ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİR
Arıkan Otomotiv, Eskişehir’de 1975 yılında küçük bir atölyede başlayan üretim serüvenini bugün global pazarda söz sahibi bir konuma taşıdı. Yarım asırlık geçmişinde Toyota, Volvo, Ford gibi dünya devlerinin tedarikçisi haline gelen şirket, Türkiye’nin üretim gücünü uluslararası arenada temsil ediyor. Üretim stratejileri ve geleceğe dair hedeflerini anlatan Arıkan Otomotiv Genel Müdürü Ahmet Arıkan, “1975 yılında Mehmet Ali Arıkan tarafından Eskişehir’de kurulduk. O dönemlerde üretimimizi Baksan Sanayi Sitesi’ndeki sınırlı imkânlara sahip atölyelerde gerçekleştiriyorduk. 1990’lı yıllara kadar Fiat-Tofaş’a üretim yaparken, Ford Otosan’ın da portföyümüze eklenmesiyle büyümemiz kaçınılmaz hale geldi. Bu büyüme bizi daha geniş bir üretim alanına taşımak zorunda bıraktı ve Organize Sanayi Bölgesi’ndeki ilk fabrikamıza geçtik. Bu, Arıkan Otomotiv için sadece mekânsal değil, zihinsel bir dönüşümün de başlangıcıydı. Üretim kapasitemizi artırırken, kurumsallaşmanın temellerini attık” diye konuştu.
“İhracatla büyüdük, dünya devleriyle aynı masada yer aldık”
2001 yılında yönetimi devraldığını belirten Ahmet Arıkan, “Global pazarlara açılmak için kararlı bir adım atmamız gerektiğini biliyordum. Ford Motor Co.’nun Belçika ve İngiltere tesislerine yaptığımız ilk ihracat, bu anlamda bizim için milat oldu. O yıllarda ihracat yapmak sadece üretmek değil, markanızı güvenilir bir iş ortağı haline getirmek demekti. Bu adımla birlikte Arıkan, artık yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’da da bilinen bir marka olmaya başladı. 2004’te Toyota, 2007’de Volvo ve sonrasında Stellantis ile Volkswagen Grubu markalarını portföye ekledik” dedi.
Özellikle kilit sistemleri ve menteşeler konusunda tasarım ve üretim kabiliyetlerini çok geliştirdiklerini belirten Arıkan, 2019 yılından beri Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen Ar-Ge merkezleriyle üretim anlayışlarının köklü bir dönüşüm geçirdiğini söyledi. Ahmet Arıkan, sözlerine şöyle devam etti: “Ar-Ge merkezimizin kurulmasıyla birlikte sadece üretim yapan değil, aynı zamanda tasarlayan bir firmaya dönüştük. Bu dönemde geliştirdiğimiz mekanizmalı parçalar, global markaların dikkatini çekti. Artık sadece bir üretici değil, çözüm ortağıydık. Toyota’nın Avrupa’da ürettiği tüm araçların kaput kilitlerini tasarlayıp üreten bir firma haline gelmemiz, bu sürecin en somut örneğidir. 2016’da Eskişehir OSB’deki yeni tesisimize taşınmamızla birlikte makine parkurumuzu yeniledik, üretim kapasitemizi iki katına çıkardık. Bu yatırım, yarım asırlık deneyimimizi geleceğe taşıyacak önemli bir eşikti.”
Yeni hedef yurtdışında üretim tesisi kurmak
Gelecek stratejilerine de değinen Ahmet Arıkan, Türkiye dışındaki ilk üretim tesisleri için uzun süredir fizibilite çalışmaları yürüttüklerini açıklayarak, “Fas, son yıllarda otomotiv üretiminde önemli bir merkez haline geldi. Hem coğrafi konumu hem de tedarik zincirine yakınlığıyla ikinci üretim tesisimizi bu ülkede kurmayı değerlendiriyoruz. Böylece hem Avrupa’ya hem Afrika pazarına daha hızlı hizmet verebileceğiz” dedi.
“ Yeni ürün gruplarıyla yeni pazarlara açılacağız”
Kuruluşlarının 50’nci yıldönümünü kutladıklarını dile getiren Ahmet Arıkan, “Bu sadece bir zaman dilimi değil; ailemizin emeği, çalışanlarımızın alın teri, Eskişehir’in bize kattığı güç ve müşterilerimizin bize duyduğu güvenin bir yansıması. Küçük bir atölyede başlayan yolculuğumuzun bugün dünya devlerinin çözüm ortağı olarak anılması, bizim için tarifsiz bir gurur. Ancak yarım asrı geride bırakmak bir tamamlanış değil; yeni bir başlangıç. Önümüzdeki dönem, daha cesur yatırımların, daha ileri teknolojilerin ve daha geniş coğrafyalara yayılan bir Arıkan hikâyesinin dönemi olacak. Geçmişten aldığımız mirası, geleceğe taşıma sorumluluğuyla hareket ediyor; yeni pazarlara, yeni ürün gruplarına ve yeni başarılara doğru aynı inançla ilerliyoruz. Arıkan Otomotiv olarak, önümüzdeki 50 yılı bugünden daha güçlü inşa etmeye kararlıyız” ifadelerini kullandı.