METE BELOVACIKLI
Madencilikte Türkiye için ‘kendine kısmen yeterli’ ülke tanımı yapılsa da yeraltı zenginlikleri, bu ifadeden daha büyük bir gerçeklik aslında. Hali hazırda dünyada ticareti yapılan 90 tür madenin 22’sinin ülkemizde rezervi yeterli ve büyük ihracat potansiyeli var. Hesaplamalara göre yerin altında bilinen toplam maden varlığı, 3,5 trilyon dolar olarak tarif ediliyor. Maden üretim değerinde 132 ülke arasında 28’inci, maden çeşitliliği açısından da 10’uncu sırada yer alıyor.
Bu rakamlar boyutunda bakıldığında iyi görüntü veren potansiyelini kullanabilmesi bir yana, madencilik Türkiye’de, üzerinde en çok tartışma yapılan sektör olarak karşımızda duruyor.
Mevcut durumu, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Başkanı Mehmet Yılmaz ile değerlendirdik.
Maden ruhsatları, aramaları, işletmeleri hem siyasetin hem kamuoyunun gündemindeki tartışmaların ana konulardan biri olmaya devam ederken, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Başkanı Mehmet Yılmaz, samimi açıklamalarda bulundu.
“Geçmişte çevre bilinci yokken çevreyi tahrip etmişler. Eğitime ve gerekli ekipmana önem verilmemiş” saptaması yapan Yılmaz, “İşçinin sendikalı olmasına, ses çıkarmasına izin vermek lazım. Madencilik şirketleri bunu çok ıskalamış ve madencilik tu kaka bir sektör olmuş” dedi. Sürdürülebilirlik açısından insanı ve çevreyi öncelemeyenlerin madencilik yapmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Değil Türkiye dünyanın neresinde olursanız olun insanı, orada yaşayanları önemseyeceksiniz. Sosyal mutabakat şart. Buradaki stratejik hata bu. İster Türk olsun ister yabancı; ister Ahmet, ister John, ister devlet olsun kim olursa olsun iyi çalışmıyorsa sıfır değeri vardır. Önemli olan işletmelerin uluslararası standartlarda çalışmasıdır. Kimin işlettiği hiç önemli değil” ifadelerini kullandı.
KANADA İLE İŞ BİRLİĞİ
Türkiye’de madencilik için tahsisli orman alanının toplam orman varlığının binde 3’ü, fiilen işletilen alanın ise binde 1’den az olduğunu anlatan Yılmaz, Türkiye coğrafyasında madenler için ruhsatlandırılan alanın da yüzde 10 civarında olduğunu ifade etti.
TMD ile Kanada Madenciler Birliği arasında sorumlu madencilik protokolü imzaladıklarını anlatan Yılmaz, sektörün çevresel ve sosyal riskleri daha etkin yönetmesini desteklemek ve uluslararası madencilik standartlarıyla uyumu artırmayı amaçladıklarını söyledi. Yılmaz, toplumun madencilik sektörüyle ilgili olumsuz algısını yıkmak için sorumlu madencilik anlayışının güçlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Yılmaz, madencilik sektörüne ilişkin de şu bilgileri paylaştı:
■ “2024 yılında madencilik sektörünün ihracat rakamı 6.1 milyar dolar. 2025 Ocak
■ Ağustos 7 aylık döneminde, madencilik sektörü 4 milyar dolar ihracat rakamına ulaştı.
■ TÜİK verilerine göre Ocak/ Haziran 2025 döneminde Türkiye’nin toplam dış ticaret açığı yaklaşık 49,4 milyar dolar. Bu rakamın 20,8 milyar doları madencilik kaynaklı açık. Yani yaklaşık tüm dış ticaret açığının yüzde 40’ı madencilikten geliyor.”
DOLAYLI 1 MİLYON İSTİHDAM YARATIYOR
Atatürk tarafından 1935 yılında MTA’nın kuruluşunu takiben, Türkiye’de madenciliğin gayri safi milli hasılanın yüzde 20’sini tek başına sırtladığı dönemler yaşandığını hatırlatan Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün ise sektörün GSYH payı hem 2024 hem 2025 için benzer, yüzde 1–1,4 aralığında seyrediyor; hedef yüzde 2. Gelişmiş ülkelerde madenciliğin GSYH payı: ABD yüzde 4,5, Almanya yüzde 4, Kanada yüzde 7,5, Avustralya yüzde 8,7, Rusya yüzde 14, Çin yüzde 13.
Türkiye’nin yer altı kaynaklarının bugünkü değeri 3,5 trilyon doları aşmaktadır. Ancak bu potansiyelin büyük bir kısmı henüz keşfedilmemiştir. Ve bu haliyle bile madencilik 180.000 kişilik doğrudan, yaklaşık 1 milyon kişilik de dolaylı istihdam sağlıyor.”
Türkiye’nin maden sektöründeki durumu
■ Bor: Dünya rezervlerinin yüzde 73’ü Türkiye’de.
■ Mermer: 80’den fazla renk ve doku, 2024 yılında 1,5 milyar dolardan fazla ham ve işlenmiş mermer ihracatı yapıldı. 2025 Ağustos’a kadar ise 1 milyar dolardan fazla ihracat gerçekleştirildi.
■ Altın: 6.500 tonluk rezervin sadece yüzde 20’si işletilmiş durumda, 461 milyar dolarlık potansiyel hala mevcut.
■ Krom: Dünyanın en büyük 2. ihracatçısı Türkiye.
Altın madenciliğinin önemi
■ Finansal Araç: Altın, hem merkez bankaları hem de vatandaşlar için güvenli liman yatırım aracı.
■ Dış ticaret etkisi: Türkiye’nin dış ticaret açığında altın kritik bir kalem. 2023’te dış ticaret açığının yüzde 24,2’si altından kaynaklandı. 2024’te bu oran yüzde 16,6’ya, 2025’in ilk yarısında yüzde 16,2 olarak hesaplandı: 11,2 milyar dolar altın ithalatımız var.
■ Küresel görünüm & Türkiye’nin rolü: Jeopolitik riskler, savaşlar ve para politikası belirsizliğinin sürdüğü 2025’te de altın talebi rezerv ve hanehalkı kanalıyla güçlü kalıyor. Bu yüzden altın fiyatlanması ha düştü ha düşecek derken, sürekli rekor tazeliyor.