Beymen, Reborn ile ilk kez ikinci el lüks çanta satışına başladı.
Beymen müşterilerinin sürdürülebilir modaya katkı sağlamalarını mümkün kılan lüks ikinci el çanta satış platformu Reborn, düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı. Etkinlikte konuşan Beymen Grup CEO’su Elif Çapçı, 1971’de hizmet vermeye başlayan Beymen’in geride kalan 52 yıldır moda dünyasına yön veren vizyoner tavrını koruduğuna dikkat çekerek, “Bizim için en önemli özelliğimiz gerek global moda evleri gerekse çağdaş yeni nesil markalar ile bir araya getirdiğimiz ürün seçkimiz. Türkiye’nin lider lüks moda ve yaşam stili destinasyonu olmak stratejimizin odağında. Ancak her şey bundan ibaret değil. Pek çok yaratıcı proje üzerinde de çalışıyoruz” dedi.
2. el her çanta dünyaya hediye
Bu dönemde sadece kurumlar değil müşterilerin de sürdürülebilirlik konusunda hassasiyetlerinin arttığına ve bunu alışverişlerine yansıttıklarına dikkat çeken Çapçı, şöyle devam etti: “Herkes gibi Beymen’de son yıllarda artan şekilde sürdürülebilir moda konusuna kafa yoruyor. Bunun tasarımdan üretime, alışveriş tercihinden mağazada kullanılan ampule ve geri dönüşüme kadar pek çok ayağı var. Ürünlerin ne kadar süre ile kullanıldığı ve döngüsel ekonomi de bir başka önemli konu. Biz de bu alanlarda pek çok farklı inisiyatifin altına imza atıyoruz. Reborn da bu şekilde 1 yıllık bir çalışmanın ardından doğdu. Hedefimiz kendi boyutumuzda Türkiye’nin ilk lüks ikinci el satış platformu olmak. Reborn, tasarımların değerini sahiplenmeye ve onlar korumaya odaklandı. Lüks moda ürünleri üstün kalite işçiliği ve tasarımları ile uzun yıllar kullanılabilecek ürünler. Döngüsel modanın kalbinde de bu anlayış var. Kullanım başına maliyet de bu şekilde düşüyor ve bu da karbon ayak izinin düşmesi anlamı taşıyor. Aslında ikinci el alacağınız her bir çanta dünyaya bir hediye bir katkı.”
Beymen.com çatısı altında hayata geçen Reborn şöyle çalışıyor: Beymen müşterileri hiç kullanmadıkları ya da çok az kullandıkları çantaları Beymen Reborn sayfasına gidip başvuru formunu doldurarak 4 adımda ürünlerini programa dahil edebiliyorlar. İçerde 20’yi aşkın kişiden oluşan uzman ekip çantaları analiz ediyor, orijinal olup olmadığının kontrolünü yapıyor, kullanım durumları değerlendiriliyor. Tüm bu aşamalardan sonra olumlu görülürse çantanın fiyatı belirleniyor. Çantanın sahibi de kabul ederse ürünün fotoğraf çekimleri yapılarak sisteme dahil ediliyor. Beymen bu işlemden belli bir oranda komisyon alıyor. Çantanın fiyatı sıfırının olup olmadığı, kullanım durumu gibi birçok değişkene bağlı olarak yüzde 5-10’dan yüzde 70’e kadar daha uygun fiyata satışa sunulabiliyor.
Halihazırda sistemde bulunan 331 adet çanta, bin 250 TL ile 100 bin TL arasında değişen fiyatla satışa sunulmuş durumda. Geride kalan dönemde 125 adet çanta satılmış ve her gün sisteme 20’ye yakın yeni çanta dahil ediliyor. İsteyen müşteri satıştan elde edilen geliri Deniz Temiz Derneği TURMEPA’ya da bağışlayabiliyor. Şimdilik Beymen mağazaları ve online satış platformundan alınan çantaların dahil edildiği sisteme önümüzdeki dönemde diğer lüks markalar da dahil edilecek. Elif Çapçı, sürdürülebilir moda alanında ortaya çıkan Reborn’un ardından yeni hizmetlerinin de olacağını belirterek önümüzdeki dönemde tecrübe kazandıkça ikinci el ayakkabı ve kıyafeti de sisteme dahil edecekleri bilgisini verdi.
“Türkiye lüks tüketimi seven bir ülke”
İthal ürün ağırlıklı olan lüks moda, haliyle kurda yaşanan volatiliteden en fazla etkilenen alanlardan biri. Seçim sonrası artan volatilite ile ilgili değerlendirme yapan Elif Çapçı, “Volatilite hayatın bir parçası. O kadar alıştık ki müşterimiz de piyasa da alıştı. Dünya son 10-15 sene çok fazla büyük beklenmedik olaylar yaşadı. Bence hassasiyet azaldı hayat devam ediyor. Bizim planlarımız çok daha uzun soluklu ve bu volatiliteyi de piyasanın dengesini bulması açısından doğal bir gelişme olarak görüyoruz. Kaygı verici bulmuyoruz. Türkiye lüks adına cazip bir ülke. Lüks tüketmeyi seven bir nüfus. Aynı zamanda da ciddi turist alan bir ülke. Dolayısıyla lüks adına dirençli bir ekonomi ortaya çıkıyor.”