ALİ ŞAHİN/BURSA
Art Lift, 1995 yılından bu yana faaliyetlerine devam ediyor. Bursa’nın yanı sıra Balıkesir ve Bilecik bölgesinde 900’e yakın asansöre bakım hizmeti verdiklerini belirten Art Lift Koordinatörü Cenk Altunkaya, “Sunduğumuz hizmetler arasında insan asansörü, yük asansörü, araç asansörü, itfaiyeci asansörü, sedye asansörü, panoramik asansör, kuyu dipsiz asansör, vakum asansör, engelli asansörü, engelli platformu, yük platformu, elektrikli asansör, hidrolik asansör, makine dairesiz asansör montaj bakım ve revizyon hizmetleri bulunuyor. Bu işleri yaparken fiyat odaklı değil kalite ve insan odaklı olarak çalışmayı bir şirket politikası olarak belirledik. Sektördeki birçok oyuncu gibi bugünü kurtarmak adına değil gelecekte de güçlü bir marka olarak ayakta durabilmek adına ilkelerimize uygun aksiyon alıyoruz. Mevcut piyasa koşullarında yeni işler almak yerine mevcudu koruyarak süreci atlatmayı planladık. Sektörde toparlanma olursa kalite odaklı olarak yeniden büyümeyi düşünebiliriz.” dedi.
“Şirket kurmak zorlaştırılmalı”
Asansör sektöründe fiyatta rekabet şansının kalmadığını vurgulayan Altunkaya, “Şirketimizin kuruluşunda Bursa’da 27 asansör firması varken bugün 130’u TSE belgeli 400’e yakın sektörde hizmet veren firma var. Bu firmaların büyük çoğunluğu merdiven altı olarak nitelendirebileceğimiz kalite ve nitelikli servis gibi alanlardan uzak firmalar. Sektörün şu anda en büyük sorunlarından birisi bu alanda çok kolay biçimde şirket kuruluşunun gerçekleştirilmesi. 75 metrekare alan ve bir tezgahı olan herkes basitleştirilmiş belgelendirme süreçlerini de cüzi bedellerle geçerek sektörde oyuncu olabiliyor. Biz insanların can güvenliğini merkeze alan bir sektörüz. Bu sebeple şirket kuruluş şartlarının da sert olması gerekli. Fiziki mekan, çalışan sayısı, belgelendirme süreçleri, yetkinlik kriterleri gibi birçok alanda şartlar getirilerek sektörün toparlanması bir zorunluluk halini aldı” dedi.
“Asgari ve azami tarife belirlenmeli”
Denetim ve servis tarafında ciddi bir hukuki sorumluluk da üstlendiklerini belirten Altunkaya, “Aldığımız bakım ücretleri üstlendiğimiz riski karşılamıyor. Sektördeki rekabet koşullarını stabil hale getirmenin yanı sıra bir de asgari ve azami çalışma tarifesinin belirlenmesi gerekli. Bu konularda bir oda çatısı altında sektör bileşirse daha kolay hareket edebilecek yapıya kavuşacak. Ama mevcut düzende sürekli geriye gidiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sektördeki üreticilerin montaj ve malzeme tarafında aktif oyuncu olarak yer almaması gerektiğini de belirten Altunkaya, “Üreticilerin montaj tarafında yer alması da fiyat ve karlılık kaybını tetikliyor. Çünkü montaj firmasına sattığı bedelin daha altına montaj yapan üreticiler akabinde bakım tarafındaki yüksek bedellerle farkı kapatsalar da ilk alım maliyetinde bizim önümüze geçiyor.” dedi.
Kalite algısının yerini kaybettiğini vurgulayan Cenk Altunkaya, müşteri tarafında bu farklılığın kaynağına yönelik bilincin de artması gerektiğini ve aynı malzemeler arasında afaki farklar olamayacağının da altını çizdi.
“Mevzuatlarda güncelleme yapılmalı”
Mevcut asansör bakım yönetmeliğinin de gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Altunkaya, “Mevzuatta öyle maddeler var ki asansör stabil olsa bile kırmızı etiket alabiliyor. Mesela makine dairesinde sadece aydınlatmanın bağlı olduğu sigortanın çalışmaması durumunda kırmızı etiket verilirken, teknik personelin çalıştığı zifiri karanlık kuyunun aydınlatmasının çalışmaması durumunda mavi etiket verilmesi gibi bir durum söz konusu. Bu gibi maddeler güncellenirken muayene süreleri ile ilgili de revizyon yapılabilir. Ayrıca asansörün devreye alınması sürecinde gereken faturalandırma sürecinde de ciddi vergi kayıpları oluşturan uygulamalar söz konusu. Bunların düzenlenmesi haksız rekabet konusunu da etkileyecektir. Ayrıca üretim konusunda ülke olarak kaliteli ve nitelikli üretim yapmamıza karşın birçok kamu ihalesinde halen yerli ürün kullanımını engelleyen şartnameler görebiliyoruz. Bunların da artık kamu nezdinde şartnamelerden çıkarılması gerekli.” ifadelerini kullandı.